Dikkat çalınabilir!.. |
Perşembe, 19 Ekim 2006 | |
Kurulduğu günden bu yana Yurtiçi Kargo şirketiyle çalışıyoruz. Her gün, mutlaka üç-beş gönderimiz oluyor. Şimdiye dek memnunduk. Ara sıra yanlışlar olsa da gözümüze batmıyor, bizi çok fazla rahatsız etmiyordu… Ta ki, Kilis’ten bir dosyamız gelinceye dek. Mehmet Lütfi Palta adlı müşterimizin yolladığı dosyanın içerisinde altı adet torna ucu ve 160 YTL para vardı. Dosya poşetlerinin üzerindeki uyarıcı yazıyı 1982 yılından beri görmemize karşın, hem bu taşıma şirketinin güven veren duruşu ve hem de kuyumculuğun “yasal olmayan ticari yanı bulunması” nedeniyle, zaman zaman küçük paraları yollayabiliyorduk. Hatta, işin açıkçası altın bile yolladığımız oluyordu. Dedik ya, bu taşıma şirketi güvenilir bir şirketti. Belki yine öyledir. Kim bilir münferit bir olay yaşamışızdır. Neyse, 160 YTL İstanbul’a gelinceye dek hafif hasara uğrayarak, 110 YTL’ye dönüşüvermişti. Bir tür sihirli poşet içerisinde taşındığından 50 YTL eriyivermişti… Neredeyse, kurulduğu tarihten beri, Cağaloğlu Yurtiçi Kargo ile ilişkilerimiz son derecede iyi. Aras Kargo’dan tutun MNG’ye dek birçok firma bize önerilmesine ve ciddi ödemeler yapmamıza karşın, kargo şirketimizi hiçbir zaman değiştirmeyi, küçük pazarlıklar yaparak, küçük çıkarlar sağlamayı hiçbir zaman düşünmedik… Ancak şimdi düşünüyoruz… Ha, denilebilir ki; “müşteriniz olan Mehmet Lütfi Palta eksik para yollayamaz mı yada bilerek eksik yollamış olamaz mı?..” Bu olasılık çok küçük olmasına karşın, Yurtiçi Kargo’ya çok güvendiğimizden, ihmalkar ve üşengeç davranmayıp, kendi ölçütlerimize göre onun da sağlamasını yaptık. Ancak kanaatimiz odur ki, sorun Yurtiçi Kargo mekanlarından birinde (büyük olasılıkla Kilis’te) ve taşınma süreci içerisinde vuku buldu… Peki hiçbir umudumuz ve hiçbir hukuksal temelimiz bulunmamasına karşın, neden yazıyoruz?.. Hiç… Evet kocaman bir hiç… Sosyolojik bir gerçek vardır: toplumları, insanları bir arada tutabilmeniz için (güven duygusu besleyip Yurtiçi Kargo ile çalışmaya devam edebilmek için) “rıza yönetimi” gündemde olması gerekir. Hangi sistem olursa olsun, halkı tarafından “rıza yönetimi” ile kabul görmüyorsa, o sistem çöker, çürür… Nazik ve kırılgan eşyalarımızı (örnekse benim yaptığım ve çok değer verdiğim yağlıboya resimlerimi) bir yerlere yollarken, sürekli tembih eder ve üzerinde dururdum: “Mutlaka Yurtiçi Kargo ile yollayın ve mutlaka üzerine ‘dikkat kırılabilir’ diye yazın diye…” Bundan böyle şu uyarıda bulunuyorum (bulunacağım) : “Dikkat Çalınabilir!..” (Kaynak: Hilmi Bulunmaz) |