13 Temmuz 2013 Cumartesi

LİNÇÇİ Demirkanlı, savcılığa şikâyet edilebilecek çirkin yazılar yazıyor!

Twetter'daki Kimliksizler… Sapıklar…

Tweeter'a uzun süre dahil olmadım, karşı olduğumdan değil zaman bulamayacağım için, Dergi'nin hesabını da Deniz Demirkanlı ve Damla Cangül yönetiyordu.

Gezi süreci beni de bu Sosyal Medya'yla tanışmama vesile oldu. Kontrolü zor, takibi de çok kolay olmayan, olumlu ve olumsuzlukları barındıran bir yapı.


Bugün, bir arkadaşımın ikazıyla bir sapığım olduğunu öğrendim. Yazdığım tweet'lere orada yanıt vermek yerine kopyalayıp, başka yerlerde yayınlayıp, üstüne yanıt veriyor, yani görmem ve yanıt vermemim mümkün olmadığı yerlerde, neden böyle bir saçmalık ya da sapıklık yapar bilemedim…


Sapık olmak için ehliyet istenmiyor ki?


Adamı ya da kadını önce ikaz ettim, sonra olabildiğince hakaret ettim ama bana mısın demedi?


Tweet'lerimi alıp yayınlıyor, yanıt veriyor ama karşıma çıkamıyor, ben de yanıt veremiyorum… Mail attı,  gerekçesi şuymuş: Tweetter, facebook gibi yapılar emperyalizmin oyunuymuş, kendisi de sosyalist olduğu için kendi adıyla girmiyormuş bu Sosyal Medya'ya… Tuhaf, tuhaf ötesi hastalıklı bir durum… "Hiç bulaşma o zaman, sahte kimlikle girince, sahte de olsa sosyalist mi oluyorsun?" diyemedim, yok olup gitti…


Bir arkadaşım aradı, "Kuyumcu H. Hilmi Bulunmaz'dan mı bahsediyordun?" dedi, "Yoo" dedim. "O da senin twetlerini almış, yayımlamış." dedi. Şaşırdım, baktım, doğru… bu şahıs da benim twetlerimi almış, başkalarının da… yayınlamış, bir de yanıtlamış… Ben bu şahsın ne yapıp yapmadığını merak etmiyorum, biliyorum çünkü. Benim didiştiğim, oldukça fazla hakaret ettiğim kişi bu kuyumcu olamaz, bu yanıt verirdi, bu kadar hakareti kaldıramazdı.


Ancak, arkadaşımın ikazıyla bakıp gördüğüm sayfalarındaki tavrı onaylamadım, hoş değil… Bugün beni oldukça fazla meşgul eden o isimsiz, kimliksiz şahıs gibi davranıp, benim tweet'lerimi yayınlayıp, bir de yanıt yazması gerçekten tuhaf…


Arkadaşım: "İkisi aynı şahıs olabilir mi?" diye sordu.


Değildir, her ne kadar tavırlarında benzerlik varsa da, biri tamamen kimliğini gizleyerek rahatsız eden bir kişiliksiz kişi, diğeri (Kuyumcu Bulunmaz) kimliğini gizlemeden, -yanıt verilemeyecek yerde de olsa- gerçekleştiriyor bu anlamsız eylemini…


Kimliği olmadan, tweet'lerimi başka yerde yayımlayıp, üstüne yanıt yazan, bana yanıt hakkı bile tanımayan isimsiz sapık'la, ismini gizlemeden aynı şeyi yapan Kuyumcu Bulunmaz'ı birbirine karıştırmamak gerek.


Ben, buradan Kuyumcu Bulunmaz'ı ikaz ediyorum, yazdığım mecradan alarak, kendi blogspot'unda yayınlayıp, yanıt veremeyeceğim bir biçimde yorum yapman ya da yanıt vermen doğru bir şey değil, yapma… Yazdığım yerde eleştirini yap, ben de gerekirse yanıt vereyim… Yaptığın hoş değil…


Aynı şeyi yapan o kişiliksiz, onursuz kişiye yapma dememin de bir anlamı yok, yapacak… En azından sen o şahsın konumuna düşme ya da çok istiyorsan düş, diyorum. Kuyumcu Bulunmaz, umarım; facebook'da ya da tweetter'da adına hesap açıp orada verir yanıtlarını ya da hiç bulaşmaz, sahte isimle girmek, bu mecralara girmemiş olmak olmuyor. Üstüne üstlük, başka sapıklarla aynı konuma düşme tehikesi de oluşturuyor, farkındaysa diğeriyle aynı kişi olduğunu hiç düşünmedim, umarım yanılmamışımdır. Kuyumcu Bulunmaz da herkes gibi kendi adıyla hesaplar açar ya da hiç ilgilenmez. İlgilenmezmiş gibi yapıp ilgilenmek hiç hoş değil, sadece gülümsemelere neden olur.


Umarım, Kuyumcu Bulunmaz kendi adıyla var olmaya başlar artık, sosyal medya da...


Başlıktaki görsel, benzer sapıklığı yapan birine ait, umarım bizim sapığı da bulduğumuzda tekrar kullanırız...


Mustafa Demirkanlı


                                               Haber Giriş Tarihi: 13 Temmuz 2013

(Kaynak: Tiyatro... Tiyatro... Dergisi)