13 Temmuz 2013 Cumartesi

Kâzım Şimşek için vefa, sadece İstanbul'da bir semt anlamına gelmiyor!

Kâzım Şimşek, (Hilmi Bulunmaz'la birlikte) Bulunmaz Tiyatro'daki bir çalışmada!...

Ortaokul Türkçe öğretmenim Muzaffer Sarısülük

Kâzım Şimşek
4 Temmuz 2013

31 Mayıs 2013 Cuma günü başlayan "Gezi Parkı Eylemleri" sırasında Ankara'da polis tarafından vurulan Ethem Sarısülük'ün babası Muzaffer Sarısülük benim Türkçe öğretmenimdi.

Babamın tayini dolayısıyla 1985-1988 arasında Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde oturduk.

Ortaokulu Siverek Ortaokulu’nda okuyup, mezun oldum.

Muzaffer öğretmenimi hiç unutamamıştım. Nedenini anlatmak istiyorum:

Okuldaki ilk derslerden biriydi. Sınıfta; "'Richard Bach' tarafından yazılmış 'Martı' hikâyesini okuyan var mı?" diye sormuştu. Hikâyeyi okuduğumdan, el kaldırdım. Sınıfta sadece ben okumuştum. Beni tahtaya çıkardı ve hikâyeyi anlatmamı istedi. Ben de, aklımda kalanları anlattım. Hikâyeyi okuyan birisi olduğundan dolayı çok sevinmişti. Beni tebrik etti ve şunu dedi: 

"'Martı'yı okuyun çocuklar. Bunu okumayan kesinlikle insan olamaz!"

Muzaffer öğretmen, o zamanlar diğer öğretmenlerden farklı, sakıncalı(!) idi. Muzaffer öğretmen, bizim okulda fazla kalmadı yada kalamadı. Ortaokul dönemimde ismi aklımda kalan ve üzerimde en çok iz bırakan üç - beş öğretmenimden biriydi.

"Martı / Jonathan Livingston" gibi yaşayan Ethem Sarısülük insan olup, tarihe geçti. Onu öldürenler ve öldürenleri alkışlayanlar "Martı"yı okumayıp, insan olamadılar…

Öğretmenimi en kısa zamanda ziyâret edip, iyi evlatlar, iyi insanlar yetiştirdiği için kendisine teşekkür edeceğim…

(Kaynak: Hayatımın Renkleri)

***

Oyun'dan önemli not: "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" nedeniyle, gayet yakıcı siyasal, tarihsel ve toplumsal olaylara müdahil olmakta olağanüstü boyutta zorlanıyoruz. Aşacağız!...