11 Temmuz 2013 Perşembe

Devlet Tiyatroları Boynukara'nın Mem ile Zîn'ini KORSANCA oynamıştı

Bu ülkedeki tiyatro esnafı, İFTİRACI, LİNÇÇİÇANAK YALAYICI olarak yaşamayı alışkanlık hâline getirmişken işte bu ülkedeki iki köklü resmî tiyatro kurumu bir KORSAN mantığıyla soluk almaya çalışıyor... "Kalû Bela"dan bu yana KORSAN mantığıyla soluk alan resmî tiyatro kurumları, bu KORSAN olma hâlini halının altına süpürerek gizlemek için "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI/HUKUKSAL LİNÇ 
KAMPANYASI" düzenleyen tiyatro dergilerinin bütününü, hepsini, tamamını, tümünü reklâm (PARA) ile beslemek zorunda kalıyorlar!...

İstanbul Şehir Tiyatroları'nın Alain Decaux'un yazdığı "Rosenbergler Ölmemeli" oyununu su katılmamış bir biçimde KORSAN mantığıyla oynadığı bu ülkede, Devlet Tiyatroları da, bu tiyatrodan geri kalmamak için, yazar Cuma Boynukara'nın "Mem ile Zîn" oyununu KORSAN mantığıyla oynatıyordu. İyi ki, bu ülkede "YARGIÇLAR DA VAR" ki, mahkeme kararıyla bu KORSAN eylem durduruldu. Güneş yükseldi...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz

***

BARIŞ SÜRECİNE "MEM û ZİN"Lİ DESTEK

Mustafa Göker

22 Mayıs 2013 Çarşamba günü saat 18.30'da barış sürecine destek amaçlı Şeyh Ehmedê Xanî'nin "Mem û Zin" adlı oyunu Kürtçe şarkılar eşliğinde Türkçe olarak sahnelendi. Kürtçe ve Türkçenin harmanlandığı oyun daha önce 17 Nisan 2013 Çarşamba günü Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nda Fatih Lisesi öğrencileri tarafından sahnelenmişti.

Kürtçe ve Türkçenin harmanlandığı oyun yoğun istek üzerine oyun aynı kardeşlik duygusu içersinde Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi Devlet Tiyatrosu Orhan Asena Sahnesi'nde, Fatih Lisesi edebiyat öğretmeni Felat Yaşa'nın yönetmenliğini üstlendiği ve Fatih Lisesi öğrencilerin rol aldığı oyun bir kez daha sahnelendi. Cuma Boynukara'nın Türkçe yazdığı Mem û Zîn adlı oyun, Fatih Lisesi öğrencilerinden 24 kişilik bir ekibin özverili çalışmalarıyla oyun, Kürtçe şarkı ve ağıtlarla müzikal bir oyun özelliği kazandı.

Mem ile Zin arasındaki aşk hikâyesi 16. yüzyılda yaşandığı tahmin edilmektedir. Şeyh Ehmedê Xanî, bu hikâyeyi 17. yüzyılda mesnevi tarzında kaleme aldı. Mem, dönemin ağası Mir Zeydin'in kız kardeşi olan Zîn'e âşık olur. Zîn'den karşılık bulur; fakat sarayın kâhyası Beko, çeşitli entrika ve iftiralarla Mem'i zindana attırır ve Mem'in zindanda ölümüne sebep olur. Mem'in ölümünden sonra Zîn, dayanamaz ve Mem'in mezarı başında can verir. Bu olayı kabullenmeyen Mir Zeydin'in veziri aynı zamanda eniştesi olan Tajdin, Beko'yu öldürür. Mir Zeydin, Beko'nun fitnesine kandığı için pişman olur ve ardından Mem ile Zîn'i yan yana gömer. Beko'yu mezarlarının başucuna gömer. şu an bu mezar, Cizre'de bulunmakta ve ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir. Mem ile Zîn'in aşkı beşeri aşktan ilahi aşka dönüşen bir dramı içinde barındırmaktadır. Bu oyunu, Türkçe olarak Cuma Boynukara adabte ederek edebiyat dünyasına tiyatro türünde yazan ilk yazar olarak dikkati çekmektedir.


(Kaynak:  Diyarbakır Haber)

***


Oyun'dan önemli not: "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"

ve "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" nedeniyle, yakıcı siyasal ve toplumsal olaylara müdahil olmakta olağanüstü boyutta zorlanıyoruz...