30 Mayıs 2013 Perşembe

Ronan Bennett'i asla Türkçe değil, özgün dilinden okumakta yarar var...

Türkiye, birçok konuda olduğu gibi, çeviri konusunda da sürgit sınıfta kalmaya devam ediyor. Türkiye'de entelektüel aydınlanmanın olmasını sağlayabilecek düşünsel temel yok. Bunu anlayabilmek gayet kolay. Bu durumu anlamak için, genel yaşantı biçimimize şöyle bir göz atmak bile yeterli. Biraz daha derine inerek küçük bir entelektüel gezi yaptığınızda, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ile burun buruna gelince, ne demek istediğimi anlayabileceksiniz. Dikkat bu ülkede LİNÇÇİ var!

Türkiye, kendini var edebilmek için, çok iyi bir çevirmenler ordusuyla donatılmalıdır. Tüm insanlığın ürettiği entelektüel donanımı halkımıza, tüyü bitmemiş yetime sunabilmek için, okuduğu okulun hakkını verme gereksinimi duyan dilbilimcilere gereksinim var. Ne yazık ki Türkiye'de her alanda olduğu gibi dil alanında da çok ciddi bir kendini beğenmişlik, kendini gizlemek, kendini halktan, yetimden uzak tutma hastalığı var...


Türkiye, tüm insanlığın ürettiği entelektüel zenginliği algılayabilmek için ciddi çevirmenlere gereksinim duyarken, çevirmenlerin beş kuruş para kazanmak adına, özensiz çevirilerle halkı yanlış yönlendirmesine tanık oluyor. Ronan Bennett'in yazdığı ve karşılığı, "Yıkımcı" anlamına gelebilecek bir ad koyduğu romanın adını, hiç ilgisi olmamasına karşın, "Kongo Ateşi" olarak piyasaya süren "Aykırı Yayıncılık", görebildiğimiz kadarıyla, hiçbir eleştirmenin uyarısıyla karşılaşmamış... Ben, bu kitabı okurken neler çektiğimi anlatamam. Ben, bir dilbilimci, bir dil uzmanı, bir çevirmen olsaydım, entelektüel tırpanımla, "Kongo Ateşi" romanını 

yayınlayan yayınevini yerden yere vururdum... Eleştirilmeyi bekliyor!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Ayrıca bakınız:


Bulunmaz çevirisini beğenmediği Kongo Ateşi romanını ABD'de okuyor!


Bir gram bal enerjisi için bir kilo keçiboynuzu kemirmek: "Kongo Ateşi"...