Fotoğraf: İSPARK emekçisi Mert Yaşar
Ben, sekiz yaşımda çalışmaya başlayıp, on yaşımdan bu yana "kuyumcu işçiliği" yapmaya çalışıyorum. Yaklaşık olarak on beş yaşımda sigortalı, kırk yaşımda "işçi emeklisi" oldum. Elli sekiz yıllık ömrümde, hiç hesap yapmadım da, anımsadığıma göre on kez falan muayene olmuşumdur. Başkalarının muayene olma hakkını gasp etmemek için, sağlığıma son derecede dikkat ediyorum. Tam zamanında kalkıp zamanında yatıyor, kesinlikle sigara ve içki içmiyor, yememe içmeme özen gösteriyorum...
Bu günlerde, "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyicileri o kadar azgınlaşma hâline büründüler ki, hemen her gün dava dosyaları besliyor, her gün dava takibi yapıyor, her gün davalarla boğuşuyorum... Bundan rahatsızlık duyuyor muyum? Hayır, kesinlikle duymuyorum!... Çünkü, "kaçınılmaz olana karşı koymamak" beni insanlıktan çıkarır!... "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" başlatanlar, çürümeden yana, geriden yana, sağdan yana davranmak zorunda oldukları gibi, ben de, tabiî, dirilikten yana, ileriden yana, soldan yana davranış geliştirmek zorundayım... Onlar beni suçlayacak, ben onların iğrenç suçlamalarına karşı devrimci hukuk içtihadı oluşturacağım. Kaçınılmazlık emrediyor!
Neyse... Ben, işçi, işçi emeklisi, işçi dostu, işçi sınıfı sanatçısı olduğum için, bugün yine, işçilerin muayene olduğu bir kamu hastanesine gidip, muayene olmakla birlikte, bir de ultrason randevusu aldım... Mücadele ve kavga ettiğim için gayet sağlıklıyım... Bir kez daha yinelemekte yarar var: "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sona erer ermez, 1100 KİŞİLİK KİŞİLİKSİZ KİŞİ için müthiş derecede devrimci bir hukuk mücadelesi başlatıp LİNÇÇİLERİ "DAVA VE ŞİKÂYET" edeceğim!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz