YAKINDA! ÇOK YAKINDA! PEK YAKINDA!!!
Bulunmaz, "SANAT HUKUKU DERSİ" çalışmasına Av. Eyyüp Fırat Kuyurtar'ı da katıp, bu derste, sanat hukukunun inceliklerini anlatıyor:
Kuyurtar - Fazıl Say TCK m.216/3’ten mahkum oldu. TCK madde 216/3’e göre: "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Bu maddeden yargılanmak için dini değerleri alenen aşağılamak gerekiyor. Madde metnine dikkat ederseniz, sadece aşağılamak yetmiyor, bu aşağılamanın aleni olması, aleni olarak gerçekleştirilen bu eylemin halkın bir kesiminde infiale yol açması, kamu barışının tehlikeye girmesi gerekiyor. Peki nedir kamu barışının bozulması? TCK 216, bazı özgürlükleri teminat altına almak, daha çok da çoğunluğun azınlığa tahakkümünü kırmak için ceza yasamızda düzenlenmiş bir maddedir. Türk Ceza Kanunun 216.maddesinin başlığı "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik"tir ve bu suçun düzenlenmesinin temel gerekçesi, hukuk devleti olma standardı yükseltmektir. Düşürmek değil! Bu suç bir çeşit tehlike suçudur ve o tehlikenin yakın, sonuç doğurmaya elverişli olması gereklidir. Tekrar tekrar haykırmak gerekirse bir hukuk devletinde asıl olan özgürlüktür, kısıtlamalar değildir. Hele ki düşüncenin ortaya konulmasında çok daha dikkatli davranmak gereklidir.
Bulunmaz - Gerçi tüm okurların şöyle dediğini duyar gibi oluyorum:
"Daha, basit bir 'talep dilekçesi' yazmaktan yoksun, henüz hukukun
'h'sinden bile nasiplenmemiş birine, bu kadar bindirmek hiç de doğru değil!" Buna benzer bir söz duyduğumda verebildiğim korkunç tepkiyi yinelemek istiyorum: "Siz, kendinize böyle bir haksızlık yapıldığında, kendi ifade özgürlüğünüz SANSÜR edilmek istendiğinde susup, eleştiri hakkınızı kullanmayabilirsiniz!... Ancak ben, bana karşı örgütlenen ve tam tamına 1100 kişinin imzalamış bulunduğu LİNÇ KAMPANYASI ve HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI sürecine karşı olduğum gibi, Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın beni SANSÜR ile susturmak için usulsüz bir taleple 'Sulh Ceza Mahkemesi'ne gitmesini kesinlikle bağışlamam!"
Ayrıca, şunu da belirtmekte yarar var: "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik"
değil, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama"dır... Bir yasa maddesinin başlığını eksik yazmak, süte su katmak, yumurtasız omlet yapmak, delilde karartma oluşturmak demektir!... Bana karşı yazdığın bütün dilekçelerde, buna benzer eylemlerine tanık olduğum için, sana karşı özellikle titiz davranıyor, senin de hukuk öğrenmen için kılı kırka yararak büyük bir çaba harcıyorum... Ben, son olarak İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 27. Sulh Ceza Mahkemesi'ne tam 34 sayfalık bir hukuk metni teslim ederek, senin hukuk bilginin artmasına yardım ve yataklık yapmak istedim. 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 27. Sulh Ceza Mahkemesi yargıçları sendeki hukuk metni eksikliğini saptayıp, benim sana yönelik yazdığım hukuk metinlerini, senin yararına kullandırırlar.
***
Ayrıca bakınız:
Bulunmaz, Uğur Demirci Tosun'un şeriki Fırat Kuyurtar'a ders verecek!
Bulunmaz, "SANAT HUKUKU DERSİ" çalışmasına Av. Eyyüp Fırat Kuyurtar'ı da katıp, bu derste, sanat hukukunun inceliklerini anlatıyor:
Kuyurtar - Fazıl Say TCK m.216/3’ten mahkum oldu. TCK madde 216/3’e göre: "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Bu maddeden yargılanmak için dini değerleri alenen aşağılamak gerekiyor. Madde metnine dikkat ederseniz, sadece aşağılamak yetmiyor, bu aşağılamanın aleni olması, aleni olarak gerçekleştirilen bu eylemin halkın bir kesiminde infiale yol açması, kamu barışının tehlikeye girmesi gerekiyor. Peki nedir kamu barışının bozulması? TCK 216, bazı özgürlükleri teminat altına almak, daha çok da çoğunluğun azınlığa tahakkümünü kırmak için ceza yasamızda düzenlenmiş bir maddedir. Türk Ceza Kanunun 216.maddesinin başlığı "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik"tir ve bu suçun düzenlenmesinin temel gerekçesi, hukuk devleti olma standardı yükseltmektir. Düşürmek değil! Bu suç bir çeşit tehlike suçudur ve o tehlikenin yakın, sonuç doğurmaya elverişli olması gereklidir. Tekrar tekrar haykırmak gerekirse bir hukuk devletinde asıl olan özgürlüktür, kısıtlamalar değildir. Hele ki düşüncenin ortaya konulmasında çok daha dikkatli davranmak gereklidir.
Bulunmaz - Gerçi tüm okurların şöyle dediğini duyar gibi oluyorum:
"Daha, basit bir 'talep dilekçesi' yazmaktan yoksun, henüz hukukun
'h'sinden bile nasiplenmemiş birine, bu kadar bindirmek hiç de doğru değil!" Buna benzer bir söz duyduğumda verebildiğim korkunç tepkiyi yinelemek istiyorum: "Siz, kendinize böyle bir haksızlık yapıldığında, kendi ifade özgürlüğünüz SANSÜR edilmek istendiğinde susup, eleştiri hakkınızı kullanmayabilirsiniz!... Ancak ben, bana karşı örgütlenen ve tam tamına 1100 kişinin imzalamış bulunduğu LİNÇ KAMPANYASI ve HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI sürecine karşı olduğum gibi, Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın beni SANSÜR ile susturmak için usulsüz bir taleple 'Sulh Ceza Mahkemesi'ne gitmesini kesinlikle bağışlamam!"
Ayrıca, şunu da belirtmekte yarar var: "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik"
değil, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama"dır... Bir yasa maddesinin başlığını eksik yazmak, süte su katmak, yumurtasız omlet yapmak, delilde karartma oluşturmak demektir!... Bana karşı yazdığın bütün dilekçelerde, buna benzer eylemlerine tanık olduğum için, sana karşı özellikle titiz davranıyor, senin de hukuk öğrenmen için kılı kırka yararak büyük bir çaba harcıyorum... Ben, son olarak İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 27. Sulh Ceza Mahkemesi'ne tam 34 sayfalık bir hukuk metni teslim ederek, senin hukuk bilginin artmasına yardım ve yataklık yapmak istedim. 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 27. Sulh Ceza Mahkemesi yargıçları sendeki hukuk metni eksikliğini saptayıp, benim sana yönelik yazdığım hukuk metinlerini, senin yararına kullandırırlar.
***
Ayrıca bakınız:
Bulunmaz, Uğur Demirci Tosun'un şeriki Fırat Kuyurtar'a ders verecek!