YAKINDA! ÇOK YAKINDA! PEK YAKINDA!!!
Bulunmaz, "SANAT HUKUKU DERSİ" çalışmasına Av. Eyyüp Fırat Kuyurtar'ı da katıp, bu derste, sanat hukukunun inceliklerini anlatıyor:
Kuyurtar - Yakın geçmişte, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005 tarihli bir kararında kamu barışının bozulması konusunda bir içtihat yayınlamıştır. Karardan kısaltarak aktarıyorum "… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları dikkate alındığında bu tür marjinal, hemen hepimize aykırı gelen düşüncelerin de ifade edilebilmesi, çoğulcu, demokratik toplumlarda hoşgörü ile karşılanmalıdır. Yazının neşir tarihi olan 15.11.2000 tarihinden bu güne kadar yaklaşık dört yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen ve sanık buna benzer birçok yazıyı aynı gazete ve aynı köşede yayınlamasına rağmen bu güne kadar bu tip yazılardan dolayı kamu güvenliği açısından somut tehlike teşkil edebilecek bir olay olmamıştır… Çünkü halen yürürlükte olan şekliyle suçun oluşması bakımından 'tahrik'in kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde yapılması gerekmektedir.
Yasa koyucu iradesini bu şekilde açıkça ortaya koymuşken bu suç tipine, ihdas amacının dışında daha geniş ve kişilerin özgürlük alanını daraltan bir anlam yüklenmesi ceza hukukunun temel prensiplerine aykırıdır." Bu kararda bahsedilen hukuki mantık, gerekçe Fazıl Say meselesinde de uygulanamaz mıydı?!
Bulunmaz - Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yayınladığı bu durumla, Fazıl Say'ın içinde bulunduğu durum birbirine tam uyum sağlamıyor... Daha bir "tekzip talebi dilekçesi" yazmaktan yoksun olan birinin, ikide bir "Yargıtay"dan bahsetmesi, inanın canımı çok sıkıyor. Kararı neden kısaltıyorsun. Sayfa sorununuz mu var? Olduğu gibi yayınla da, metne
SANSÜR uygulayıp uygulamadığın kuşkusu içerisinde tepinmeyelim. Bir yazarın yazdığı sözlerle, Fazıl Say gibi iki sözü bir araya getirmekten yoksun bir insanın çiziktirdiği, "retweet" ettiği gariplikleri benzer elmas teraziyle tartmaya çalışmak, hangi kurnazlığın işâreti?... Sen, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ile 27. Sulh Ceza Mahkemesi'ne yazdığın sözüm ona hukuk metinlerinde saçmalama özgürlüğünü kullandın!... Ben, senin yazdığın bu saçmalıkları bile ciddiye alıp, onlarca sayfa yanıt yazdım. En son olarak yazıp, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 27. Sulh Ceza Mahkemesi yargıçlarına teslim ettiğim savunmam, tam tamına 34 dosya sayfasından oluşuyor. Bu kadar işimin yoğunluğum ve yorgunluğum içinde, sana "yanıt" yetiştirmek için, gecemi gündüzüme kattım. Sen, ne zaman, nerede saçmalamaya yeltenmiş olursan ol, ben, yine de senin bu ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunacağım... Sana karşı acımasız, incitici, sert eleştiriler yazacağım!... Bunu sakın unutma!
***
Ayrıca bakınız:
Bulunmaz, Uğur Demirci Tosun'un şeriki Fırat Kuyurtar'a ders verecek!
Bulunmaz, "SANAT HUKUKU DERSİ" çalışmasına Av. Eyyüp Fırat Kuyurtar'ı da katıp, bu derste, sanat hukukunun inceliklerini anlatıyor:
Kuyurtar - Yakın geçmişte, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005 tarihli bir kararında kamu barışının bozulması konusunda bir içtihat yayınlamıştır. Karardan kısaltarak aktarıyorum "… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları dikkate alındığında bu tür marjinal, hemen hepimize aykırı gelen düşüncelerin de ifade edilebilmesi, çoğulcu, demokratik toplumlarda hoşgörü ile karşılanmalıdır. Yazının neşir tarihi olan 15.11.2000 tarihinden bu güne kadar yaklaşık dört yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen ve sanık buna benzer birçok yazıyı aynı gazete ve aynı köşede yayınlamasına rağmen bu güne kadar bu tip yazılardan dolayı kamu güvenliği açısından somut tehlike teşkil edebilecek bir olay olmamıştır… Çünkü halen yürürlükte olan şekliyle suçun oluşması bakımından 'tahrik'in kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde yapılması gerekmektedir.
Yasa koyucu iradesini bu şekilde açıkça ortaya koymuşken bu suç tipine, ihdas amacının dışında daha geniş ve kişilerin özgürlük alanını daraltan bir anlam yüklenmesi ceza hukukunun temel prensiplerine aykırıdır." Bu kararda bahsedilen hukuki mantık, gerekçe Fazıl Say meselesinde de uygulanamaz mıydı?!
Bulunmaz - Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yayınladığı bu durumla, Fazıl Say'ın içinde bulunduğu durum birbirine tam uyum sağlamıyor... Daha bir "tekzip talebi dilekçesi" yazmaktan yoksun olan birinin, ikide bir "Yargıtay"dan bahsetmesi, inanın canımı çok sıkıyor. Kararı neden kısaltıyorsun. Sayfa sorununuz mu var? Olduğu gibi yayınla da, metne
SANSÜR uygulayıp uygulamadığın kuşkusu içerisinde tepinmeyelim. Bir yazarın yazdığı sözlerle, Fazıl Say gibi iki sözü bir araya getirmekten yoksun bir insanın çiziktirdiği, "retweet" ettiği gariplikleri benzer elmas teraziyle tartmaya çalışmak, hangi kurnazlığın işâreti?... Sen, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ile 27. Sulh Ceza Mahkemesi'ne yazdığın sözüm ona hukuk metinlerinde saçmalama özgürlüğünü kullandın!... Ben, senin yazdığın bu saçmalıkları bile ciddiye alıp, onlarca sayfa yanıt yazdım. En son olarak yazıp, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 27. Sulh Ceza Mahkemesi yargıçlarına teslim ettiğim savunmam, tam tamına 34 dosya sayfasından oluşuyor. Bu kadar işimin yoğunluğum ve yorgunluğum içinde, sana "yanıt" yetiştirmek için, gecemi gündüzüme kattım. Sen, ne zaman, nerede saçmalamaya yeltenmiş olursan ol, ben, yine de senin bu ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunacağım... Sana karşı acımasız, incitici, sert eleştiriler yazacağım!... Bunu sakın unutma!
***
Ayrıca bakınız:
Bulunmaz, Uğur Demirci Tosun'un şeriki Fırat Kuyurtar'a ders verecek!