Tolstoy, eleştirmenleri eleştirmeyi sürdürüyor. Çarlık Rusyası'nda olduğu gibi, günümüz Türkiye'sindeki eleştirmenler de, o kadar yalınkat bir bağlamda bakıyorlar ki sanak yapıtlarına, Tolstoy'a hak vermemek elde değil. Türkiye tiyatrosunun şimşek hızıyla duvara çarpmasının nedeni olan düzen eleştirmenlerini görünce, "SANAT NEDİR?" kitabını yastık olarak kullanmayı sürdürüyoruz. Tolstoy'un bu görkemli yapıtından küçük bir tadımlık sunuyoruz...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Yapıt, sanat yapıtı olarak iyi bir düzey tutturmuşsa, ister ahlâkî ister ahlâkdışı olsun, sanatçının dile getirdiği duygu başka insanlara geçer; böylece de insanlar o duyguyu yaşarlar, dahası, herkes kendine özgü bir biçimde yaşar; bu durumda da her türden açıklama, yorum gereksizdir. Eğer yapıttan başka insanlara geçiş olmuyor, yapıt başka insanlara "bulaşamıyorsa", hiçbir açıklama, yorum ona bu niteliği kazandıramaz. Bir sanat yapıtı yorumlanamaz; olacak şey değildir bu. Anlatmak istediği şey sözle anlatılabilir, açıklanabilir bir şey olsaydı eğer, sanatçı bunu kendisi sözle yapardı. Oysa o bu işi sanatıyla yapmıştır; çünkü öbür yöntemlerin, yapıtını yaratırkenki duyguyu aktarmada yetersiz kalacağını sezmiştir. Bir sanat yapıtını sözle açıklama ya da yorumlama, bir tek şeyi kanıtlar, o da o yorumlamayı yapana sanatın bulaşmadığını, daha doğrusu bu kişinin sanata kapılmaya* yetenekli olmadığını kanıtlar. Biliyorum, şimdi söyleyeceğim söz epey şaşırtıcı gelecek ama şu bir gerçektir ki, eleştirmenler her zaman sanata kapılma yetenekleri en az olan insanlardır. Çoğu, kalemini kullanırken gözü pektir, ataktır; hemen hepsi akıllıdır, iyi eğitim almışlardır; gel gelelim sanata kapılma yetenekleri doğal değildir ya da körelmiş, dumura uğramıştır. O bakımdan da bu insanlar yazıp çizdikleriyle, kendilerini okuyan, izleyen, kendilerine inanan insanların beğenilerini iğdiş etmişlerdir ve etmeyi sürdürmektedirler.
Sanatın bölünmediği, onun bütün halkın dinsel dünya görüşü olarak değerlendirildiği toplumlarda sanat eleştirisi yoktu ve olamazdı da. Sanat eleştirisi yalnız, yaşadıkları zamanın dinsel bilincini, din kültürünü benimsemeyen yüksek sınıfların sanatı içinde doğabilirdi, öyle de olmuştur.
* Bulaşma ve kapılma, burada Rusça zararitsya sözcüğüne karşılık olarak kullanılıyor. Sözcüğün, hastalığa tutulmak, yakalanmak, birine bir hastalığın bulaşması, genel bir sevince kapılma gibi anlamları var. (Çev.)
Tolstoy, "SANAT NEDİR?" Çeviren: Mazlum Beyhan sf. 131
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 1. BASKI: Eylül 2007
***
Ayrıca bakınız:
Okunması gereken bir kitap...
Bulunmaz'dan; Tolstoy'un "Sanat Nedir?"i...
Bulunmaz, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve İş Bankası Kültür Yayınları'nı eleştiriyor!...
"SANAT NEDİR?"
***
Not: Beş yıl önceki alıntıyı yeniden yayınladım; "SANAT NEDİR?"
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Yapıt, sanat yapıtı olarak iyi bir düzey tutturmuşsa, ister ahlâkî ister ahlâkdışı olsun, sanatçının dile getirdiği duygu başka insanlara geçer; böylece de insanlar o duyguyu yaşarlar, dahası, herkes kendine özgü bir biçimde yaşar; bu durumda da her türden açıklama, yorum gereksizdir. Eğer yapıttan başka insanlara geçiş olmuyor, yapıt başka insanlara "bulaşamıyorsa", hiçbir açıklama, yorum ona bu niteliği kazandıramaz. Bir sanat yapıtı yorumlanamaz; olacak şey değildir bu. Anlatmak istediği şey sözle anlatılabilir, açıklanabilir bir şey olsaydı eğer, sanatçı bunu kendisi sözle yapardı. Oysa o bu işi sanatıyla yapmıştır; çünkü öbür yöntemlerin, yapıtını yaratırkenki duyguyu aktarmada yetersiz kalacağını sezmiştir. Bir sanat yapıtını sözle açıklama ya da yorumlama, bir tek şeyi kanıtlar, o da o yorumlamayı yapana sanatın bulaşmadığını, daha doğrusu bu kişinin sanata kapılmaya* yetenekli olmadığını kanıtlar. Biliyorum, şimdi söyleyeceğim söz epey şaşırtıcı gelecek ama şu bir gerçektir ki, eleştirmenler her zaman sanata kapılma yetenekleri en az olan insanlardır. Çoğu, kalemini kullanırken gözü pektir, ataktır; hemen hepsi akıllıdır, iyi eğitim almışlardır; gel gelelim sanata kapılma yetenekleri doğal değildir ya da körelmiş, dumura uğramıştır. O bakımdan da bu insanlar yazıp çizdikleriyle, kendilerini okuyan, izleyen, kendilerine inanan insanların beğenilerini iğdiş etmişlerdir ve etmeyi sürdürmektedirler.
Sanatın bölünmediği, onun bütün halkın dinsel dünya görüşü olarak değerlendirildiği toplumlarda sanat eleştirisi yoktu ve olamazdı da. Sanat eleştirisi yalnız, yaşadıkları zamanın dinsel bilincini, din kültürünü benimsemeyen yüksek sınıfların sanatı içinde doğabilirdi, öyle de olmuştur.
* Bulaşma ve kapılma, burada Rusça zararitsya sözcüğüne karşılık olarak kullanılıyor. Sözcüğün, hastalığa tutulmak, yakalanmak, birine bir hastalığın bulaşması, genel bir sevince kapılma gibi anlamları var. (Çev.)
Tolstoy, "SANAT NEDİR?" Çeviren: Mazlum Beyhan sf. 131
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 1. BASKI: Eylül 2007
***
Ayrıca bakınız:
Okunması gereken bir kitap...
Bulunmaz'dan; Tolstoy'un "Sanat Nedir?"i...
Bulunmaz, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve İş Bankası Kültür Yayınları'nı eleştiriyor!...
"SANAT NEDİR?"
***
Not: Beş yıl önceki alıntıyı yeniden yayınladım; "SANAT NEDİR?"