İşadamı Yakup Almelek, ünlü oyun yazarı Reşat Nuri Güntekin'in önemli romanından aldığı adla bir metin yazmış: "KAN DAVASI"
İlk baskısı ARION YAYINEVİ tarafından yapılan bu kitap, ikinci baskı olarak da, "Yeni Tiyatro Dergisi Erbil Göktaş Kitaplığından" ve SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi yazarı Yağmur Yağmur'un editörlüğünde hazırlanıp yapılmış. Kitabın hiçbirinde ARION YAYINEVİ adı geçmediği için, bunu önemli bir durum olarak saptayıp, okura aktarma gereksinimi duyduk. İlk baskısı 154 sayfa olarak basılan "KAN DAVASI", Yeni Tiyatro Dergisi'nin parasız eki olarak yayınlanırken, her nedense 110 sayfalık bir hacme inmiş!...
Türkiye tiyatrosunun ceset hâline gelip, hızla çürüyerek, şimşek hızıyla küflendiği günümüz gerçeğinde, tiyatro dergilerinin, tiyatro kitaplarının, tiyatro İnternet sitelerinin sütten çıkmış ak kaşık gibi olmasını beklemek, tabiî ki hiç doğru olmamakla birlikte, biz, yine de, hem tiyatrocuları, hem tiyatro yayıncılarını ve hem de tiyatro izleyicilerini, çok sıkılsak bile sürekli olarak uyarmakla meşgulüz.
Yeni Tiyatro Dergisi, göze çok hoş gelen bir bağlamda yayıncılığını tanımlarken, "her dergiyle bir kitap" verme sloganını unutmuyor!
Ancak, birkaç kitap dışında, hemen hemen bütün oyun kitapları özensiz bir sayfa düzeniyle hazırlanıp, yazım yanlışlarıyla okura ulaşıyor. Özellikle SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi yazarı Yağmur Yağmur'un yayına hazırladığı kitaplarda çok önemli sorunlar var...
Yakup Almelek'in yazdığı "KAN DAVASI" metni, bizim dramatik ölçütümüze göre, bir oyun değil. Bunun yanı sıra, "oyun olmayan oyun" saptamamızla birlikte, bu oyunun "sunuş" yazısını yazan Bircan Ünver'in Türkçe ifadesi ve yazım anlayışı da evlere şenlik!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
SUNUŞ
BİR ÖNYARGININ PARÇALANIŞI: "KAN DAVASI"
Yedi oyunun yazarı olan ve bu yedi oyundan üçünü New York'ta sahneletme imkanı bulan Yakup Almelek'in son eseri "Kan Davası"nı (Blood Feud) New York Abingdon Tiyatrosu'ndaki 2 Haziran 2012 tarihli gösteriminde izleme olanağı buldum. Oyunu, Amerikalı ve İngiliz oyuncularından oluşan "Complete Theatre Company" topluluğu yorumladı ve yönetmen Annie Ward sahneledi.
"Kan Davası"nın İngilizce uyarlamasında; Derin'i Tom Vickers, Suzan'ı Rachel Loebs, Musa Ağa'yı Jon Mulcahy, Meryem'i Rosalind Ashford ve Ali'yi Vincent Ingrisano oynadı. Özellikle Musa Ağa'da John Mulcahy ve Meryem'de Rosalind Ashford'un oyunları, adeta bizim TV kanallarında sergilenen yerli dizilerdeki karakterler kadar inandırıcı ve gerçekti.
Mulcahy, Musa Ağa karakterinde; bir 'toprak ağası' olarak "güç ile intikamı" birleştirerek başarılı bir performans sergiledi.
Bugüne değin kan davası konusu ülkemizde çeşitli filmler ve TV dizilerinde olduğu kadar, "törenin" kendisi çerçevesinde adeta 'taşlaşmıştır'.
Ülke kültürümüzün de önemli bir kangrenidir. Diğer bir deyişle çağımızın en ürkütücü hastalıklarından olan 'kanseri'dir. Bu kanser, ülke insanımızın ve kültürümüze yasalar tarafından değil, yasaların işlemediği ya da 'işletilmediği' yörelerde "yöre insanına" dayatılmış en ağır ve rutin cezalardan oluşan bir halka ve klişedir. Bu bağlamdaki prototip öyküde sürpriz yoktur ve genelde aranmaz! Zira, bu konuda yapılan her şey bir öncekini anımsatır.
Bununla birlikte, çok şükür ki Almelek, evrensel bir gözlük takarak; oyunun ikinci yarısında "taşlaşmış önyargıları kırarak, evrensel bir yorum ve mesaj" ile New York'ta Türkiye adına yüzümüzü ışıtan ve yüreğimizi ısıtan sımsıcak bir ışık gönderdi.
Bu nedenle Almelek, çağımızın ve insanlığın halen yüz karası olan "kan davası"nın klişe yorumlarını ve benzer kalıplara sığdırılan tekrarlarını; oyun yazarı ve sanatçı olarak da kırarak, bu bağlamdaki önyargılardan oluşmuş "atom"u parçalayarak, karşımıza; evrensel bir mesaj ve orjinal bir yorumla çıkmış oldu.
Bircan Ünver
İlk baskısı ARION YAYINEVİ tarafından yapılan bu kitap, ikinci baskı olarak da, "Yeni Tiyatro Dergisi Erbil Göktaş Kitaplığından" ve SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi yazarı Yağmur Yağmur'un editörlüğünde hazırlanıp yapılmış. Kitabın hiçbirinde ARION YAYINEVİ adı geçmediği için, bunu önemli bir durum olarak saptayıp, okura aktarma gereksinimi duyduk. İlk baskısı 154 sayfa olarak basılan "KAN DAVASI", Yeni Tiyatro Dergisi'nin parasız eki olarak yayınlanırken, her nedense 110 sayfalık bir hacme inmiş!...
Türkiye tiyatrosunun ceset hâline gelip, hızla çürüyerek, şimşek hızıyla küflendiği günümüz gerçeğinde, tiyatro dergilerinin, tiyatro kitaplarının, tiyatro İnternet sitelerinin sütten çıkmış ak kaşık gibi olmasını beklemek, tabiî ki hiç doğru olmamakla birlikte, biz, yine de, hem tiyatrocuları, hem tiyatro yayıncılarını ve hem de tiyatro izleyicilerini, çok sıkılsak bile sürekli olarak uyarmakla meşgulüz.
Yeni Tiyatro Dergisi, göze çok hoş gelen bir bağlamda yayıncılığını tanımlarken, "her dergiyle bir kitap" verme sloganını unutmuyor!
Ancak, birkaç kitap dışında, hemen hemen bütün oyun kitapları özensiz bir sayfa düzeniyle hazırlanıp, yazım yanlışlarıyla okura ulaşıyor. Özellikle SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi yazarı Yağmur Yağmur'un yayına hazırladığı kitaplarda çok önemli sorunlar var...
Yakup Almelek'in yazdığı "KAN DAVASI" metni, bizim dramatik ölçütümüze göre, bir oyun değil. Bunun yanı sıra, "oyun olmayan oyun" saptamamızla birlikte, bu oyunun "sunuş" yazısını yazan Bircan Ünver'in Türkçe ifadesi ve yazım anlayışı da evlere şenlik!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
SUNUŞ
BİR ÖNYARGININ PARÇALANIŞI: "KAN DAVASI"
Yedi oyunun yazarı olan ve bu yedi oyundan üçünü New York'ta sahneletme imkanı bulan Yakup Almelek'in son eseri "Kan Davası"nı (Blood Feud) New York Abingdon Tiyatrosu'ndaki 2 Haziran 2012 tarihli gösteriminde izleme olanağı buldum. Oyunu, Amerikalı ve İngiliz oyuncularından oluşan "Complete Theatre Company" topluluğu yorumladı ve yönetmen Annie Ward sahneledi.
"Kan Davası"nın İngilizce uyarlamasında; Derin'i Tom Vickers, Suzan'ı Rachel Loebs, Musa Ağa'yı Jon Mulcahy, Meryem'i Rosalind Ashford ve Ali'yi Vincent Ingrisano oynadı. Özellikle Musa Ağa'da John Mulcahy ve Meryem'de Rosalind Ashford'un oyunları, adeta bizim TV kanallarında sergilenen yerli dizilerdeki karakterler kadar inandırıcı ve gerçekti.
Mulcahy, Musa Ağa karakterinde; bir 'toprak ağası' olarak "güç ile intikamı" birleştirerek başarılı bir performans sergiledi.
Bugüne değin kan davası konusu ülkemizde çeşitli filmler ve TV dizilerinde olduğu kadar, "törenin" kendisi çerçevesinde adeta 'taşlaşmıştır'.
Ülke kültürümüzün de önemli bir kangrenidir. Diğer bir deyişle çağımızın en ürkütücü hastalıklarından olan 'kanseri'dir. Bu kanser, ülke insanımızın ve kültürümüze yasalar tarafından değil, yasaların işlemediği ya da 'işletilmediği' yörelerde "yöre insanına" dayatılmış en ağır ve rutin cezalardan oluşan bir halka ve klişedir. Bu bağlamdaki prototip öyküde sürpriz yoktur ve genelde aranmaz! Zira, bu konuda yapılan her şey bir öncekini anımsatır.
Bununla birlikte, çok şükür ki Almelek, evrensel bir gözlük takarak; oyunun ikinci yarısında "taşlaşmış önyargıları kırarak, evrensel bir yorum ve mesaj" ile New York'ta Türkiye adına yüzümüzü ışıtan ve yüreğimizi ısıtan sımsıcak bir ışık gönderdi.
Bu nedenle Almelek, çağımızın ve insanlığın halen yüz karası olan "kan davası"nın klişe yorumlarını ve benzer kalıplara sığdırılan tekrarlarını; oyun yazarı ve sanatçı olarak da kırarak, bu bağlamdaki önyargılardan oluşmuş "atom"u parçalayarak, karşımıza; evrensel bir mesaj ve orjinal bir yorumla çıkmış oldu.
Bircan Ünver
The Light Millennium Kuruluşu Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi
Işıkbinyılı Org. Kurucu Başkanı
TV Yapımcısı ve Yazar
13 Eylül 2012, New York
***
Ayrıca bakınız:
Kan Davası oyunu adını 1955 yılında yayınlanan romandan almış
Adını, ünlü yazar Reşat Nuri Güntekin'in önemli romanından alan Yakup Almelek'in KAN DAVASI, 2012 yılında ARION YAYINEVİ baskısı olarak tam 154 sayfa olarak yayınlanırken, 2013 yılında SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi yazarı Yağmur Yağmur'un yayına hazırladığı oyun "Yeni Tiyatro Dergisi Erbil Göktaş Kitaplığından" baskısı olarak yayınlanınca sadece ve yalnızca 110 sayfaya indi!