4 Mart 2013 Pazartesi

Şu ân (4 Mart 2013 saat 21.30) Fox TV'deki "Yer Gök Aşk" dizisine kulak misafiri olurken, televizyon denen ruh katilinin saçmalığını kılcal damarlarıma dek bir kez daha anlıyorum; hele o Işıl Yücesoy

19 Kasım 2012 Pazartesi günü akşamı "Bulunmaz Karargâhı" diye nitelediğim Çemberlitaş'taki büromuz baştan aşağı yanınca, çok ciddi bir maddi zararın yanında, birçok bilgisayarımız da hurdaya çıktı. Bunun yanı sıra, aynı zamanda, hem tiyatromuzdaki ve hem de evimizdeki bana ait bilgisayarlar da bozuldu. Birçok bilgisayarın birden hurdaya çıkması yada bozulması sonucu, canım çok sıkıldı ve kendimi biraz daha kitaplara vererek, okuma açığımı kapattım. 

Yakın zamanda evimize aldığımız ve tamamen bana ait dördüncü bilgisayar sayesinde, daha çok yazı yazmaya başladım. Ancak, yeni bilgisayarın adını bilmediğim bir parçası kaybolduğundan, iki yüz metrekarelik evimizin en durağan kısmına tıkıştırılan televizyona yakın bir ortamda bulunduğum için, bâzen bu aptal kutusundaki iğrençliklere kulak misafiri olmaya başladım. Özellikle şu ândaki "Yer Gök Aşk", öylesine düzeysiz, öylesine dezestetik ve öylesine iğrenç bir dizi ki, eşimin rahatsızlığını unutturma işleviyle de olsa bu düzeysiz, bu iğrenç dizinin izlenmesi, beni çileden çıkarıyor!... 

Sahi, bu televizyon kuşları, insanların beyin kıvrımlarına dek girip, onlardaki zekâ kırıntılarını nasıl oluyor da iyice yok edebiliyorlar?

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz