Bulunmaz, Radisson Oteli'nin on birinci katındaki odasında! (Foto: Fikriye Bulunmaz)
Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan biri, Türkiye'den çok uzak düştükçe, Türkiye'den çok uzaklara gittikçe, Türkiye Cumhuriyeti'nden çok uzak kaldıkça, Türkiye'den çok uzakta yaşadıkça, Türkiye Cumhuriyeti'ni çok net görebiliyor. Ben, Türkiye'den iyice uzaklaştıkça çok net görüyorum...
Türkiye'den iyice uzaklaşmış Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan biri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar düzeysiz, ne kadar yapay bir biçimde, ne kadar büyük bir zorlamayla kurulduğunu çok iyi, çok net anlayabilir...
Türkiye Cumhuriyeti, kendi benliğini, kendi kimliğini, kendi sesini, kendi özgün kültürüyle ve/ya yanı başında kurulmuş Sovyetler Birliği'ndeki has sosyalist kültürle değil de, emperyalist batının yoz kültürüyle inşa etmeyi yeğlediğinde, tiyatro alanında da, kendi özgün kültürüne ve/ya sosyalist kültüre değil, dünya tiyatro sahnelerini büyük bir hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten Shakespeare ve Shakespeare Çocukları'na teslim etmişti.
Türkiye'den çok uzakta yaşamış Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşımayı sürdüren biri, şunu çok güzel duyumsayıp, çok rahatça anlayabiliyor:
Eğer, Shakespeare'i Türkçe olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına anlatmak gerekirse, sağ elimize Tolstoy'un "Shakespeare ve Dram Sanatı Üzerine" kitabını ve sol elimize de sosyalizmin klasiklerini almalıyız...
Türkiye Cumhuriyeti tiyatrosu o kadar çok acemi, o kadar çok LİNÇÇİ, o kadar çok yapay bir durumda seyrediyor ki, ancak, şunu söyleyebilirim:
Tam dört yüz yıldır dünya sahnelerini işgal eden sahte duygular mimarı Shakepeare'i Türkiye Cumhuriyeti ile anlatmak gerekir... Shakespeare ne kadar doğal bir tiyatrocuysa, Türkiye Cumhuriyeti de o kadar doğal bir ülke... Ben, gücümü Lev Tolstoy'dan aldığım için böyle düşünüyorum...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Letonya'nın başkenti Riga'da!...
Cumhuriyet'i Shakespeare ile Anlatmak : Biz Küçükken Babamla Oyunlar Oynardık - Can Merdan Doğan(BGST-Tiyatro Boğaziçi)
Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan biri, Türkiye'den çok uzak düştükçe, Türkiye'den çok uzaklara gittikçe, Türkiye Cumhuriyeti'nden çok uzak kaldıkça, Türkiye'den çok uzakta yaşadıkça, Türkiye Cumhuriyeti'ni çok net görebiliyor. Ben, Türkiye'den iyice uzaklaştıkça çok net görüyorum...
Türkiye'den iyice uzaklaşmış Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan biri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar düzeysiz, ne kadar yapay bir biçimde, ne kadar büyük bir zorlamayla kurulduğunu çok iyi, çok net anlayabilir...
Türkiye Cumhuriyeti, kendi benliğini, kendi kimliğini, kendi sesini, kendi özgün kültürüyle ve/ya yanı başında kurulmuş Sovyetler Birliği'ndeki has sosyalist kültürle değil de, emperyalist batının yoz kültürüyle inşa etmeyi yeğlediğinde, tiyatro alanında da, kendi özgün kültürüne ve/ya sosyalist kültüre değil, dünya tiyatro sahnelerini büyük bir hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten Shakespeare ve Shakespeare Çocukları'na teslim etmişti.
Türkiye'den çok uzakta yaşamış Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşımayı sürdüren biri, şunu çok güzel duyumsayıp, çok rahatça anlayabiliyor:
Eğer, Shakespeare'i Türkçe olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına anlatmak gerekirse, sağ elimize Tolstoy'un "Shakespeare ve Dram Sanatı Üzerine" kitabını ve sol elimize de sosyalizmin klasiklerini almalıyız...
Türkiye Cumhuriyeti tiyatrosu o kadar çok acemi, o kadar çok LİNÇÇİ, o kadar çok yapay bir durumda seyrediyor ki, ancak, şunu söyleyebilirim:
Tam dört yüz yıldır dünya sahnelerini işgal eden sahte duygular mimarı Shakepeare'i Türkiye Cumhuriyeti ile anlatmak gerekir... Shakespeare ne kadar doğal bir tiyatrocuysa, Türkiye Cumhuriyeti de o kadar doğal bir ülke... Ben, gücümü Lev Tolstoy'dan aldığım için böyle düşünüyorum...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Letonya'nın başkenti Riga'da!...
Cumhuriyet'i Shakespeare ile Anlatmak : Biz Küçükken Babamla Oyunlar Oynardık - Can Merdan Doğan(BGST-Tiyatro Boğaziçi)