15 Şubat 2013 Cuma

Nurhayat Yılmaz Güneş, LİNÇ KAMPANYASI imzacısı Ayşe Lebriz Berkem'in yönetmesine karşın, "Tek Kişilik Yaşam" adlı ilginç oyun hakkında gayet insancıl ve oldukça olumlu düşüncelere sahip!...

Protesto edilmeden izlenebilecek bir oyun: "Tek Kişilik Yaşam"

Nurhayat Yılmaz Güneş
15 Şubat 2013

Bursa Devlet Tiyatrosu yapımı "Tek Kişilik Yaşam" adlı şirin oyun, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun Şubat 2013 programına alınarak, Beyoğlu Küçük Sahne'de oynandı. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yazdığı, Erkan Yılmaz'ın oyunlaştırdığı metni Y. Emir Çiçek canlandırıyor. "Tek Kişilik Yaşam" oyununun adından ve tek kişilik oyuncu kadrosundan çağrıştırdığının aksine, oyun "tek kişilik bir oyun" değil. Oyunun kukla tasarımını Çağlayan Sevinçer yapmış ve İslâmiyet'te "Ashab-ı Kehf'in Hikâyesi", Hristiyanlık'ta ise "Yedi Uyurlar Efsanesi" olarak anılan yedi kişiden birini ifade eden "Mernuş" da "kukla karakter" olarak kullanmaya çalışmış. 

Oyun, Bedri Rahmi'nin hayatını, doğumundan başlayarak, babasının mesleği dolayısıyla Anadolu'yu dolaşmasını, eğitimini, Paris'e gidişini, Paris'de aşkı Ernestine (Eren) ile tanışması ve ardından Londra'ya gitmesini, sonra tekrar Türkiye'ye dönüşünü, Eren'le evlenmesini, Anadolu'ya, İstanbul'a, denize ve rakıya olan tutkusunu, yasak ancak alenî âşkı Mari'yi, Mari'nin veremden ölümünü, Bedri Rahmi'nin karısı Eren'in bu ölüm sonrasında onun düştüğü bir bunalımdan çıkartmasını ve yeniden sanatını icra etmesi için verdiği mücadelesini, Bursa'ya gidişi, Nâzım Hikmet'i Bursa Cezaevi'nde ziyaret etmeyişinin sebebini, ayrıca Bedri Rahmi'nin Güzel Sanatlar Akademisi'nde verdiği resim derslerini, araya serpiştirilen şiirleri eşliğinde yetmiş dakika için hiç de fena sayılmayacak bir metin olarak kendini belli ediyor.

Oyundaki "diyaloglar" tabii ki, Bedri Rahmi ve "kukla karakter 'Mernuş'" arasında geçiyor. Oyuncu Emir Çiçek'in "kukla karakter 'Mernuş'" seslendirmesindeki başarısını unutamıyorum. Ancak, oyunun başlarında, "Y. Emir Çiçek, bizzât Bedri Rahmi'yi mi oynuyor, yoksa Bedri Rahmi'nin hayatını mı anlatıyor?" hususunda tereddüde düştüğümü mutlaka itiraf etmeliyim... 

"Bedri Rahmi'nin ressam, şair, yazar olması; heykel, vitray, mozaik, hat alanında eserler üretmesi gibi vasıflarından dolayı kendisinde vuku bulan entelektüel duruşun, rol icabı da olsa, oyun kişisi Emir Çiçek'te de bulunması gerekirdi!" diye düşünüyorum...

***

Ben, kahverenginin hemen hemen her tonunu seven, bu renkte giysiler giyen biri olarak, bugüne dek, şu sözlere kulak asmadım:

"Kahverengi, güvensizlik aksettirir, bu renkte herhangi bir giyisiyi bankacıların giymesi 'yasak'tır. Bu renk, insanı, yaşlı gösterdiği için giyilmemelidir. Bu renk, iticidir. Bu renk, Nazi rengidir..."

Renklerde çığır açmak için çaba sarf edip, çingene pembesini, mor renginin her tonunu ve daha da fazlasını sürekli olarak telaffuz eden bir sanatçı olan Bedri Rahmi'yi canlandırmakla yükümlü bir kişinin, rol icabı bile olsa, entelektüel bir duruşunun olmamasının yanı sıra, üstüne bir de bu yükümlü oyuncu için kahverenginin her tonunu üzerinde barındıran sert bir kostüm tercih edilmesini, sahne estetiği, oyun plastiği, dramatik olarak yanlış buluyorum...

Ayrıca, oyunun önemli bir akış gösterdiği bir iki yerde, kelimelerin tam telaffuz edilememesinden kaynaklandığını düşündüğüm bazı "aksilikler" oldu. Tüm olumsuzluklara karşın, Y. Emir Çiçek'in ses renginin Bedri Rahmi'nin şiirlerine yakıştığını belirtmek isterim...

"Tek Kişilik Yaşam" adlı bu şirin oyun, İstanbul'a bir daha gelir mi, gelirse ne zaman gelir? Ne yazık ki, bunu bilmiyorum. İki şehrin arasında okyanus yok; kaç saatlik yol ki Bursa ile İstanbul arası?... 

***

Ayrıca bakınız:


Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, "'Zengin Mutfağı' oyununu protesto eden izleyiciler" Alper Tunga Çevik, Elif Gonca Akdeniz, Nurhayat Yılmaz Güneş, Serap Gül, Tarık Ümran Güneş ile "Kebapçı Murat"ta yemek yedi!