1 Şubat 2013 Cuma

ey kuşlar

kendinize çok uzak bir ülkenin duvarlarına asılı sesiniz
hangi suskun devrimin sinik imgesi vurmuş yüzünüze

ey kuşlar duymuyor musunuz içinizdeki muştuları


soluyor gök gürültüsünün tütsülü yeliyle renginiz

çılgın bir müziğin hızla uzaklaşan hırçınlığı içinizde

ey kuşlar dinlemiyor musunuz dışınızdaki kuşkuları


gizli bir esin perisi çekiyor pencerenin ışığını belirsiz

kalın duvarların içerisindeki yalnızlık konmuş yüreğinize

ey kuşlar işitmiyor musunuz gözlerinize sinen avcıyı


kadınlar avazı çıktığı kadar şarkı söylemeye yetkisiz

fabrikalar daha hızlı öksürüyor gölgesini ölümünüzde 

ey kuşlar görmüyor musunuz namluların ucundaki kurşunları


kıpırdamayan dudaklara türküler konsun sessiz sessiz

renkli bir evren belirliyor geleceğimizi sessizlikte

ey kuşlar hissetmiyor musunuz güneşin pırıltısını

kanatlarınızı çırpın kanatlarınızı kanatlarınız kırmızı 

hilmi bulunmaz

bir şubat iki bin on üç