kendinize çok uzak bir ülkenin duvarlarına asılı sesiniz
hangi suskun devrimin sinik imgesi vurmuş yüzünüze
ey kuşlar duymuyor musunuz içinizdeki muştuları
soluyor gök gürültüsünün tütsülü yeliyle renginiz
çılgın bir müziğin hızla uzaklaşan hırçınlığı içinizde
ey kuşlar dinlemiyor musunuz dışınızdaki kuşkuları
gizli bir esin perisi çekiyor pencerenin ışığını belirsiz
kalın duvarların içerisindeki yalnızlık konmuş yüreğinize
ey kuşlar işitmiyor musunuz gözlerinize sinen avcıyı
kadınlar avazı çıktığı kadar şarkı söylemeye yetkisiz
fabrikalar daha hızlı öksürüyor gölgesini ölümünüzde
ey kuşlar görmüyor musunuz namluların ucundaki kurşunları
kıpırdamayan dudaklara türküler konsun sessiz sessiz
renkli bir evren belirliyor geleceğimizi sessizlikte
ey kuşlar hissetmiyor musunuz güneşin pırıltısını
kanatlarınızı çırpın kanatlarınızı kanatlarınız kırmızı
hilmi bulunmaz
bir şubat iki bin on üç
hangi suskun devrimin sinik imgesi vurmuş yüzünüze
ey kuşlar duymuyor musunuz içinizdeki muştuları
soluyor gök gürültüsünün tütsülü yeliyle renginiz
çılgın bir müziğin hızla uzaklaşan hırçınlığı içinizde
ey kuşlar dinlemiyor musunuz dışınızdaki kuşkuları
gizli bir esin perisi çekiyor pencerenin ışığını belirsiz
kalın duvarların içerisindeki yalnızlık konmuş yüreğinize
ey kuşlar işitmiyor musunuz gözlerinize sinen avcıyı
kadınlar avazı çıktığı kadar şarkı söylemeye yetkisiz
fabrikalar daha hızlı öksürüyor gölgesini ölümünüzde
ey kuşlar görmüyor musunuz namluların ucundaki kurşunları
kıpırdamayan dudaklara türküler konsun sessiz sessiz
renkli bir evren belirliyor geleceğimizi sessizlikte
ey kuşlar hissetmiyor musunuz güneşin pırıltısını
kanatlarınızı çırpın kanatlarınızı kanatlarınız kırmızı
hilmi bulunmaz
bir şubat iki bin on üç