Ben, gidip gördüğüm yerlerde çektirdiğim fotoğrafları, sadece aile albümüne tutsak edecek biri olmadığım için, tabii ki, bu fotoğrafların bir kısmını yayınlıyorum. Bu fotoğraflar, hangi bağlam içerisinde kullanılabilir, nasıl bir etki edebilir yada ne işe yarar diye düşünmeden yayınlanıyor. Ancak, bu fotoğrafları yayınlarken, doğal olarak, toplumsal bir işleve hizmet etmesine de özen gösteriyorum. Çünkü, benim estetik bilincim, herhangi bir sanatsal sunum söz konusu olduğunda, nerede fotoğraf çektirdiğim önemini yitirmeye yüz tutuyor. Çektirdiğim fotoğrafın etkinliğinin oluşturacağı durum daha önemli benim için.
Yukarıdaki fotoğrafı, İtalya'nın Veneto Bölgesi'ndeki Bassano del Grappa kentindeki Garibaldi Lokantası'nın girişinde çektirdim. Daha yerinde bir deyişle, tam lokantadan çıkarken, eşimin müdahalesi sonucu çektirmek durumunda kaldım. Bu fotoğrafın çekildiği tarihten bu yana yaklaşık olarak on gün geçmesine karşın, her nedense, bu fotoğrafa zaman zaman bakıp, üzerinde ağır ağır düşündüm. Bu sabah yine bu fotoğrafa bakarken, bu fotoğrafın oluşturduğu düşüncelerin yansıması olan birkaç söz etme gereksinimi duydum.
Öncelikle, bu fotoğrafın çekildiği mekân Garibaldi Lokantası'nın benim üzerimde bıraktığı ilk izlenimi belirtmem gerekir. İtalyan Devleti'ne öncülük eden Guiseppe Garibaldi'yi anımsamama neden olan bu lokanta, bende tarihsel bir duygu oluşturdu.
Az çok konuştuğum dillerden biri olan İtalyanca, benim düşünsel evrenimde önemli bir imgesel tat olarak her zaman için beni meşgul etmeye devam ediyor. Özellikle İtalyanların "şair babası" Giacomo Leopardi'den yapmış olduğum çeviriler, daha önce yayınladığım Sevi Şiir Dergisi'nde yayınlandı. Benim çok önem verdiğim şiirlerimden biri olan "yalnızlığın hüznü" adı şiire esin kaynağı olan Giacomo Leopardi'den şiir felsefesini öğrendiğimi belirtebilirim. Bana şiir felsefesini esinleyen kişinin bir İtalyan olması bile benim için son derecede düşündürücü bir durum...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
Yukarıdaki fotoğrafı, İtalya'nın Veneto Bölgesi'ndeki Bassano del Grappa kentindeki Garibaldi Lokantası'nın girişinde çektirdim. Daha yerinde bir deyişle, tam lokantadan çıkarken, eşimin müdahalesi sonucu çektirmek durumunda kaldım. Bu fotoğrafın çekildiği tarihten bu yana yaklaşık olarak on gün geçmesine karşın, her nedense, bu fotoğrafa zaman zaman bakıp, üzerinde ağır ağır düşündüm. Bu sabah yine bu fotoğrafa bakarken, bu fotoğrafın oluşturduğu düşüncelerin yansıması olan birkaç söz etme gereksinimi duydum.
Öncelikle, bu fotoğrafın çekildiği mekân Garibaldi Lokantası'nın benim üzerimde bıraktığı ilk izlenimi belirtmem gerekir. İtalyan Devleti'ne öncülük eden Guiseppe Garibaldi'yi anımsamama neden olan bu lokanta, bende tarihsel bir duygu oluşturdu.
Az çok konuştuğum dillerden biri olan İtalyanca, benim düşünsel evrenimde önemli bir imgesel tat olarak her zaman için beni meşgul etmeye devam ediyor. Özellikle İtalyanların "şair babası" Giacomo Leopardi'den yapmış olduğum çeviriler, daha önce yayınladığım Sevi Şiir Dergisi'nde yayınlandı. Benim çok önem verdiğim şiirlerimden biri olan "yalnızlığın hüznü" adı şiire esin kaynağı olan Giacomo Leopardi'den şiir felsefesini öğrendiğimi belirtebilirim. Bana şiir felsefesini esinleyen kişinin bir İtalyan olması bile benim için son derecede düşündürücü bir durum...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz