Turgay Dogan
21 Aralık 2012 11:37
Kötü / kaka / asosyal bir sanatçının cevabı.
Merhaba... Ben bir oyun yazarıyım. Adım önemli değil. Ölmüş olabilirim. Ama yaşamımda ve sonrasında da oyunlarım her dile çevrilmiş, tiyatro tarihi yazmış bir sanatçıyım. Konu hakkında benim de söyleyeceklerim var:
1. Ben oyunlarımın amatör tiyatrolarca, ya da bedava oynanmasına karşıyım. Amatör tiyatroları desteklemek benim işim değil. Benim işim sadece oyun yazmak.
2. Eğitim ve öğretim beni ilgilendirmez. Öyle olsaydı öğretmen olurdum.
3. Muhteşem oyunlarımın amatör tiyatrolarca, kötü, amatör oyuncular tarafından oynanmasına da karşıyım. Sinirim bozuluyor...
4. Özellikle de aşağıda adı geçen yönetmenlerin oyunlarımı sahnelemesine karşıyım ve kesinlikle izin vermiyorum: Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Alberto...
5. Kapitalistim belki... Para kazanmayı seviyorum, çünkü hayatım alkol ve aşkla dolu... Ve bunu, yazdığım muhteşem eserlerle hak ettiğimi düşünüyorum.
6. Kar amacı gütmeyen“ tiyatrolar da benim derdim değil. Gütsünler!
7. Oyun metni üzerindeki her türlü değişikliğe, karakter isimlerinin değiştirilmesine v.s. karşıyım...
8. Oyunlarımın benden izinsiz, ücra köyler dahil hiçbir yerde oynanmasını istemiyorum.
9. Her oyunumda sigara içilmek zorundadır.
10. Teatral etik diye kıçtan uydurma, soyut ve boş bir tanımlamayı da reddediyorum. Varsa bile etik olmaya kimse zorlayamaz beni.
11.Üniversitelerin özerkliği de...
12. .....
13. .....
.......
İmza:
Ünlü ve acayip bir sanatçı.
***
Modern telif hakkı amatör tiyatroları, eğitimi, öğretimi, çocukların ve toplumun terbiyesini ve ahlakını, üniversitelerin özerkliğini korumaz. Sadece eser ve sanatçıyı korur.
Telif hakkı idealist değildir.
Burada işi kapitalizme kadar götürmek ve iyi bildiğim Surhkamp gibi bir yayınevini kapitalizmle suçlamak çok basit ve gülünç.
Suhrkamp‘ın bu tartışmayı anlamadığını ve tuhafına gittiğini söyleyebilirim... Çünkü Almanya‘da „izin almak“ zorundasınız. Bu kadar basit. Amatör de profesyonel de olsanız izin almak zorundasınız... O durumda amatör iseniz ve izin verilirse bir orta yol bulunabilir, sembolik bir rakamla, belki de ücretsiz bir şekilde oynamanıza izin verilir...
Bu konuda unutulan en önemli husus işte bu „izin almak“ konusu bence.
Sonrasında „kar amacı gütmeyen“ bir kuruluşun bilet kesmesi de bu bağlamda çok tezat...
Paranın konaklama ve yol masrafına gittiği vurgulanıyor. Peki bu şirketlere (otel, otobüs şirketi...) para verilirken neden sanatçı da düşünülmüyor gider olarak???
Sanatçının istemi dışında ondan yardımseverlik beklemiş olmuyor muyuz?
Uzun ve dallı budaklı bir konu. Ama çok basite indirgeyerek, iyi-kötü, güzel-çirkin, kapitalist ve antiemperyalist gibi terimlere girerek de bir yere varamayız.
(Kaynak: Amatör Tiyatrolar Telifi Tartışıyor)
***
"Turgay Doğan
Çalıştığı yer: gnlev
Gittiği okul: Universität GH Essen
Geçmişte yaşadığı yer: Istanbul"
(Kaynak: Google)
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki yazıyı okuyunca şöyle söyledi: "Şüpheli Sanık Davalı Mustafa Şükrü Demirkanlı, ödenekli kurumlarla birlikte tiyatro dergisi çıkarma önerimizden çok büyük rahatsızlık duymuş olmalı ki, sanık sandalyesinden savcı koltuğuna hızla sıçrayarak ağzına hiç yakışmayan lâflar ediyor!"
21 Aralık 2012 11:37
Kötü / kaka / asosyal bir sanatçının cevabı.
Merhaba... Ben bir oyun yazarıyım. Adım önemli değil. Ölmüş olabilirim. Ama yaşamımda ve sonrasında da oyunlarım her dile çevrilmiş, tiyatro tarihi yazmış bir sanatçıyım. Konu hakkında benim de söyleyeceklerim var:
1. Ben oyunlarımın amatör tiyatrolarca, ya da bedava oynanmasına karşıyım. Amatör tiyatroları desteklemek benim işim değil. Benim işim sadece oyun yazmak.
2. Eğitim ve öğretim beni ilgilendirmez. Öyle olsaydı öğretmen olurdum.
3. Muhteşem oyunlarımın amatör tiyatrolarca, kötü, amatör oyuncular tarafından oynanmasına da karşıyım. Sinirim bozuluyor...
4. Özellikle de aşağıda adı geçen yönetmenlerin oyunlarımı sahnelemesine karşıyım ve kesinlikle izin vermiyorum: Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Alberto...
5. Kapitalistim belki... Para kazanmayı seviyorum, çünkü hayatım alkol ve aşkla dolu... Ve bunu, yazdığım muhteşem eserlerle hak ettiğimi düşünüyorum.
6. Kar amacı gütmeyen“ tiyatrolar da benim derdim değil. Gütsünler!
7. Oyun metni üzerindeki her türlü değişikliğe, karakter isimlerinin değiştirilmesine v.s. karşıyım...
8. Oyunlarımın benden izinsiz, ücra köyler dahil hiçbir yerde oynanmasını istemiyorum.
9. Her oyunumda sigara içilmek zorundadır.
10. Teatral etik diye kıçtan uydurma, soyut ve boş bir tanımlamayı da reddediyorum. Varsa bile etik olmaya kimse zorlayamaz beni.
11.Üniversitelerin özerkliği de...
12. .....
13. .....
.......
İmza:
Ünlü ve acayip bir sanatçı.
***
Modern telif hakkı amatör tiyatroları, eğitimi, öğretimi, çocukların ve toplumun terbiyesini ve ahlakını, üniversitelerin özerkliğini korumaz. Sadece eser ve sanatçıyı korur.
Telif hakkı idealist değildir.
Burada işi kapitalizme kadar götürmek ve iyi bildiğim Surhkamp gibi bir yayınevini kapitalizmle suçlamak çok basit ve gülünç.
Suhrkamp‘ın bu tartışmayı anlamadığını ve tuhafına gittiğini söyleyebilirim... Çünkü Almanya‘da „izin almak“ zorundasınız. Bu kadar basit. Amatör de profesyonel de olsanız izin almak zorundasınız... O durumda amatör iseniz ve izin verilirse bir orta yol bulunabilir, sembolik bir rakamla, belki de ücretsiz bir şekilde oynamanıza izin verilir...
Bu konuda unutulan en önemli husus işte bu „izin almak“ konusu bence.
Sonrasında „kar amacı gütmeyen“ bir kuruluşun bilet kesmesi de bu bağlamda çok tezat...
Paranın konaklama ve yol masrafına gittiği vurgulanıyor. Peki bu şirketlere (otel, otobüs şirketi...) para verilirken neden sanatçı da düşünülmüyor gider olarak???
Sanatçının istemi dışında ondan yardımseverlik beklemiş olmuyor muyuz?
Uzun ve dallı budaklı bir konu. Ama çok basite indirgeyerek, iyi-kötü, güzel-çirkin, kapitalist ve antiemperyalist gibi terimlere girerek de bir yere varamayız.
(Kaynak: Amatör Tiyatrolar Telifi Tartışıyor)
***
"Turgay Doğan
Çalıştığı yer: gnlev
Gittiği okul: Universität GH Essen
Geçmişte yaşadığı yer: Istanbul"
(Kaynak: Google)
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki yazıyı okuyunca şöyle söyledi: "Şüpheli Sanık Davalı Mustafa Şükrü Demirkanlı, ödenekli kurumlarla birlikte tiyatro dergisi çıkarma önerimizden çok büyük rahatsızlık duymuş olmalı ki, sanık sandalyesinden savcı koltuğuna hızla sıçrayarak ağzına hiç yakışmayan lâflar ediyor!"