14 Ekim 2012 Pazar

Mehmet Esatoğlu, LİNÇÇİ Türkiye Tiyatrolar Birliği'ni aklıyor mu?!

İki yıldır soruyoruz:

"Tıpkı Burak Caney'in son zamanlarda 'tiyatrooyun.org' imzasını kullandığı gibi, siz de, TTB imzasının ardına saklanmışsınız. Büktel ve Bulunmaz'a karşı iftira kampanyalarıyla dolu hela gibi çift 'oo'lu siteye (Burak Caney'in sitesine) masum köylüler eliyle Erkan Yücel ödülü verdirmek alçaklığı, kimin ya da kimlerin fikridir, net olarak, isim isim bilmek istiyor ve okurlar adına soruyoruz: Kimsiniz siz?"


(Kaynak: TTB)

(Kaynak: Coşkun Büktel)

***


Türkiye Cumhuriyeti, omurgasını yitirmiş korkak bir tavşana benziyor. Her gün yeniden kurulup yeniden bozulan bir kimyaya sahip olan Türkiye Cumhuriyeti, öyle yoğun bir kimlik bunalımı içerisinde kıvranan insanlara yardım ve yataklık ediyor ki, sağlıklı düşünme yetisini henüz yitirmemiş kişiler, bu kimlik bunalımı karmaşasına hâlâ şaşarak bakmanın şaşkınlığını yaşıyorlar.


Türkiye Cumhuriyeti, her alanda olduğu gibi, sanat alanında da, kaza yapmaktan başka hiçbir şeyi göze almayan sarhoş sürücüler tarafından hunharca kullanılan acayip, garip, ucube otomobillere göğüs germek zorunda kalan engebeli bir yarış pistini andırıyor.


Nisan 2009 tarihi ve öncesinde, "Theope" adlı oyunun yazarı ve "Ölüleri Gömün" oyununun çevirmeni Coşkun Büktel'le Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını ilelebet ilga ve imhâ etmek için, tam tamına 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK oluşturmanın dinamolarından biri olan LİNÇÇİ Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin alnındaki LİNÇ lekesini deterjanla yok etmek için uğraşanlardan birinin Mehmet Esatoğlu olacağını ve bu temizlik işini de, devrimci bir içerik tutturma gibi bir kaygıya sahip olan Tavır Dergisi bünyesinde yapacağını, kırk yıl düşünsek kesinlikle akıl edemezdik. Buna hâlâ bile inanamıyoruz!


"Tiyatro Platformu ve Birliği Sorunları" başlığıyla yayınlanan yazıdan, şimdilik kaydıyla, sadece bir tek paragraf sunuyoruz:


"Ülkemizde bu gidişata duyarlı çevreler de var. Durumun vahametini gören sanatçıların bir araya gelişiyle oluşan Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin gündemindeki konulardan biri de bu gidişata karşı sanat örgütlerini bir araya getirecek ve eylemli kılacak bir platformun oluşturulmasıydı. 2009 yılında yapılan çağrılara sanat örgütlerinden bazıları sıcak bakarken bir kısmı yanına bile yanaşmadı."