ey sen
yoksul doğunun boynuna bir kırım kongo kenesi gibi gizlenmiş şekspir
senin iğrenç gölgen çiğniyor ellerindeki ekmeğe tapan insanların ışıltılı düşlerini
senin dişlerinin arasından sızan beyaz köpüklü şampanya bir yağmur gibi yağıyor yoksul doğunun boynuna
ey sen
insanlığın ilerleyen tekerine çomak sokan şemsiyeci düşmanı şekspir
senin karanlık gölgen bir azrail pelerini gibi vurdukça doğunun boynuna
kraliçenin melankolik gemileri azgın birer at gibi işgâl ediyorlar okyanusun hırçın sularını
ey sen
bir heykel gibi durağan hayatı güzelleyen şamar oğlanı
şekspir
senin önünde kraliçe
arkanda krallar var
sen
hiçbir zaman için yüzünü yıkamayı
ve bir adam gibi anlaşılır konuşmayı
beceremedin
senin görkemin bir yalan
seni senden daha çok seven
ve seni hiçbir zaman için terk etmeyen
yılan yüzlü seçkinler seni dünyaya satıyorlar
sterlin sterlin
sen
ki
yoksul doğunun boynuna yuva yapmış bir kene
ve bağrı yanık ırgatların sesine bukağısın
ey şekspir
allah senin belanı versin
hilmi bulunmaz
on dört ekim iki bin on iki
