Nisan 2009 tarihi, gerici tiyatroyla ilerici tiyatronun hesaplaştığı en odak noktadır... Nisan 2009 tarihinden bu yana, tiyatro sanatında bir ölüm kalım mücadelesi veriliyor. Bu tarihte düzenlenen LİNÇ KAMPANYASI, tiyatro tarihimizin en önemli kilometre taşı olarak kendisini dayatıyor. İlkel yöntemlerle sürdürülen gerici tiyatroya karşı savaşım veren iki önemli kişinin sanatsal ifade olanaklarının ilelebet ilga ve imhâ edilmesi için bir araya gelen 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK, ellerindeki iktidar zırhına bürünmenin avantajını kullanarak, ilkel tiyatro yöntemlerinin devamlılığını sağlamak istediler, istiyorlar.
Ne var ki...
LİNÇ KAMPANYASI ile susturulmak istenen Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz, güçlerini herhangi bir iktidardan değil, öncelikle kendilerinden ve tabii ki, tiyatroyu bir sanat olarak algılayan, estetik bilinci gelişmiş kitleden aldıkları için, onların verdikleri estetik ve toplumsal savaşım haklılık zeminine oturmayı başardı.
Nasıl ki, ellerindeki tüm toplumsal silahlar alınınca, bedenlerini ölüme yatırmayı göze alabilecek kadar inançlı ve yiğit insanlar varsa, estetik varlığını sürdürebilmek için gerekli ve zorunlu olan tüm sanatsal ifade olanakları ellerinden alınmak istenen insanlar da, kendilerine karşı düzenlenen en aşağılık, en berbat, en çirkin, en iğrenç, en korkunç LİNÇ KAMPANYASI sürecine karşı çıkabilmenin yepyeni olanaklarını oluşturabilmişlerdir.
Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın, kendilerine karşı başlatılan LİNÇ KAMPANYASI sürecini tersine çevirerek, bu kampanyayı, deyim yerindeyse, çürümüş tiyatroya âdeta bir "kıl dönmesi" gibi geri postalamaları, artık yeni, yepyeni bir tiyatro sanatı doğabileceğinin görkemli muştusunu verebiliyor.
Şimdilik kaydıyla, bir "önsöz" gibi sunduğumuz bu yazının ardından, zaman zaman, LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen alçaklara karşı, nasıl bir estetik strateji geliştirdiğimizi, nasıl bir politik bilinç inşa ettiğimizi gündeme getirmeyi sürdüreceğiz.
Ancak...
Şu kadarını ânında, derhal, hemen, ivedilikle çok net söyleyelim:
LİNÇÇİ ALÇAKLAR, İNSANLIĞIN BİTTİĞİ NOKTADADIR!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız:
Hilmi Bulunmaz, Melih Anık'ın yazısını okuyunca şöyle düşündü:
"Sorun 'YUMURTA-TAVUK' sorunu değil, LİNÇÇİ-LAVUK sorunu!"
Ne var ki...
LİNÇ KAMPANYASI ile susturulmak istenen Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz, güçlerini herhangi bir iktidardan değil, öncelikle kendilerinden ve tabii ki, tiyatroyu bir sanat olarak algılayan, estetik bilinci gelişmiş kitleden aldıkları için, onların verdikleri estetik ve toplumsal savaşım haklılık zeminine oturmayı başardı.
Nasıl ki, ellerindeki tüm toplumsal silahlar alınınca, bedenlerini ölüme yatırmayı göze alabilecek kadar inançlı ve yiğit insanlar varsa, estetik varlığını sürdürebilmek için gerekli ve zorunlu olan tüm sanatsal ifade olanakları ellerinden alınmak istenen insanlar da, kendilerine karşı düzenlenen en aşağılık, en berbat, en çirkin, en iğrenç, en korkunç LİNÇ KAMPANYASI sürecine karşı çıkabilmenin yepyeni olanaklarını oluşturabilmişlerdir.
Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın, kendilerine karşı başlatılan LİNÇ KAMPANYASI sürecini tersine çevirerek, bu kampanyayı, deyim yerindeyse, çürümüş tiyatroya âdeta bir "kıl dönmesi" gibi geri postalamaları, artık yeni, yepyeni bir tiyatro sanatı doğabileceğinin görkemli muştusunu verebiliyor.
Şimdilik kaydıyla, bir "önsöz" gibi sunduğumuz bu yazının ardından, zaman zaman, LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen alçaklara karşı, nasıl bir estetik strateji geliştirdiğimizi, nasıl bir politik bilinç inşa ettiğimizi gündeme getirmeyi sürdüreceğiz.
Ancak...
Şu kadarını ânında, derhal, hemen, ivedilikle çok net söyleyelim:
LİNÇÇİ ALÇAKLAR, İNSANLIĞIN BİTTİĞİ NOKTADADIR!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız:
Hilmi Bulunmaz, Melih Anık'ın yazısını okuyunca şöyle düşündü:
"Sorun 'YUMURTA-TAVUK' sorunu değil, LİNÇÇİ-LAVUK sorunu!"