16 Temmuz 2012 Pazartesi

Bulunmaz'ın yargılattırmak istediği Sanık Demirkanlı'nın ifade tutanağı!

T.C.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
GENEL SORUŞTURMA BÜROSU

HAZIRLIK NUMARASI: 2012/51145

İFADEYİ VERENİN:
ADI SOYADI: MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI
T.C. KİMLİK NO: T.C. NO: 37210675438
ADRES: Gülbağ Mah. Şahinler Sok. No.42 D.10 Mecidiyeköy-Şişli / İSTANBUL
TELEFONLAR: 0212. 216 75 20 / 0537.689 41 71

Şubat 1991 yılından bu yana Tiyatro... Tiyatro... isimli derginin Yayın Yönetmenliği yürütmekteyim. Tüm tiyatro dünyası tarafından tanınan, bilinen bir gazeteciyim.


Şikayete konu olan yazım, yakın arkadaşım, Türkiye'ye mal olmuş değerli sanatçı Meral Okay'ın ölümünden sonra, henüz toprağa bile veremediğimiz bir zaman diliminde, şikayetçinin Meral Okay'ı aşağılayan bir yazısına karşı, tamamen eleştirel olarak kaleme alınan  bir yazıdır. Yazının hiçbir bölümünde şikayetçinin şahsına yönelik hakaret kastı olmadığı gibi, ima dahi yoktur. "Kin" tanımı ise şikayetçinin kendine yönelik tanımıdır: "Bu, kültürel, tarihsel ve toplumsal özü bulunan önemli bir sınıf kini!" H. Hilmi Bulunmaz

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/04/bu-kulturel-tarihsel-ve-toplumsal-ozu_2704.html

Be de yazımda Cüneyt Özdemir'in Milliyet Gazetesi'nde yazdığı "kindar ve çirkinsiniz" tanımına atfen yaptığım eleştiride, kendisinin tanımladığı vasfını tekrar ederken, bir ölümün ardından henüz toprağa bile verilmediği bir zaman diliminde yapılan aşağılayıcı yazıların "çirkinlik" olduğunu ifade etmekteyim. Yazımda şikayetçiye yönelik hakaret söz konusu değildir.

Şikayetçi Hüseyin Hilmi Bulunmaz, asıl mesleği uluslararası elmas kalemleri ticareti ve kuyumculuk olan, dünyanın birçok ülkesinde ortaklıkları olan bir işadamıdır. Şikayet dilekçesinde ifade ettiği gibi; "...aynı sektörde çalışmamız nedeniyle tanırım. Kendisiyle iş nedeniyle süregelen bir çelişkimiz bulunmaktadır." ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır, kendisiyle tanışmam, ofisime geldiğinde bir kez konuşmuşumdur, aynı sektörde çalışmamaktayız, hiçbir maddi ya da manevi çıkar çatışmamız bulunmamaktadır. Kendisi, uluslararası elmas kalemleri ve kuyumculuk faaliyetlerinin dışında kalan zamanlarında amatör olarak tiyatroyla ilgilenmek istemiş, gerek tiyatro yayıncılığında gerekse de icracılığında başarılı olamadığı için ülkenin hemen hemen tüm tiyatro kurumlarına, sanatçılarına ve yayınlarına yıllardır sürekli küfür ve hakaretlerde bulunmaktadır.

Örneğin, hiç tanımadığı, hiç konuşmadığı, yüzünü dahi görmediği, İzmir'de ikamet eden Dergimiz yazarlarından Seval Deniz Karahailoğlu'na da sadece Dergimiz'de yazdığı için hakaretlerde bulunmakta, Sayın Karahaliloğlu'nun suç duyurusu sonrası: "Sayın Seval Deniz Karahaliloğlu (SSDK) da, tıpkı diğerleri (Burhan Gün, LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, LİNÇÇİ Mehmet Bozkır, Nihat Haluk Bilginer, LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, Uğur Demirci Tosun) gibi, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarının ilga ve imhâ edilmesi için, sürekli olarak "hukuk kartını" öne sürerek, âdeta ÜÇÜNCÜ (HUKUKSAL) LİNÇ KAMPANYASI ateşine kupkuru odunlar atıp, dans ediyorlar!"
http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/01/kendisi-hakknda-video-konusmas-yapp-yaz.html
diyerek, hukuk sürecini de (Sayın Savcılar ve hakimleri de katarak) Hukuksal Linç Kampanyası olarak lanse etmektedir. (Ek:1)

Şikayetçi şahsın ruh halini, üslubunu ve küfürlerini ifade edebilmek için SADECE 3 HAZİRAN 2012 günkü yazılarının çıktılarını ekliyorum.


"LEMİ BİLGİN'E BAĞLI OLARAK ÇALIŞAN ŞAKİR GÜRZUMAR'IN YÖNETTİĞİ İSTANBUL DEVLET TİYATROSU (İDT) REKLÂM KULELERİNİN TİCARÎ KURULUŞLAR TARAFINDAN İŞGÂL EDİLMESİNE SES ÇIKARMAYANLAR YAVŞAKTIR GENELLİKLE!", sonrasında yazı bu "YAVŞAK" sözcüğünü tiyatrolara, dergilere, yazarlara, akademisyenlere ayrı ayrı yöneltmekte, sonunda da "KÜLTÜR BAKANLIĞI ÇANAĞI YALAYAN YAVŞAK OROSPU ÇOCUKLARI" diyebilmektedir. (EK-2)

Aynı tarihte bir başka yazısında "LİNÇÇİ orospu çocuklarının yayınları..." (EK-3)

Yine aynı tarihte izlemediği bir oyun hakkında sadece aşağılamak için görseli ters çevirerek kullanmakta ve şu yorumları yapmaktadır: "Kafayı sıyırmak, mideyi bulandırmak, oyunculuğu sulandırmak gibi absürt bir düşünceniz varsa, LİNÇÇİ Altıdan Sonra Tiyatro'nun teslimiyetçi ve kör mekânı kumbaracı50'deki kafa sıyırıcı, mide bulandırıcı, oyunculuk sulandırıcı "OYNAMADAN OYNAMAK" abukluğunu gerçekleştiren Jeremy Stockwell'in ipiyle oyunculuk kuyusuna inerek, bir daha hayat boyu düzeltmenizin mümkün olamayacağı aptallaştırıcı sürece siz de ortak olmayı göze alın!"

Aynı tarihte: Dergimizin kapat fotografını ters çevirerek şu aşağıdaki yayını yapmakta ve bunu her gün tekrar etmektedir. Kendisine resmi irsaliye taranarak e-posta ile gönderilmiş ve gerçek dışı yayını durdurması istenmesine rağmen her gün sürdürmektedir. "İftiracı ve LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun ruhanî liderliğinde, Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'la "Theope" adlı oyunun yazarı ve "Ölüleri Gömün" oyununun çevirmeni Coşkun Büktel'in sanatsal ifade olanaklarını ilelebet ilga ve imhâ etmek için düzenlenen) LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Haziran 2012 tarihli 238. sayısının yayınlandığı haberini okurken, "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." kem sözüyle ünlü ve bu kem sözüne karşı çıktığı için Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın tam tamına iki (rakamla 2) yıl hapiste çürümesi için avukatları Süleyman Anıl'la İbrahim Demirci'ye talimat vererek dava açtırdıktan sonra, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın "6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA" neden olan Küt Oyuncu Kırmızı Pabuçlu Shakespeare Çocuğu Nihat Haluk Bilginer'in ayrıldığı eşi Aşkın Nur Yengi'nin "AY İNANMIYORUM" şarkısını dinliyordur!" (Ek-5)

Yine aynı gün: "orospu çocuğu tiyatro tüccarları tarafından şiirleri (tilki kürküne iltica etmiş küçük burjuva kadınlarla devrim düşünü en olmayacak yerlerine sokmuş yeni yetme kapitalistlerin ruhuna satılarak) öldürülen insan sesiyle dolu sevdalı komünist nâzım hikmet'e ağıt yada bugün yine pazar bugün yine seni ilk defa güneşe çıkardılar." (EK-6)

Bu tür sadece küfür ve hakaret dolu yazılarının sadece bir güne ait ve sadece birkaç tanesini sundum, bu yazılar her gün devam etmekte, kendisine açılan hakaret davalarının bir kısmı sonuçlanmış ve mahkumiyetler almış, bir kısmı ise devam etmektedir.

Bu şahsın bu küfür ve hakaret dolu yazılarına yanıt verilmemekte, bu durum kendisini daha da hiddetlenmektedir. Çok az sayıda verilen yanıtlardan biri de Türkiye'nin en sevilen, en başarılı oyuncularından bir olan Meral Okay'ın vefatının ardından yazdığı yazı üzerine yazdığım şikayete konu olan yazıdır. Bu şahıs aynı hakaretlerini değerli oyuncularımız, büyük sanatçılar Mehmet Akan'ın, Lale Oraloğlu'nun vefatlarından sonra da yapmıştır ve her fırsatta ölüme dahi saygı göstermemekte, hiçbir tanışıklığı, hiçbir ilişkisi olmamasına rağmen sadece başarılı olmalarından dolayı insanlar henüz toprağa bile verilmeden vefat eden insanları aşağılamaktadır.

Yazmış olduğu yazı bir eleştiri yazısıdır, şikayetçinin amacı; vefat eden sanatçıları, kendi inandığı değerler açısından eleştirmek değil, sadece hakaret etmek, aşağılamak amacıyla kaleme alınmış bir yazı olduğu için eleştirilmiştir. Çünkü Meral Okay'ı dizi yazdığı için aşağılamasına karşın, çok yakın arkadaşı Coşkun Büktel de dizi yazarı olmasına rağmen ona tek laf etmemektedir, bu durum şikayetçinin amacının açıkça belli etmektedir. Benim yazım, bir eleştiri yazısıdır, anayasanın eleştiri özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kişiliğine yönelik değil, sanatsal yazı ve tavrına yöneliktir eleştirilerim. Hakaret amacı taşımadığı gibi hakarete yönelik bir yaklaşım da içermemektedir.

Yazımın, yukarıda açıkladığım nedenler ve bunlara bağlı olarak yakın arkadaşım, değerli sanatçı Meral Okay'ın ölümünden sonra, henüz toprağa bile veremediğimiz bir zaman diliminde, Meral Okay'ı aşağılayan bir yazısına karşı, tamamen eleştirel olarak kaleme alınan bir yazıdır.

Açıkladığım nedenlerden dolayı, basın özgürlüğü ve basının görevi olan eleştiri özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesini ve şikayetçinin değerli bir sanatçını ölümünün ardından yazdığı aşağılamaya yönelik yazısına dair olduğu göz önün alınarak "soruşturmaya gerek yok" kararı verilmesini talep ederim.

Saygılarımla, 07.06.2012

Mustafa Şükrü Demirkanlı
İMZA