16 Mayıs 2012 Çarşamba

Hilmi Bulunmaz'ın STAR için yaptığı söyleşinin ses kaydından!

Hilmi Bulunmaz - Bir kere şu çok çirkin; çok çirkin, ayın kaçıydı anımsamıyorum, geçen cumaydı, 13'üydü evet, 13 Nisan 2012'de, Şehir Tiyatroları'nın önünde, bir basın açıklaması, bir toplantı gibi bir şey yapıldı; iki tane, iki ayrı bildiri okundu. Bir tanesi "Sayın Başkanımız Kadir Topbaş" diye başladı, yanılmıyorsam onu okuyan Tolga Yeter'di. İkincisi de, çok daha sert böyle, sol söylemlerle okunan bir bildiriydi, onu da, belleğim beni yanıltmıyorsa, Aslı Öngören okudu. Dolayısıyla, siz bir basın toplantısı, bir toplantı yapıyorsunuz işte; anayasal hakkınızı, demokratik hakkınızı, neyse, (bunlar bana komik lâflar geliyor tabii, demokratik hak da, anayasal hak da, bu benim bireysel görüşüm) kullanıyorsunuz, iyi güzel de, niye iki tane bildiri okuyorsunuz? 


(...)


Ayşenil Şamlıoğlu, bir kere ikiyüzlü (Yani olasıysa, bunu bu tonda yazarsanız çok sevineceğim. Tabii, siz bilirsiniz yani...), Orhan Alkaya, ikiyüzlü... İŞTİSAN, iki yüzlü... İkiyüzlü olmanın ötesinde, iki belgeli yani... Çıkıyorlar, Recep Tayyip, özür dilerim, düzeltiyorum; Kadir Topbaş'a yönelik bir bildiri yayınlıyorlar, tek kişiye yönelik, bağıra bağıra, dakikalarca alkışlıyorlar, ben o alkışa kesinlikle ortak olmadım, oradaydım, çektim de, zâten en iyi görüntüler bende olduğu kanısındayım. (Yani en azından İnternet ortamında...), oradaydık biz, oyuncularımızla beraber. Bulunmaz Tiyatro'nun zâten kurucusuyum, genel sanat yönetmeniyim. Yani sadece sıradan bir tiyatro izleyicisi olarak değil.


Bu ikiyüzlülükleri terk etmeleri gerekiyor. Tartışma kültürü yok, yani, bağışlayın beni, ben yeşil sermaye temsilcisi diyorum, işte AKP çizgisindekilere, keza bu Orhan Alkaya ve diğerleri, o çizgideki insanlara pembe sermaye temsilcisi diyorum. Çünkü, Anadolu'da çok güzel bir lâf var: bağışlayın beni; "At atla tepişiyor eşek arada ne gezer?" derler. Yani yeşil sermaye temsilcileriyle pembe sermaye temsilcileri birbiriyle tabiri caizse tepişiyorlar, biz, emekçileri savunan, sosyalistleri savunan, emeğin iktidarını savunan insanlarsa, hani, kendimizi eşek yerine konmuş gibi hissediyoruz.