LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin sahibesi LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı ile bu LİNÇÇİ derginin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, velinimetleri Kadir Topbaş'tan reklâm adı altında avuç dolusu para (avanta, bahşiş, diş kirası, iane, iaşe, sadaka, sus payı) almayı ilelebet muhafaza ve müdafaa edebilmek için, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Korsan Tiyatroları" Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu'nun kurban edilmesine filan asla aldırmayıp, velinimetleri Kadir Topbaş'tan hesap sorabilmek onuruna sahip olamadıkları için, "Başkan Topbaş, İmzanızı Tiyatro Tarihine Örnek Bir Çalışmayla Kazıyın…" sözleriyle kendisinden ricacı olmaya devam ediyorlar.
***
Başkan Topbaş, İmzanızı Tiyatro Tarihine Örnek Bir Çalışmayla Kazıyın…
12 Nisan'da kamuoyu olarak çalışmalarından haberdar olmadığımız sürpriz bir yönetmelik geçti Belediye Meclisi'nden. Kamuoyunun haberdar olmadığı gibi, doğrudan kendilerini ilgilendiren bir konuda Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni, Yönetim Kurulu üyeleri de dahil olmak üzere, sizin danışmanlarınızdan Sayın Kenan Işık'ın, Sayın Ayşenur Özturanlı'nın ve Sayın Muharrem Ergül'ün de bilgi sahibi olmadığını öğrenince şaşkınlığım daha da arttı.
Sayın Başkan, yapmış olduğunuz kısa açıklamada "Yönetmeliğin" tiyatro insanları ile birlikte hazırlandığını açıkladınız, yukarıda açıkladığım somut durum karşısında yanlış bilgilendirilmiş olduğunuz kanaatim kuvvetlendi, çünkü bu yönetmeliğin Belediye Meclisi'nden çıktığının duyulmasının ardından ilgili tüm şahıslar görevlerinden istifa ettiler. Tiyatro'nun sanatsal yönetiminde görev alan başta Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, Yardımcısı Aliye Uzunatağan, Sahne Direktörü Hakan Arlı, Yönetim Kurulu Seçilmiş üyeleri Burteçin Zoga ve Volkan Sağırosmanoğlu. Bu istifaları tiyatro içi olarak kabul edip dikkate almasanız bile, doğrudan size bağlı danışmanlarınız Kenan Işık'ın ve Ayşenur Özturanlı'nın istifalarını sanırım siz de kendinize açıklamakta zorlanıyorsunuzdur.
Burada dikkate alınması gereken bir durum olduğu kesin ve sanırım bu tepeden inme yönetmelik tahmin edilemeyecek kadar büyük zarar verecektir tiyatromuza, sadece İBB Şehir Tiyatroları'na değil, diğer Şehir Tiyatroları'na olduğu kadar tiyatromuzun bütününe de ciddi zararlar vermenin ötesinde, Türkiye tiyatrosunu en az elli yıl geriye götürecek bir uygulama olacaktır. Endişem, bugüne kadar gerçekleştirdiği olumlu ve geliştirici projelere imza atmış, sanatçı duyarlılığını taşıyan şahsınızın bu yönetmelik ve altındaki imza ile tarihe geçecek olmanızdır.
Sayın Başkan,
Yönetmeliğin bütününü değil ama yaşamda karşılığı olmayan üç maddesine birlikte göz atmayı öneriyorum.
Müdürlüğün Görevleri
Madde 5:
a) Toplumda sanatı ve estetik duyguları geliştirmek, tiyatronun kuruluş gayesinden sapmadan günümüz insanına vereceği sanat hizmetinde toplumun genel etik değerlerine özen gösterilmesini sağlamak.
B, C, D, E, F, G maddeleri de buraya almamama rağmen aşağıda aktaracağım görüşlerim kapsamındadır.
Sayın Başkan,
Devlet Tiyatroları'nın yasasında 12 Mart sürecinde yapılan bir değişiklikle benim bile Genel Müdür olarak atanmamın önü açılmış oldu. Şu anki Sayın Bakan böyle anlamsız bir atama yapmayacağı, benim de kabul etmeyeceğim kesin ama bu maddeden yola çıkarak böyle anlamsız ve yanlış bir atamayı yapacak bir bakan çıkabileceği gibi kabul edecek bir densiz de çıkabilir... Devlet Tiyatroları'nı işi gazetecilik olan, tiyatronun estetiği anlamında bilgisiz ve deneyimsiz -benim gibi- birinin yönettiğini düşünebiliyor musunuz?
Bu örnekten yola çıkarak, yukarıda aktardığım maddeye bir daha göz atmanızı istirham ediyorum. Vasıf belirtilmediğine göre bir Başkan'ın iki dudağı arasındaki bir atamanın sonuçlarına birlikte bakalım mı?
"Toplumda sanatı ve estetik duyguları geliştirmek, tiyatronun kuruluş gayesinden sapmadan günümüz insanına vereceği sanat hizmetinde toplumun genel etik değerlerine özen gösterilmesini sağlamak."
Bütünü öznel ve tanımsız sözcüklerden oluşan bu maddenin yorumunun kişiden kişiye değişik yorumlanacağını anlamamız zor olmasa gerek. Tiyatroyu bu kadar belirsizlik içinde, sübjektivizmin kucağına bırakmak sizce doğru mu? Yarın bir başka "genel etik" değerlerinin kabul görmeyeceğini hangimiz iddia edebilir? Kaldı ki "etik değer"in genel'i var mıdır? Zamana ve toplumlara göre değişkenlik göstermez mi?
Edebi Kurul'un Oluşumu, Parantez İçinde Örneklerim Ve Sonunda da Yorumum
a) Müdürün bağlı olduğu Daire Başkanı (Muhtemeldir ki tiyatro dışından bir şahıs olacaktır.)
b) Genel Sanat Yönetmeni (Madde 18'de tanımlanan vasıflara bakarsak, ben de pekâlâ atanabilirim, oluşacak vahim durumu düşünebiliyor musunuz?)
c) Şehir Tiyatroları Müdürü (Tiyatro ile ilişkisi olma koşulu olmadığına göre herhangi bir memur atanabilir.)
d) Müdürlük sözleşmeli memurları arasından Başkan tarafından belirlenecek 1 (Bir) üye. (Tiyatro ile ilgisinin olması aranmamış, herhangi bir sözleşmeli memur atanabilir.)
e) Kültür, sanat ve edebiyat ile ilgili meslek örgütlerinden veya kültürel çalışmalarıyla tanınan kişiler ve basın mensupları arasından Başkan tarafından belirlenecek 3 (üç) üye olmak üzere toplam 7 (yedi) üyeden oluşur. ("veya", "ve" sözcüklerinin girdiği maddeler hiçbir belirginliği taşımadığı için dikkat ederseniz bu maddeye de "ben", bir futbol yazarı, magazin yazarı ya da polis muhabiri rahatlıkla dahil edilebilir.)
Edebi Kurul'un dışında daha da önemli olan Yönetim Kurulu da 7. Madde'de tanımlanmış, içinde tiyatro insanı olabilecek tek kişi Genel Sanat Yönetmeni, yukarıda açıkladığım yorumla teorik olarak benim bile atanabileceğim bir makamla beraber şu tablo çıkıyor karşımıza: Tiyatro ile doğrudan ilişkisi olmayan 7 kişiye emanet ediliyor Darülbedayi… Tiyatrocuların olmadığı bir Yönetim Kurulu… Kadir Bey, kulağınıza nasıl geliyor? Lütfen, dikkatinizi yoğunlaştırarak okur musunuz?
Sayın Başkan,
Yukarıdaki parantez içlerini okuduğumuzda şu tablo ile karşı karşıya kalıyoruz: Tiyatro ile uzak yakın ilişkisi olmayan kişilerden oluşabilecek bir Edebi Kurul'un ve Yönetim Kurulu'nun oluşumu "yönetmeliğe" göre mümkün.
İmza için önünüzde bekleyen yönetmeliği ben parantez içlerinde yorumladığım gibi, sizden sonraki herhangi bir Başkan da yorumlayabilir, 98 yıllık Şehir Tiyatroları'nı benim yorumladığım gibi yorumlayıp, atayacağı Edebi Kurul'un seçimleri ile tiyatroyu yönetmek isteyecek bir Sanat Yönetmeni bulunacağına yüzde bir olasılıkla dahi olsa inanabiliyor musunuz? Bulunsa dahi bu Sanat Yönetmeni'nin ehliyetli olma olasılığı nedir?
Sayın Topbaş,
19 maddeden oluşan Yönetmeliğin diğer maddelerini irdeleme ihtiyacı duymadan şu soruyu sorarak önerimi aktaracağım.
Bu yaklaşımla hazırlanmış bir yönetmelikle yönetilen bir mimarlık fakültesinde Dekan'lık önerilse nasıl bir karar verirsiniz? Kabul eder misiniz?
Önerim
Sayın Topbaş, bu yönetmeliği imzalamayın, Belediye Meclis'ine iade edin ve şu çalışmaya derhal başlayalım.
Yıllardır üzerinde çalıştığımız, Danışmanınız Sayın Muharrem Ergül'ün Belediye Başkanlığı döneminde kendisine önerdiğim ve kabul ettiği ancak tiyatro insanlarının, zamanın sanat yönetmenlerinin uzak durduğu çalışmayı yapamamıştık, gelin şimdi başlatalım. Önümüzdeki aylarda İstanbul'da bir Çalıştay düzenleyelim, bu Çalıştay'a yurtdışı örnekleri de kapsamasını sağlayalım, yerel yönetimlerin tiyatro ilişkilerini ve modellerini aktaracak kişileri de davet edelim. Ülkemizdeki tüm Şehir Tiyatroları'nı, Devlet Tiyatrosu'nu, model önerisi olabilecek kişi ve kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı, Çalışma Bakanlığı'nı, Maliye Bakanlığı'nı, İçişleri Bakanlığı'nı da davet ederek ülke bütününe, ihtiyaçlara ve gelişmeye yönelik bir model oluşturalım.
Tarihin sizi hak etmediğiniz bir biçimde anmasına yol açabilecek büyük bir yanlışa olanak vermek yerine, altın harflerle anacağı örnek bir çalışmayı oluşturalım, hemen.
Siz, ikincisini hak ediyorsunuz. İmzanızı tiyatro tarihine örnek bir çalışmayla gönderin.
Mustafa Demirkanlı
Tiyatro… Tiyatro… Dergisi
Yayın Yönetmeni
(Kaynak: Tiyatro... Tiyatro... Dergisi)
***
Başkan Topbaş, İmzanızı Tiyatro Tarihine Örnek Bir Çalışmayla Kazıyın…
12 Nisan'da kamuoyu olarak çalışmalarından haberdar olmadığımız sürpriz bir yönetmelik geçti Belediye Meclisi'nden. Kamuoyunun haberdar olmadığı gibi, doğrudan kendilerini ilgilendiren bir konuda Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni, Yönetim Kurulu üyeleri de dahil olmak üzere, sizin danışmanlarınızdan Sayın Kenan Işık'ın, Sayın Ayşenur Özturanlı'nın ve Sayın Muharrem Ergül'ün de bilgi sahibi olmadığını öğrenince şaşkınlığım daha da arttı.
Sayın Başkan, yapmış olduğunuz kısa açıklamada "Yönetmeliğin" tiyatro insanları ile birlikte hazırlandığını açıkladınız, yukarıda açıkladığım somut durum karşısında yanlış bilgilendirilmiş olduğunuz kanaatim kuvvetlendi, çünkü bu yönetmeliğin Belediye Meclisi'nden çıktığının duyulmasının ardından ilgili tüm şahıslar görevlerinden istifa ettiler. Tiyatro'nun sanatsal yönetiminde görev alan başta Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, Yardımcısı Aliye Uzunatağan, Sahne Direktörü Hakan Arlı, Yönetim Kurulu Seçilmiş üyeleri Burteçin Zoga ve Volkan Sağırosmanoğlu. Bu istifaları tiyatro içi olarak kabul edip dikkate almasanız bile, doğrudan size bağlı danışmanlarınız Kenan Işık'ın ve Ayşenur Özturanlı'nın istifalarını sanırım siz de kendinize açıklamakta zorlanıyorsunuzdur.
Burada dikkate alınması gereken bir durum olduğu kesin ve sanırım bu tepeden inme yönetmelik tahmin edilemeyecek kadar büyük zarar verecektir tiyatromuza, sadece İBB Şehir Tiyatroları'na değil, diğer Şehir Tiyatroları'na olduğu kadar tiyatromuzun bütününe de ciddi zararlar vermenin ötesinde, Türkiye tiyatrosunu en az elli yıl geriye götürecek bir uygulama olacaktır. Endişem, bugüne kadar gerçekleştirdiği olumlu ve geliştirici projelere imza atmış, sanatçı duyarlılığını taşıyan şahsınızın bu yönetmelik ve altındaki imza ile tarihe geçecek olmanızdır.
Sayın Başkan,
Yönetmeliğin bütününü değil ama yaşamda karşılığı olmayan üç maddesine birlikte göz atmayı öneriyorum.
Müdürlüğün Görevleri
Madde 5:
a) Toplumda sanatı ve estetik duyguları geliştirmek, tiyatronun kuruluş gayesinden sapmadan günümüz insanına vereceği sanat hizmetinde toplumun genel etik değerlerine özen gösterilmesini sağlamak.
B, C, D, E, F, G maddeleri de buraya almamama rağmen aşağıda aktaracağım görüşlerim kapsamındadır.
Sayın Başkan,
Devlet Tiyatroları'nın yasasında 12 Mart sürecinde yapılan bir değişiklikle benim bile Genel Müdür olarak atanmamın önü açılmış oldu. Şu anki Sayın Bakan böyle anlamsız bir atama yapmayacağı, benim de kabul etmeyeceğim kesin ama bu maddeden yola çıkarak böyle anlamsız ve yanlış bir atamayı yapacak bir bakan çıkabileceği gibi kabul edecek bir densiz de çıkabilir... Devlet Tiyatroları'nı işi gazetecilik olan, tiyatronun estetiği anlamında bilgisiz ve deneyimsiz -benim gibi- birinin yönettiğini düşünebiliyor musunuz?
Bu örnekten yola çıkarak, yukarıda aktardığım maddeye bir daha göz atmanızı istirham ediyorum. Vasıf belirtilmediğine göre bir Başkan'ın iki dudağı arasındaki bir atamanın sonuçlarına birlikte bakalım mı?
"Toplumda sanatı ve estetik duyguları geliştirmek, tiyatronun kuruluş gayesinden sapmadan günümüz insanına vereceği sanat hizmetinde toplumun genel etik değerlerine özen gösterilmesini sağlamak."
Bütünü öznel ve tanımsız sözcüklerden oluşan bu maddenin yorumunun kişiden kişiye değişik yorumlanacağını anlamamız zor olmasa gerek. Tiyatroyu bu kadar belirsizlik içinde, sübjektivizmin kucağına bırakmak sizce doğru mu? Yarın bir başka "genel etik" değerlerinin kabul görmeyeceğini hangimiz iddia edebilir? Kaldı ki "etik değer"in genel'i var mıdır? Zamana ve toplumlara göre değişkenlik göstermez mi?
Edebi Kurul'un Oluşumu, Parantez İçinde Örneklerim Ve Sonunda da Yorumum
a) Müdürün bağlı olduğu Daire Başkanı (Muhtemeldir ki tiyatro dışından bir şahıs olacaktır.)
b) Genel Sanat Yönetmeni (Madde 18'de tanımlanan vasıflara bakarsak, ben de pekâlâ atanabilirim, oluşacak vahim durumu düşünebiliyor musunuz?)
c) Şehir Tiyatroları Müdürü (Tiyatro ile ilişkisi olma koşulu olmadığına göre herhangi bir memur atanabilir.)
d) Müdürlük sözleşmeli memurları arasından Başkan tarafından belirlenecek 1 (Bir) üye. (Tiyatro ile ilgisinin olması aranmamış, herhangi bir sözleşmeli memur atanabilir.)
e) Kültür, sanat ve edebiyat ile ilgili meslek örgütlerinden veya kültürel çalışmalarıyla tanınan kişiler ve basın mensupları arasından Başkan tarafından belirlenecek 3 (üç) üye olmak üzere toplam 7 (yedi) üyeden oluşur. ("veya", "ve" sözcüklerinin girdiği maddeler hiçbir belirginliği taşımadığı için dikkat ederseniz bu maddeye de "ben", bir futbol yazarı, magazin yazarı ya da polis muhabiri rahatlıkla dahil edilebilir.)
Edebi Kurul'un dışında daha da önemli olan Yönetim Kurulu da 7. Madde'de tanımlanmış, içinde tiyatro insanı olabilecek tek kişi Genel Sanat Yönetmeni, yukarıda açıkladığım yorumla teorik olarak benim bile atanabileceğim bir makamla beraber şu tablo çıkıyor karşımıza: Tiyatro ile doğrudan ilişkisi olmayan 7 kişiye emanet ediliyor Darülbedayi… Tiyatrocuların olmadığı bir Yönetim Kurulu… Kadir Bey, kulağınıza nasıl geliyor? Lütfen, dikkatinizi yoğunlaştırarak okur musunuz?
Sayın Başkan,
Yukarıdaki parantez içlerini okuduğumuzda şu tablo ile karşı karşıya kalıyoruz: Tiyatro ile uzak yakın ilişkisi olmayan kişilerden oluşabilecek bir Edebi Kurul'un ve Yönetim Kurulu'nun oluşumu "yönetmeliğe" göre mümkün.
İmza için önünüzde bekleyen yönetmeliği ben parantez içlerinde yorumladığım gibi, sizden sonraki herhangi bir Başkan da yorumlayabilir, 98 yıllık Şehir Tiyatroları'nı benim yorumladığım gibi yorumlayıp, atayacağı Edebi Kurul'un seçimleri ile tiyatroyu yönetmek isteyecek bir Sanat Yönetmeni bulunacağına yüzde bir olasılıkla dahi olsa inanabiliyor musunuz? Bulunsa dahi bu Sanat Yönetmeni'nin ehliyetli olma olasılığı nedir?
Sayın Topbaş,
19 maddeden oluşan Yönetmeliğin diğer maddelerini irdeleme ihtiyacı duymadan şu soruyu sorarak önerimi aktaracağım.
Bu yaklaşımla hazırlanmış bir yönetmelikle yönetilen bir mimarlık fakültesinde Dekan'lık önerilse nasıl bir karar verirsiniz? Kabul eder misiniz?
Önerim
Sayın Topbaş, bu yönetmeliği imzalamayın, Belediye Meclis'ine iade edin ve şu çalışmaya derhal başlayalım.
Yıllardır üzerinde çalıştığımız, Danışmanınız Sayın Muharrem Ergül'ün Belediye Başkanlığı döneminde kendisine önerdiğim ve kabul ettiği ancak tiyatro insanlarının, zamanın sanat yönetmenlerinin uzak durduğu çalışmayı yapamamıştık, gelin şimdi başlatalım. Önümüzdeki aylarda İstanbul'da bir Çalıştay düzenleyelim, bu Çalıştay'a yurtdışı örnekleri de kapsamasını sağlayalım, yerel yönetimlerin tiyatro ilişkilerini ve modellerini aktaracak kişileri de davet edelim. Ülkemizdeki tüm Şehir Tiyatroları'nı, Devlet Tiyatrosu'nu, model önerisi olabilecek kişi ve kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı, Çalışma Bakanlığı'nı, Maliye Bakanlığı'nı, İçişleri Bakanlığı'nı da davet ederek ülke bütününe, ihtiyaçlara ve gelişmeye yönelik bir model oluşturalım.
Tarihin sizi hak etmediğiniz bir biçimde anmasına yol açabilecek büyük bir yanlışa olanak vermek yerine, altın harflerle anacağı örnek bir çalışmayı oluşturalım, hemen.
Siz, ikincisini hak ediyorsunuz. İmzanızı tiyatro tarihine örnek bir çalışmayla gönderin.
Mustafa Demirkanlı
Tiyatro… Tiyatro… Dergisi
Yayın Yönetmeni
(Kaynak: Tiyatro... Tiyatro... Dergisi)