İsmail Cem Özkan'ın yazısından küçük bir tadımlık:
("Rosenbergler Ölmemeli" adlı) "Oyun bittiğinde ekranda bir dizi / film seyretmenin getirmiş olduğu bir psikolojik rahatlama içinde salonu terk ettiğimi düşünüyorum, çünkü o anlık 'vay be ne de güzel şeyler demişler', yaşadığımız anı eleştiriyor, mükemmel, ülkemizde de haksızlıklara karşı bir şeyler diyorlar rahatlığını duyumsadım. İstanbul soğuğuna karıştıktan sonra bir TV dizisinin, filminin etkisi gibi hemen soğuk havada buharlaştığını ve hayatımda bir etkisi olmadığını hissettim. Çok çabuk alıp, çok çabuk tüketen mi konuma geldik? Yoksa bu duyduklarım sadece bana ait duygular mı?"
(Kaynak: İsmail Cem Özkan)
***
Ayrıca bakınız:
("Rosenbergler Ölmemeli" adlı) "Oyun bittiğinde ekranda bir dizi / film seyretmenin getirmiş olduğu bir psikolojik rahatlama içinde salonu terk ettiğimi düşünüyorum, çünkü o anlık 'vay be ne de güzel şeyler demişler', yaşadığımız anı eleştiriyor, mükemmel, ülkemizde de haksızlıklara karşı bir şeyler diyorlar rahatlığını duyumsadım. İstanbul soğuğuna karıştıktan sonra bir TV dizisinin, filminin etkisi gibi hemen soğuk havada buharlaştığını ve hayatımda bir etkisi olmadığını hissettim. Çok çabuk alıp, çok çabuk tüketen mi konuma geldik? Yoksa bu duyduklarım sadece bana ait duygular mı?"
(Kaynak: İsmail Cem Özkan)
***
Ayrıca bakınız: