"@erwin210: facebook.com/events/3778439… Tiyatromuza yönelik yıkıcı saldırıları protesto ediyoruz!" RT lütfen!
***
Türkiye Tiyatrosu, hızla, hem de şimşek hızıyla çürümeye yüz tutan ve tam ortasından ikiye bölünen bir elmaya benziyor. Elmanın çürüyen yarısı LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen alçaklar ve çürümeyen yarısıysa LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen alçaklara karşı mücadele eden yiğit insanlar.
Türkiye Tiyatrosu, her türden gericiliğe, her türden sömürüye, kısacası kapitalist üretim ilişkilerinin dayattığı vahşi sanat anlayışına hizmet edip LİNÇ KAMPANYASI için imza veren alçaklarla; her türden gericiliğe, her türden sömürüye, kısacası kapitalist üretim ilişkilerinin dayattığı vahşi sanat anlayışına hizmet edenlerle mücadele eden insanlar karşıtlığında tam ortasından ikiye bölünmenin haklı gururunu yaşıyor.
Türkiye Tiyatrosu, öyle bir sürece sürüklenmiştir ki, bu süreçte, M. Ergün Işıldar gibi alnında LİNCİ ilk hisseden insanlar, Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını ilelebet ilga ve imhâ etmek için düzenledikleri kötücül LİNÇ KAMPANYASI sürecinde safını belirleyip, her türden gericiliğe, her türden sömürüye, kısacası kapitalist üretim ilişkilerinin dayattığı vahşi sanat anlayışına hizmet etmek için imza verme yarışına girerek, elmanın çürüyen yanındaki kurtlar olduklarını dosta-düşmana gösterip tarihsel olarak tescil ettirmişlerdir.
Türkiye Tiyatrosu, "Türk Tiyatrosu" kavramından uzaklaşıp, sarsılmaz bir kavram niteliğinde oluşmaya başlamışken, bu kavramın hayatiyet bulması için mücadele edip, müthiş derecede büyük bir muhalefet örgütlemek niyetiyle yola çıkan insanların önüne barikat kuranlardan biri de LİNÇÇİ M. Ergün Işıldar'dır. M. Ergün Işıldar, alnındaki LİNÇ lekesine aldırmadan, "Tiyatromuza yönelik yıkıcı saldırıları protesto ediyoruz!" deme lüksüne sahip değildir. Eğer LİNÇÇİ M. Ergün Işıldar, "yıkıcı saldırıları protesto" etmek istiyorsa, öncelikle aynaya bakmalıdır!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
