27 Ocak 2012 Cuma

Hrant Dink'in öldürülmesi, "toplumsal meze" hâline gelmemeli!

Türk burjuvazisi, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, her türlü üretim araçlarını ve her türlü üretim ilişkilerini kendi sınıfsal çıkarı doğrultusunda kullanıp iktidarını sürdürdüğü gibi, tabii ki, medyayı da kendi sınıfsal çıkarı doğrultusunda tepe tepe kullanmaya devam ediyor hâlâ. 


Türk burjuvazisi, halk, birincil çelişki olan emek-sermaye çelişkisini algılamasın, ayrımsamasın, duyumsamasın, görmesin diye, ikincil konuları, birincil konuymuş gibi gündeme getirip, emekçi halkın, sürekli olarak sömürülmesi planına göre soluk almasını, bu plana göre yatıp kalmasını arzuluyor.


Türk burjuvazisi, nasıl ki, çevreyi kirleten fabrikalara sahip olduğu için para kazanmanın yanı sıra, bir de, çevreyi sözüm ona temizlerken para kazanma yollarını çok iyi biliyorsa, Hrant Dink'in öldürülmesinin rüzgârıyla egemenliğini pekiştirmenin yanı sıra, Hrant Dink'in öldürülmesinin nedenlerini tartışırken de, aynı egemenliğin ilelebet muhafaza ve müdafaa edileceğine çok emin.


Türk burjuvazisi, ikincil konuları birincil konu düzlemine taşıyıp, ikincil konuları birincil konu gibi tartışırken, Hrant Dink için de "timsah gözyaşları" dökmeye hiç, ama hiç üşenmiyor.


Türk burjuvazisi, kendi iktidarını ilelebet muhafaza ve müdafaa ederken, demokratik makyaj yapmak için, Hrant Dink ögesini de kullanabilir. Ancak, Hrant Dink'in ideolojisinin sosyalizm olduğunu unutmadan ve unutturmadan yapmalı bu işi...


Türk burjuvazisi, hayatın her alanındaki iki yüzlülüğünü, İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) reklâm kulelerinin, sahibi olan İDT tarafından değil, emperyalist kültürün (s)imgesi McDonald's tarafından kullanılıyor olmasında da gösteriyor. Türk burjuvazisini hiç rahatsız etmeyen bu durum karşısında süt dökmüş kedi gibi susan Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Şakir Gürzumar, uzun yıllardır yaptığımız İDT reklâm kuleleri konusundaki yayınlara aldırış bile etmediğini, bu konuda iki kalem oynatıp, iki kelam etmemesiyle zâten çok somut bir biçimde kanıtlamış bulunuyor. Peki, İDT reklâm kulelerini emperyalist kültürün (s)imgesi McDonald's'a peşkeş çeken İDT Müdürü Şakir Gürzumar'ı bu konuda kim savunuyor? Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'den her nasılsa her sayı için tam tamına beş (rakamla 5) sayfa reklâm alabilme garantisini elde etmiş LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi kurucusu ve yöneticisi, "Lemi Bilgin'den çok Lemi Bilginci", "Şakir Gürzumar'dan çok Şakir Gürzumarcı" LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı savunuyor. 

(Bakınız: Bulunmaz Tiyatro kurucusu ve yöneticisi Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın başlattığı "Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulelerinin namusunu koruma ve kollama" ve "Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'den hesap sorma" eylemine, "Theope" oyununun yazarı ve şu anda İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda oynanan "Ölüleri Gömün" oyununun çevirmeni Coşkun Büktel de çok sıcak bir biçimde hâlâ destek sunuyor!)


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Altan Öymen'e CNN Türk yayınında Dink şoku


Programın geçen oturumunda yaşanan Perinçek kavgası dün akşam da devem ederken yayına Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink de bağlandı.

CNN Türk'te yayınlanan Dört Bir Taraf'a Hrant Dink ve Doğu Perinçektartışması damga vurdu. Programın geçen oturumunda yaşanan Perinçek kavgası dün akşam da devem ederken yayına Dink'in kardeşi Orhan Dink de bağlandı.

Altan Öymen'in Doğu Perinçek'in İsviçre'de çıkan Ermeni soykırım yasasına karşı geçmişte verdiği mücadeleyi anımsatmasıyla yaşanan tartışma Ergenekon davasına oradan da Hrant Dink'e gelmiş sert bir polemik yaşanmıştı. Nagehan Alçı, Perinçek'in Ergenekon davasında yargılandığını hatırlatarak kendisine saygı duyamayacağını kaydetmişti.

Gazeteciler.com'un haberine göre programın dün akşam ki oturumuna telefonla bağlanan Orhan Dink, Altan Öymen'in Doğu Perinçek'i hatırlatmasına ve Talat Paşa komisyonu tartışmasına sitem ederek "katillerimizi konuşuyorsunuz" dedi.

Dink'in o andan sonra söyledikleri ise Altan Öymen'e soğuk duş yaşattı. Orhan Dink Perinçek ile ilgili şunlaır söyledi;

-"Altan Abi'ye gerçekten saygı duyuyorum. Talat Paşa komisyonu ve Perinçek için düşünce özgürlüğü üstüne söyledikleri canımızı acıttı gerçekten. Ne diyebilirim ki... Katillerimizin adlarının orada anılmasınını üzüntüyle karşılıyorum"

NEDİM'İ ANLAMIŞ DEĞİLİZ

Dink'in Perinçek konusundaki tepkisi Öymen ve Aysever'i şoke etti. Nagehan Alçı'nın Ergenekon davası üzerine söylediklerine 'bir kaç konu' dışında katıldığını belirten Orhan Dink, 'Nedim ve Ahmet'in bu davaya neden karıştığını hala anlamış değiliz' dedi.

Orhan Dink, Nedim Şener'in Hrant Dink kitabını talimatla yazdığı yönündeki iddialara katılmadığını kitabın yazım sürecinde Nedim Şener'in yanında olduğunu söyledi.

"Herkes dönem dönem yanlış yapabilir ama ben Nedim ve Ahmet'in yanlış yaptığını düşünmüyorum. Nedim Şener'in kitabını iki yıl boyunca kendisiyle tartıştım. İnsan değişmez değildir. Bir insan size bir niyetle gelir ve karşılıklı olarak etkileşirsiniz. Ben Nedim'in Ahmet'in de çok doğru bir yerde durduğuna inanıyorum, Bu arkadaşları çıktıkları zaman tartışalım."

(Kaynak: Milliyet)