Bulunmaz Tiyatro sanatçısı Seda Çelikçi (Fotoğraf: Ahmet Özkara)
***
Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için açılan üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerine bağlı ve bağımlı olarak varlık gösteren dramatik yazarlık bölümlerine gitmek yerine, Bulunmaz Tiyatro'daki ücretsiz yazarlık çalışmalarına katılanlar, hızla, hem de şimşek hızıyla yazarlık değerlerini artırıyorlar. Yukarıda fotoğrafını görüp, aşağıda öyküsünü okuduğunuz Seda Çelikçi, Bulunmaz Tiyatro'daki ücretsiz yazarlık çalışmalarına henüz birkaç kez katılmasına karşın, büyük bir beceri geliştirip, yoğun bir ustalık sürecine girdi.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
GEÇİCİ ZAFERLER
Seda Çelikçi
23 Ocak 2012
Gözlerim kapalıydı. Fırtınalı gecelerden biriydi. Yürüyordum ıslak toprağın üzerinde. Rüzgârın uğultulu sesi, yağmurun gök gürültülü sesiyle birleşmişti. Yağmur ıslatmıştı tüm bedenimi, düşüncelerimi, umutlarımı. Islak toprağın kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Nefessiz kaldığım o ân, dünyanın en güzel kokularını içimde hissettim. Korkuyordum gözümü açmaya. Cesaretim yoktu. Gözümü açtığımda neler görebileceğimi düşünüp, korkuyla irkiliyordum.
Yaşamın yirmi beş yıllık bir özetiydi bu. Yaşadım, ama hiçbir şey yapmaya cesaretim yoktu. Aslında bizden beklenen hayat belliydi. Çok önceden belirlenmiş, kalıpları sunulmuştu bize:
"Ders çalış, çok çalış; 'Türküm, doğruyum, çalışkanım',
sınavlardan yüksek not al, çok not al; 'ülküm yükselmek, ileri gitmektir', dershaneye git, çok git; üniversiteyi kazan, çok kazan; 'varlığım Türk varlığına armağan olsun', iyi bir iş bul, çok bul; ne mutlu Türküm diyene."
Bize insan olmayı öğretmediler.
"İyi çocuk ol! İyi öğrenci ol!! İyi işçi ol!!! Hazır ol!!!..."
Okulu bitirip iş hayatına atıldığımızda, ne iş konusunda, ne de hayat konusunda bir şey bildik. Bize, işin hayat için ve hayatın iş için gerekli olduğunu hiçbir zaman öğretmediler.
"Okulda ezber yap, test çöz! 'Ne mutlu Türküm diyene!!!'"
Şimdi ise, elimizde ne ezber yapacak kitaplarımız, ne de sınavlar için testlerimiz kaldı. Sınavlarımız hayata geçer not vermiyor. Artık, üç yanlış bir doğruyu götürmüyor. Her yanlış, bir doğruyu götürüyor. Öğretmen, ders çalışmayınca eksi not verirken, iş hayatında her bilemediğin soru için imalı gözlerin sizi sürekli bir biçimde süzdüğünü çok net olarak görüyorsunuz.
Oysa, okulda yanınızdaki arkadaşınız, size her sınavda kopya verirken, iş hayatınızda bilin ki, yanınızdaki herkes, size kazık atmak için pusu kuruyor olacak.
Ailenize, okul karnesini götürdüğünüzde hediye alırken, iş hayatınızda hediye beklememeniz gerektiğini kısa bir zamanda hızla öğreneceksiniz. Her girdiğiniz yeni bir işte, niteliklerinize hiç aldırmadan, aldığınız maaş, ancak asgari ücret olacak. Size, açlığı gölgesinden tanımanıza yarayacak bir ücretle zar zor geçinmeyi öğreneceksiniz.
Sınavlarda yüksek not aldığınızda sevinirsiniz, ama iş hayatınızda herhangi bir sorun çözdüğünüzde, sadece küçük ve sahte bir gülümseme sizi bekliyor olacak. Elinizdeki geçici zaferlerle mutlu olmaya çalışacak ve tabii ki, hiçbir zaman için kalıcı zaferlere ve kalıcı mutluluklara sahip olamayacaksınız...
***
Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için açılan üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerine bağlı ve bağımlı olarak varlık gösteren dramatik yazarlık bölümlerine gitmek yerine, Bulunmaz Tiyatro'daki ücretsiz yazarlık çalışmalarına katılanlar, hızla, hem de şimşek hızıyla yazarlık değerlerini artırıyorlar. Yukarıda fotoğrafını görüp, aşağıda öyküsünü okuduğunuz Seda Çelikçi, Bulunmaz Tiyatro'daki ücretsiz yazarlık çalışmalarına henüz birkaç kez katılmasına karşın, büyük bir beceri geliştirip, yoğun bir ustalık sürecine girdi.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
GEÇİCİ ZAFERLER
Seda Çelikçi
23 Ocak 2012
Gözlerim kapalıydı. Fırtınalı gecelerden biriydi. Yürüyordum ıslak toprağın üzerinde. Rüzgârın uğultulu sesi, yağmurun gök gürültülü sesiyle birleşmişti. Yağmur ıslatmıştı tüm bedenimi, düşüncelerimi, umutlarımı. Islak toprağın kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Nefessiz kaldığım o ân, dünyanın en güzel kokularını içimde hissettim. Korkuyordum gözümü açmaya. Cesaretim yoktu. Gözümü açtığımda neler görebileceğimi düşünüp, korkuyla irkiliyordum.
Yaşamın yirmi beş yıllık bir özetiydi bu. Yaşadım, ama hiçbir şey yapmaya cesaretim yoktu. Aslında bizden beklenen hayat belliydi. Çok önceden belirlenmiş, kalıpları sunulmuştu bize:
"Ders çalış, çok çalış; 'Türküm, doğruyum, çalışkanım',
sınavlardan yüksek not al, çok not al; 'ülküm yükselmek, ileri gitmektir', dershaneye git, çok git; üniversiteyi kazan, çok kazan; 'varlığım Türk varlığına armağan olsun', iyi bir iş bul, çok bul; ne mutlu Türküm diyene."
Bize insan olmayı öğretmediler.
"İyi çocuk ol! İyi öğrenci ol!! İyi işçi ol!!! Hazır ol!!!..."
Okulu bitirip iş hayatına atıldığımızda, ne iş konusunda, ne de hayat konusunda bir şey bildik. Bize, işin hayat için ve hayatın iş için gerekli olduğunu hiçbir zaman öğretmediler.
"Okulda ezber yap, test çöz! 'Ne mutlu Türküm diyene!!!'"
Şimdi ise, elimizde ne ezber yapacak kitaplarımız, ne de sınavlar için testlerimiz kaldı. Sınavlarımız hayata geçer not vermiyor. Artık, üç yanlış bir doğruyu götürmüyor. Her yanlış, bir doğruyu götürüyor. Öğretmen, ders çalışmayınca eksi not verirken, iş hayatında her bilemediğin soru için imalı gözlerin sizi sürekli bir biçimde süzdüğünü çok net olarak görüyorsunuz.
Oysa, okulda yanınızdaki arkadaşınız, size her sınavda kopya verirken, iş hayatınızda bilin ki, yanınızdaki herkes, size kazık atmak için pusu kuruyor olacak.
Ailenize, okul karnesini götürdüğünüzde hediye alırken, iş hayatınızda hediye beklememeniz gerektiğini kısa bir zamanda hızla öğreneceksiniz. Her girdiğiniz yeni bir işte, niteliklerinize hiç aldırmadan, aldığınız maaş, ancak asgari ücret olacak. Size, açlığı gölgesinden tanımanıza yarayacak bir ücretle zar zor geçinmeyi öğreneceksiniz.
Sınavlarda yüksek not aldığınızda sevinirsiniz, ama iş hayatınızda herhangi bir sorun çözdüğünüzde, sadece küçük ve sahte bir gülümseme sizi bekliyor olacak. Elinizdeki geçici zaferlerle mutlu olmaya çalışacak ve tabii ki, hiçbir zaman için kalıcı zaferlere ve kalıcı mutluluklara sahip olamayacaksınız...