Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Dönemi'ndeki yönetsel sorumluluk bilincinden daha karmaşık bir biçimde yönetiliyormuş gibi görünmesine karşın, son derecede ahbap-çavuş ilişkileriyle yönetiliyor. Özellikle tiyatro piyasasındaki tecimsel işler, tamamıyla ahbap-çavuş ilişkilerinin çizdiği rotayla belirleniyor.
Türkiye Cumhuriyeti, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı AKP'li Ertuğrul Günay'a, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nü Lemi Bilgin'e ve tiyatro yayıncılığını LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve benzerlerine teslim ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti, bana, halkıma, tüyü bitmemiş yetime yabancılaşmış bir kültürel yönetime teslim edilmiş olduğu için, Lemi Bilgin'in desteklediği LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, bana, halkıma, tüyü bitmemiş yetime karşı sorumluluk duygusuyla hareket etmediği gibi, beni, halkımı, tüyü bitmemiş yetimi nasıl cezalandırırız diye gün yirmi dört saat düşünce geliştiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti, kültürel yapısını emek değerleriyle zenginleştirmek için çok büyük çaba harcayan sosyalist sanatçıları kıyım politikasıyla ödüllendirme seansları düzenlemeyi alışkanlık hâline getirdiğinden, sosyalist değerlerle tiyatro mücadelesi veren tiyatro sanatçısına noter onaylı ihtarname, savcılık suç duyuruları ve mahkeme duruşma salonları armağan etmeye devam ediyor hâlâ.
Türkiye Cumhuriyeti, karşılıksız tiyatro yapma sevdasındaki kişi ve kuruluşların yayınlarını yoğun bir ilgiyle izleyen kitlelerin varlığından rahatsızlık duyuyor. Ancak, tiyatro okurları, yine de, hangi yayın organını izleyeceklerini çok iyi biliyor...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz