Ne zaman yurtdışına çıkıp, bildiğim bir metnin oyununu izlesem, Türkiye'deki oyunculuğun zavallılığını ve yurtdışındaki oyunculuğun gerçekçiliğini bir kez daha anlıyorum. "Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle..." demesine karşın, ben, kendisine "yavşak" dediğim için beni mahkemeye veren LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin sahibi ve LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'ın patronu Nihat Haluk Bilginer'in tiyatrosunda izlemiş olduğum "Testosteron"oyununun acemiliğini, banalliğini, düzeysizliğini, yüzeyselliğini, hattâ oyunculuktan zerre kadar bile nasiplenmemiş hâlini gördükten sonra, Sırbistan'ın Novi Sad kentinde Sırpça izlediğim "Testosteron" oyunundaki oyunculuğun görkemini gözlemek, benim ruhumda, Türkiye'deki oyunculuk ölçütünün yeniden sorgulanmasına neden oldu. Daha sonra, geniş bir değerlendirmesini yapmak istediğim Sırpça "Testosteron" ile Türkçe "Testosteron"ilişkisini kurgulamak istiyorum. Ancak, o denli büyük bir HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI kumpası içerisine sıkıştırılmak isteniyorum ki, Novi Sad'da izlemiş olduğum "Testosteron" oyununu, hiçbir zaman için değerlendiremeyeceğim korkusu içerisindeyim.