19 Aralık 2011 Pazartesi

"Theope" yazarı Coşkun Büktel'le Bulunmaz Tiyatro-İstanbul sahibi Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imhâ etmek için BİRİNCİ LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen "orospu çocuğu Burak Caney"e "orospu çocuğu" dediğimiz için, bizi (Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ı) "küfürbâz" ilân ederek İKİNCİ LİNÇ KAMPANYASI başlatan LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin kurucusu ve LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi sahibesi LİNÇÇİ Gülhan Avşar Demirkanlı'nın eşi LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, işçi sınıfının alın teriyle ıslanan SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'nde, hiç de gereği yokken, hiçbir bağlamı bulunmazken, ağız dolusu "orospu" sözcüğünü kullanarak, aslında hiç de küfüre karşı olmadığını, hattâ küfürbâz olduğunu tescillemiş oluyor!

Oyun'un notu: LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Ahmet Ertuğrul Timur'un (nâm-ı diğer 3. Abdülhamid) tiyatrom.com sitesinden alıp, olduğu gibi aşağıya aktardığımız yazıdaki bazı yerleri "maymungötürengi" ile biz belirgin hâle getirdik!


***


Canaydın, G.S. ve...


Mustafa Demirkanlı
Tiyatro Tiyatro Dergisi Editörü
Birgün Gazetesi Yazarı 
mdemirkanli@tiyatrodergisi.com.tr


Tabii ki sayfamı şaşırmadım, ama şunu itiraf etmeliyim ki, Adnan Bostancıoğlu’nun torpilli olarak zaman zaman sporda ve de sadece Beşiktaş’ı yazmasına içerlediğimi söylemeden geçemeyeceğim. İşte ben de spor (tabii ki futbol) yazıyorum. Ama, Allah’ın sopası yok ki vursun! Galatasaray’ın başkanını yazacağım hem de içim acıya acıya!

Hazret buyurmuş; “Biz tiyatrocular gibi sahte gülücükler saçmayız”, Hürriyet de üst spota çıkarmış, doğru da yapmış. Baktığım zaman kendinden emin, dünyayla, dünyanın renkleriyle ilgili biri gibi geliyordu bana, değilmiş, yanılmışım. Sadece futbol ve de ticaret. Yani boş bir küme. Başkanım (Tabii ki “Başkanım” diyeceğim, hâlâ başkan olduğunuza göre.) tiyatrocular sizin buyurduğunuz gibi sahte gülücükler nakşederler, anlayanların beynine, anlamayanların suratlarına. Tiyatrocular sadece “sahte gülücükler”i değil, acıları da, pislikleri de, dolandırıcıları da, zalimleri de, mazlumları da, başkanları da, başkan olamayanları da yansıtırlar, yani hayatın renklerini yansıtırlar sahneye, sizi, sizleri yansıtırlar. İşleri de budur zaten. Tabii görenlere, algılayanlara. Siz, en son ne zaman tiyatroya gittiniz? Ne izlediniz en son? Hatırlamıyorsunuz, değil mi? Tiyatroyu bilmiyorsunuz bile, değil mi? Siz sadece üç F’yi temsil ediyorsunuz ve haberiniz bile yok, değil mi? Oysa, bizim bazı şeylerden haberimizi var, izninizle. Örneğin siz bilmezsiniz, bilmenize de gerek yok, Ahmet Levendoğlu diye bir yönetmen vardır bu ülkede, sizin kadar “mehşur” değildir, tanınmaz sizin kadar, tanınmaması onu pek de rahatsız etmez sizi ettiği kadar, ama o bir adım atarken, bir satır yazarken, bir sahneyi kurgularken yaşamından çok zamanını alır ve atar, size, sizin gibilere, yani tiyatronun ne olduğundan bi haber olan, ama sıkıştığı anda "orospu" der gibi “tiyatrocu” diyenlere. Siz bilmezsiniz, bu ülkede 14 yıldır Tiyatro... Tiyatro... adında bir dergi yayımlanmaktadır, o derginin son sayısında Ahmet Levendoğlu, Haluk Kurtoğlu (O da kim dediğinizi duyar gibi oldum. Geçenlerde yitirdiğimiz, sizin tanımadığınız bir tiyatrocu, değerini de size anlatacak değilim.) ile ilgili bir yazı yazdı. Şöyle demiş yazısında: “...’Ben oynamak istiyorum, oynamayı seviyorum.’ yanıtını veriyordu, Bu sözler de yalın gerçeği dosdoğru anlatıyordu.” Şimdi siz, “Ben oynamayı seviyorum.” cümlesini, sizin oynadığınız gibi bir şey olduğunu sanırsınız. Örneğin; “Fatih Terim’in arkasındayız.” deyip, arkanızı dönerken uydurduğunuz kılıf gibi bir oynamak sanırsınız, değil mi? Değil başkanım, Haluk Kurtoğlu’nun söylediği, sizi sahnede oynamayı sevmek. Sizi size, yani hayatı sahnede size göstermeyi sevmek, görene, görüp de anlayana.

Yazarın Birgün Gazetesi köşesinde yayınlanmış yazılarından alınmıştır


YAZARIN BİR ÖNCEKİ YAZILARI

İzmit ve AKP

İBBŞT ve Dilekçe Hakkı…

MUSTAFA DEMİRKANLI Siyasiler, Tiyatrocular ve Ragıp Savaş

(Kaynak: tiyatrom)



***




Ayrıca bakınız: 


Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imhâ etmek için, "orospu çocuğu Burak Caney"den aldığı LİNÇ bayrağını yere düşürmeyip, aynı kirlilikte taşımayı sürdüren LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi kurucusu ve LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi sahibesi Gülhan Avşar Demirkanlı'nın eşi LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı; " İzmit Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, tiyatroyu sevmiyor, sanatı sevmiyor, yasa-yönetmelik gibi gereksiz (!) şeyleri de sevmiyor. Bir bakıma kendini padişah yetkileri ile donatılmış olarak görüyor." dedikten sonra, söylemiş olduğu tüm bu sözleri yalayıp yuttuktan sonra, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li İbrahim Karaosmanoğlu'nun uzattığı reklâm çanağındaki gıcır gıcır paralara "ham hum şaralop" yaparken, aynı zamanda, AKP'li İbrahim Karaosmanoğlu'nun yüzüne tükürdüğü tükürükleri de son damlasına dek afiyetle yutmak zorunda kaldı!