6 Kasım 2011 Pazar

Ayşenil Şamlıoğlu "Dilinizden utanmayın!" derken çok garip poz vermiş...

Türkiye'de, hiçbir tiyatro yetkilisi (hiçbir tiyatro kişisi, hiçbir tiyatro sitesi, hiçbir tiyatro dergisi, hiçbir tiyatro kuruluşu, hiçbir tiyatro kurumu), 400 yıldır dünya tiyatro sahnelerini kirleten sahte duygular mimarı William Shakespeare'i bizim kadar eleştiremez.

Türkiye'de, hiçbir tiyatro yetkilisi, Shakespeare'in "dramatik örgüsü sağlam bir oyun" bile olabilecek düzeyde olmayan saçmalaması "Kral Lear"ını bizim kadar rahat eleştiremez.

Türkiye'de, hiçbir tiyatro yetkilisi, Ayşenil Şamlıoğlu'nun tiyatral sayıklamalarını, dilsel uydurmalarını, tiyatro özürü kokan konuşmalarını, bizim kadar rahat eleştiremez.

Türkiye'de, hiçbir tiyatro yetkilisi, herhangi bir tiyatral durumu, kişiyi, konuyu, kuruluşu, kurumu, neden bizim kadar rahat eleştiremez?

Türkiye'de, tiyatroyla ilgili her kişi, her kuruluş, her kurum, "Bir gün olur, Ayşenil Şamlıoğlu'nun çiftliğine (her tiyatro esnafının düştüğü gibi) bizim de işimiz düşer. Aman ha, Ayşenil Şamloğlu'nun tiyatral cahilliğini, dilimizden utanmamıza neden olacak kadar rahatsızlık veren düzeysiz konuşmalarını yüzüne vurmayalım ki, Ayşenil Şamlıoğlu'ndan kazandığımız ve/ya kazanacağımız ekmeğimizin zerre kadarından bile asla uzaklaşmayalım!"
diye düşündükleri için, Ayşenil Şamlıoğlu'nun düzeysizliklerini değil eleştirmek, değil dile getirmek, değil bu durumun dedikodusunu yapmak, akıllarının ucundan bile geçirebilme cesaretisine asla ve kesinlikle sahip olamazlar.

Türkiye'de, hemen hemen bütün gazeteler, Ayşenil Şamlıoğlu'na, onun üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Kadir Topbaş'a, onun üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a şirin görünmek zorunda olduklarından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu'nun dünya tiyatrosundan bîhaber sözlerine kucak açmak zorundadır.

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


'Yeni sezonda demokrasi temalı üç oyunla iddialıyız'


Fırat Karadeniz
6 Kasım 2011


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın bu yılki teması demokrasi. Kurumun genel sanat yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, sahnelenecek 16 yeni oyundan üçüne özel vurgu yapıyor

Tiyatrolar yeni sezon oyunlarını sahnelemeye başladı. Tiyatroseverler için 'verimli' geçeceğini düşündüğümüz yeni sezonda, Şehir Tiyatroları oyunlarını 'demokrasi' teması üzerine kurdu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, yeni sezonda 16 yeni oyun sahneleyecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, yeni sezonda üç yeni oyunda iddialı olduklarını söylüyor: Sevgili Doktor, Şark Dişçisi ve Kargaşa. Şamoğlu'yla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yeni sezonunu konuştuk.

OYUNLARDA DEMOKRASİ TEMASI

"Şehir Tiyatroları, yeni sezonda oyunlarının temasını 'demokrasi' üzerine kurdu. Tüm sezon boyunca 16 oyunda demokrasi temasını işleyeceğiz. Rosenbergler Ölmemeli bu temanın güzel örneklerinden biri. Kral Lear'da da ciddi bir demokrasi teması var. Şark Dişçisi, Sevgili Doktor ve Kargaşa da iddialı olduğumuz yeni oyunlar. Bunlardan Sevgili Doktor, Anton Çehov'un hikayeleriden, Neil Simon'ın uyarladığı bir oyundur. Kargaşa, Suriyeli yazar ve yönetmen Abdul Mounem Amayri'nin bir eseri. Bu oyunu Şam'daki festivalde izledikten sonra çok beğendim ve Amayri ile görüşüp bu oyunu sahnelemek istediğimizi söyledim. O coğrafyadaki kadının ezilmişliğini anlatan, günümüzü de ilgilendiren bir oyun bu. Şark Dişçisi ise Hagop Baronyan'ın bir oyunu. Profesyonel sahneye hiç çıkmamış bir oyundu. Ermeni topluluklar amatör olarak oynamışlar."

YAZARLAR DESTEKLENMELİ

"Oyun yazarlarının yetişmesi kolay değil. Nitelikli oyunlara ulaşmakta zorlanıyoruz. Metinlerin büyük bölümü, bir daha gözden geçirilmesi geken ya da asla oynanamayacak oyunlar oluyor. Öyle metinler geliyor ki senaryo olabilir ama sahnelenemez. Bunlar için atölye çalışmaları yapıyoruz. Tiyatro yazınının gelişebilmesi için kurum tiyatrolarına düşen görev oldukça fazla."
KENDİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ

"Göreve geldiğimden andan itibaren, çağdaş gösteri sanatları üzerine adımlar atmak istedim. Öncelikli düşüncem Tiyatro Araştırma Laboratuvarı'nın (TAL) tekrar hayata geçirilmesiydi. Çünkü Şehir Tiyatroları'ndaki değerli sanatçıların pek çoğu mutlaka TAL'den gelmiştir. Bu projemi hayata geçirem mümkün olmadı çünkü TAL kendi başına olmayı seçti. Bu nedenle Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi'ni (ÇGSM) oluşturduk. Tiyatro gibi bir işin içindeyseniz, 'dünya ne yapıyor'u takip etmek zorundasınız. Ayrıca tiyatroyu nereye taşımak istediğinize dair de düşünmek ve üretmek zorundasınız. Eğer bunlara özen göstermezseniz, sanatçı olarak körelip, kendini tekrar eden birine dönüşürsünüz. Sanatı, zanaate dönüştürmüş olursunuz."
GÖLGE VE KUKLA TİYATROLARI ÇOK ÖNEMLİ

"Gölge ve kukla tiyatrosu ayrıca değerlendirmesi gereken bir alan. Bireysel çabaların ötesinde bir destek gerek. Batı'da ayrı yönetmenleri, ayrı binaları, ayrı bütçesileri olan bambaşka bir alandır kukla ve gölge tiyatroları. Zaten bir ülkenin tiyatrosunun gelişmişliği, onun gölge tiyatrosu geçmişine göre değerlendirilir. Bizim de geçmişimiz yabana atılacak gibi değil. O zaman neden azımsayıp, elimizin tersiyle itiyoruz bu alanı. Bu konunun üzerine yoğunlaşmak istiyorum. İstanbul halkı bunu hak ediyor."

BAĞIMSIZ TİYATROLAR ÇOK BAŞARILI

"Bağımsız tiyatroları çok başarılı buluyorum. Çok iyi işler yapıyorlar ve tiyatromuzun gelişmesinde büyük katkıları var. Zaten hepsi arkadaşlarımız. Aramızda farklar olabilir, farklı seçimler yapabiliriz ama bizim ortak noktamız tiyatroyu çok sevmek. Aramızda rekabet de olamaz. Biz kamu, onlar ise alternatif. Ne alternatif olan benimle rekabet etmeli ne de ben onlarla etmeliyim. Benim rekabetim kamu tiyatrolarıyla olabilir."

(Kaynak: SABAH)


***


Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin sahibi ve LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'ın patronu Nihat Haluk Bilginer'in düzeysizliğine yanıt veremeyen Ayşenil Şamlıoğlu, konuşmuş!