26 Ekim 2011 Çarşamba

1100 kişilik kişiliksiz kişinin kaz adımlarıyla LİNÇ KAMPANYASI düzenlediği bir süreçte bu suça ortak olmayan Arda Aydın, Ziya Osman öyküsü anlatıyor!

Ben, söz konusu tiyatro olunca, kaba çizgilerle belirlenen "sağ-sol" karşıtlığında çözümlenmiş bir yaklaşımdan yana değil, "LİNÇÇİ-LİNÇ karşıtı" çözümlemesinden yanayım.

Ben, herhangi bir tiyatrocuyla ilgili olarak bir kanıya varırken, o tiyatrocuyla, tiyatro sanatına bakış açımızın koşutluğu yada çelişkisi bağlamında değil, o tiyatrocunun, LİNÇ KAMPANYASI sürecinde nasıl bir tepki gösterdiğine bakarak karar veriyorum.

Ben, özellikle son zamanlarda yoğunluklu olarak İstanbul Adalet Sarayı'ndaki mesaime önem verdiğim ve bu mesaimde oldukça yorulduğum için, bu tiyatro mevsiminde pek oyun izlediğimi söyleyemem.

Ben, hem Melih Anık'ın "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" hakkında yazdıkları ve hem de aşağıda okuyacağınız yazı sonrası, tüm yoğunluğuma ve yorgunluğuma karşın, üstüne üstlük yarın, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı ile ilk hukuk maçımıza çıktıktan sonra bir de İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda bir oyun izleyeceğim.

Ben, bütün bunların yanı sıra, hemen ertesi gün, yani 28 Ekim 2011 Cuma günü Fatih Reşat Nuri Güntekin Sahnesi'ndeki "Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi" için üç kişilik (kendim, oğlum ve işçi arkadaşım için alınmış) biletimizi şimdiden cebimize yerleştirivermenin tatlı huzurunu yaşıyorum.

Ben, LİNÇ KAMPANYASI için imza vermeyen insanların yaptıklarını, koşullarım elverdiğince yakından izlemeyi sürdürüyorum.

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Ziya Osman Saba ile hikâyelerimiz aynı


Yavuz Ulutürk
26 Ekim 2011


Ziya Osman Saba'nın hikâyesinden oyunlaştırılan Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, yazarın kitabında anlattığı İstanbul sokaklarının öyküsünü sahneye taşıyor. Tek perdelik ve tek kişilik oyunda, seslendirme sanatçısı ve tiyatrocu Arda Aydın rol alıyor. Oyun, anlattığı bozulmamış bir İstanbul silüetiyle seyirciyi Ziya Osman Saba'nın hikâyesine ortak ediyor.

Ziya Osman Saba, ilk hikâye kitabı Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi için Varlık dergisinde şöyle der: "Hikâye yazmanın zorluğunu, hele benim gibi memleket, insan tanımamışlar için imkânsızlığını bildiğimden, yazdıklarıma hikâye demeye bir türlü dilim varmıyor; yalnız Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi'ni okumak zahmetine katlanacaklardan ricam, yadırgayacakları parçaları da bir ömrün hikâye olamamış ama yine de birer hikâyesi saymalarıdır." Şu günlerde İstanbul Şehir Tiyatroları'nın Fatih Reşat Nuri sahnesinde, Ziya Osman Saba'nın aynı adlı hikâye kitabından Hilmi Zafer Şahin tarafından oyunlaştırılan Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi adlı oyun seyirciyle buluşuyor. Can Doğan'ın yönettiği tek kişilik oyunda, 'bir ömrün hikâye olamamış' öykülerini Arda Aydın anlatıyor.

Arda Aydın ile oyun üzerine konuşmak için Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde buluştuk. Güzel bir raslantı, oyunun aynı zamanda dramaturgu da olan Hilmi Zafer Şahin de oradaydı. Aydın, Ziya Osman Saba'nın Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi adlı öyküsünü ilk kez ortaokul yıllarında ders kitabında okuduğunu söylüyor. Göz ucuyla Hilmi Bey'e bakarak bir itirafta bulunuyor: "Hilmi Zafer Şahin bu hikâyeleri oyunlaştırdığında 'bu kopyala yapıştır gibi olmuş' dedim. Sonra hikâyeleri tek tek buldum, alâkası bile yoktu." Söz hakkı doğan Hilmi Bey ise, "Bu oyun metni, bir öykünün beş paragrafını ya da bütününü alıp, arkasına ötekini ekleyip yapılmış değil. Bir öyküden beş satır aldıysak, bir öyküden yalnızca bir nida ekledik." diyor. Şahin, ilk önce oyunu iki perde olarak düzenlese de sonuçta bir saat on dakikalık tek kişilik bir performans çıkmış ortaya.

Arda Aydın, oyuna başladığı andan itibaren kendisini kötü hissetmeye başlamış: "Eğer Ziya Osman Saba'nın hikâyelerinde anlattığı kişi kendiyse, ona çok benziyorum. Ben de geçmişimi geride bırakmakta zorlanan bir insanım. Ve ben de başka bir şehirden İstanbul'a geldim. Ziya Osman Saba'nın anlatmaya çalıştığı şeyi bir nebze seyirciye geçirebiliyorsan aslında benim hikâyem ile sahnedeki adamın anlattığı hikâyelerin uyuşmasındandır."

Seslendirme sanatçısı ve tiyatrocu Sezai Aydın'ın oğlu olan Arda Aydın, İstanbul Efendisi, Tekrar Çal Sam, Lüküs Hayat, Keşanlı Ali Destanı, Buluşma Yeri gibi pek çok oyunda sahneyi hep babası ve eşi İrem Arslan ile paylaştı. Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi'nde ise ilk kez tek kişilik bir oyunda seyirci karşısına çıkıyor. Henüz 33 yaşında iken tek kişilik oyunda görev almasını ise 'sağlam seslendirme geçmişi'ne bağlıyor.

BEN BUGÜNKÜ İSTANBUL'U SEVİYORUM

Oyunda, Ziya Osman Saba'nın öykülerinde anlattığı İstanbul'a tanıklık ediyorsunuz. O dönem insanının yaşadıkları, kendilerini çok iyi hissettikleri şehrin aslında, savaştan yeni çıkmış, köhnemiş bir İstanbul olduğunu söyleyen Aydın, "Ziya Osman Saba'nın İstanbul'u benim yaşamak isteyeceğim bir İstanbul değil. Benim yaşamak istediğim İstanbul şu anki İstanbul. Ama eğlence hayatı ile değil, doğal görüntüsü ile. Boğaz Köprüsü'nden geçerken İstanbul'u ve Boğaz'ı oradan izlemeyi seviyorum. Tıpkı Saba'nın Galata Köprüsü'ne oturup oradan geçen insanları seyretmesi gibi." diyor.

Yaptığı işe inandığını söyleyen Arda Aydın, "Çünkü, yaptığım iş beni yaşar kılıyor. Tiyatro beni kurtarıyor." diyor. Seslendirmenin hayatındaki yerini sorduğumuzda ise şunları söylüyor: "Seslendirmede, tiyatroda gelmek istediğim yerdeyim. Biraz daha yukardayım yani. Artık iş seçiyorum, saatimi, ücretini ben belirliyorum. Seslendirme bana, sahip olduğum pek çok şeyi sağladı. Arabam, enstrümanlarım, tablolarım, oyun izlemek için gittiğim Londra biletlerim, seslendirme bunların hepsini sağladı. Tiyatro hiçbirini yapmadı fakat esas aşkım tiyatrodur."

Aydın, geçtiğimiz yıl sezonun son haftasında sahnelenmeye başlayan Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi adlı oyunundaki rolü ile 11. Direklerarası Seyirci Ödülleri'nde en iyi erkek oyuncu ödülüne layık görüldü. Meraklısına hatırlatmakta yarar var, Arda Aydın oyunda biri Ziya Osman Saba'nın 'Ölmek Konusunda' şiirinden bestelenen üç şarkı seslendiriyor.

İzleyici 'sesi'nden tanıyor

Arda Aydın, seslendirme için stüdyoya girdiğinde 7 yaşındaymış. İlk kez sahneye çıkışı ise 11 yaşında Ankara Devlet Tiyatrosu'nda olmuş. Aydın, şimdiye kadar 25 binden fazla film, dizi, reklam ve çizgi filmde seslendirme yaptığını söylüyor. Titanic, Ocean's Eleven, Harry Potter, Narnia Günlükleri, Sosyal Ağ, Winnie the Pooh, Andy'nin Nesi Var?, Lost bunlardan en bilinenleri. Rocky, Rambo, Fred Çakmaktaş'ın sesi olarak tanıdığımız Sezai Aydın'ın oğlu Arda Aydın bugün Leonardo DiCaprio, Matt Damon olarak anılıyor. Çocuklar ise onu daha çok "Andy'nin Nesi Var?" adlı çizgi filmde çılgın şakacı Andy Larkin, "Winnie the Pooh"da Piglet, "Cesur Civciv"de ise civciv olarak dinlemeye devam ediyor.

(Kaynak: Zaman)