21 Ekim 2011 Cuma

Askeri mahkemede yargılanıp kapatılan İstanbul Savaş Karşıtları Derneği Kurucu Üyesi ve Genel Sekreteri Hilmi Bulunmaz'ı derinden düşündüren bir haber

"Savaş karşısında susmak vicdansızlıktır!"


***


Ben, çocukluğu ağır işçilik ve bitmez tükenmez açlık içerisinde geçen bir insan olmama karşın, hiçbir insanın, bir an bile olsun, ağır işçilik yapmasını ve bitmez tükenmez açlık içerisinde kıvranmasını asla ve kesinlik arzu etmiyorum.

Ben, askerliğini Van /Erciş'teki yoksul Kürt köylüleri arasında, hem de "Van Depremi" sürecinde yapmış sıradan bir nefer ve orada yaşamaya çalışan insanların yüreğindeki insan sıcaklığını iyi bilen bir insan olarak, hızla, hem de şimşek hızıyla bir "Kürt-Türk Savaşı" sürecine evrilen "genç ölüler cumhuriyeti" içerisinde yaşamaktan asla ve kesinlikle hoşnut değilim.

Ben, defalarca gözaltına alınıp, aylarca tutuklu kalmanın yanı sıra, işkencenin de tadını bilen bir sosyalist olarak, emekçilerin iktidar özlemini körelten "Kürt-Türk Savaşı" sürecindeki mutsuzluk duygusundan payına düşeni fazlasıyla alan bir "savaş karşıtı" olarak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in aşağıdaki sözlerinden etkilendiğimi dile getirmek durumundayım.

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Baydemir'den şaşırtan çıkış


DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı BDP’li Osman Baydemir, kimden gelirse gelsin şiddet ve savaşa karşı çıkmak gerektiğini belirterek, "Eğer bu sorunu mutlaka birinin ölmesi çözecekse ben hazırım. Gerilla da bana sıksın, asker de bana sıksın. Bu ölümler artık dursun" dedi.

Cem EMİR/DİYARBAKIR, (DHA)

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Mezopotamya Enerji Forumu’nun açılış konuşmasında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baydemir, ülkenin Kürdüyle, Türküyle, bütün inançlarıyla, tüm etnik kimlikleriyle çok zor, zahmetli ve olabildiğince güç bir atmosferden geçtiğini söyledi.

"ADALET BÜNYESİNDE BARIŞI BARINDIRIR"

Buluşma ve konuşma zamanı olduğunu belirten Baydemir, ölümlere karşı çıkmamanın ve seyirci kalmanın vicdansızlık olduğunu ifade ederek şöyle dedi:

"Bu ülkede artık Kürt sorununda tek bir can yitirme lüksümüz yoktur. Asker, polis, korucu, gerilla ya da sivil tek bir insan yitirme hakkımız yoktur. Hiçbir sorunu kin ve intikam duygusuyla, öldürmeyle çözme hakkına da sahip değiliz. Bir tek çözüm var, o da adalettir. Adalet, bünyesinde barışı barındırır. Adalete de barışa da ancak istişare ederek, müzakere ederek, diyalog kurarak ulaşabiliriz."

"ÖLÜM SORUNU ÇÖZECEKSE, BEN HAZIRIM"

Baydemir, 21’inci yüzyılda bir Kürdün Türke, Türkün Kürde, gerillanın askere, askerin gerillaya kurşun sıkmasının haram olduğunu söyleyen Baydemir, kimden gelirse gelsin şiddete ve savaşa karşı çıkmak gerektiğini söyledi. Baydemir konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer bu sorunu mutlaka birinin ölmesi çözecekse, mutlaka bir insan ölerek bu sorun çözülecekse, ben hazırım. Gerilla da bana sıksın, asker de bana sıksın. Bu ölümler artık dursun. Dün Türkiye’nin batı yakasına 25 cenaze gitti. Yarın Türkiye’nin doğu yakasına 25 cenaze gelecek ve bunlar karşılıklı olarak misilleme olacak. Açık söylüyorum her ölüm bizleri bitirecek. Bu ölümler hepimizi bitirmeden, vicdanımızı daha fazla kirletmeden hep birlikte barışa sahip çıkmamız lazım. Savaşa karşı gerçek barışı savunmamız lazım. Onun için savaş karşısında susmak vicdansızlıktır. Vicdanlarımızın daha fazla kirlenmemesi için barışa sahip çıkma çağrısında bulunuyorum."

(Kaynak: Milliyet)


***


Ayrıca bakınız: İşçi sınıfının iktidar özlemine engel olan "Kürt-Türk Savaşı" sürerken, yüreklere yaşama sevinci veren bir annenin insanlık dersiyle dolu kararlılığı!