Biz, LİNÇ KAMPANYASI karşıtı bir yayın olarak, kitleleri uyuşturmak için üretilen her türlü maddi ve manevi ürünlere karşı bir politikanın tiyatrosunu inşa ediyoruz. Kitleleri en hafif bir biçimde de olsa, uyuşturan ögelerin başında alkol gelir. Herhangi bir alkol üreticisinin kitleleri uyuşturmak için çabalaması karşısındaki tavrımızın ne kadar net olduğunu bilmek, öğrenmek için, tiyatro patronlarınca yapılan Efes Pilsen tezgâhtarlığına karşı devam ettirdiğimiz mücadelemizi anımsamakta son derecede ciddi yararlar var.
Biz, LİNÇ KAMPANYASI karşıtı bir yayın olarak, daha önceleri de defalarca dile getirdiğimiz gibi, yine ısrarla ve inatla dile getiriyoruz ki, İnternet ortamındaki yayınları izlerken, habervaktim.com sitesini de sürekli olarak mercek altına alıyoruz. Sınıfsal tavrımız bir yana, habervaktim.com sitesindeki birçok yayını benimseyip, kendi sitemize taşımayı, toplumsal bir sorumluluk, vicdani bir iş olarak algılıyoruz.
Biz, LİNÇ KAMPANYASI karşıtı bir yayın olarak, başta Efes Pilsen tezgâhtarlığı olmak üzere, bütün tiyatro sanatının uyuşturucu etki yapan alkol firmalarıyla hızla temasa geçmiş olmasına son derecede karşıyız. Bizim bu karşı oluşumuza ışık tuttuğu ve en önemlisi Kültür Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay'ı ikirciklenmeden eleştirebilme yürekliliği gösterdiği için, Arzu Erdoğral'ın yazısını okumanızı coşkuyla ve önemle öneriyoruz.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Bakanlık, Coşkun el ele bira festivalinde fondiple!
Arzu Erdoğral
7 Ekim 2011
İstanbul'a bu festival çok yakışacakmış!
Sımsıcak bir ortamda Alman ve Türk kültürü bir arada sentezlenecekmiş!
Tüm detaylarında orijinallik korunacakmış!
İlk kez, Kral I. Ludwig evlenirken, onun düğününü kutlamak için yapılan ama hala da tadına doyulmayan bir festivalmiş bu!
İple çekiliyormuş!
Anlaşılan o ipi; Antalya’dan sonra Kültür Bakanlığı ve Coşkun Et (Sucukları) gibi markalarda İstanbul için çekenlere destek olmuş!
Bira Festivali’inden (Oktoberfest) bahsediyorum. (8 ve 9 Ekim 2011 tarihlerinde, İstanbul Parkorman'da KafePi Group ve Pepeevents'in ortaklaşa çalışmasıyla gerçekleştirilecek.)
Antalya’da yapılmasına büyük tepkiler gösterilen ve iki kişinin ölümüne neden olan bir festivalden bahsediyoruz.
Dahası bu festival nedeniyle eleştirilen, tüm eleştirileri 'laf-ü güzaf' (boş laf) olarak nitelendiren ve "gelecek yıl daha büyüğünü yapacağım" diyerek bu organizasyonun Türkiye'ye örnek olmasını isteyen CHP'li Başkan Mustafa Akaydın’ın bile “kendime kızıyorum ama desteklediğim halde baskılar yüzünden katılmadım” dediği bir festivale sponsor olmak nasıl bir çıkmazdır anlamak mümkün değil!
Birkaç haber ve gençlik sitesinde gündeme gelen bira festivali ile ilgili tepkiler üzerine Kültür Bakanlığı hiçbir açıklama yapmazken, Coşkun Et sitesinden haberi kaldırdı. Ancak ne var ki çıkan haberler üzerine firmayı aradığımda “biz sponsor olmadık, sadece satış yapacağız” derken henüz sitelerinden kaldırmadıkları haber ile kendilerini yalanlıyorlardı. Çünkü “Coşkun Et’le Festival Coşkusu!” başlığı ile verilen haberde “Coşkun Et’in sponsorluğundaki festivalde dünyanın bütün bira çeşitlerini deneme imkanınız olacak.” İfadeleri yer alıyordu.
İlk olarak festivali düzenleyenlere sormak istiyorum;
Halka ucuz alkollü içecek servisinin yapıldığı (öğrenci indirimi olan!) alkol sınırlamasının olmadığı bira festivalinin logosundaki Cami figürü ile mi kültürel birliktelik sağlanacak?
Bu tarz festivaller bira ve alkol firmalarının kazancını ne kadar arttırıyor?
İkinci olarak Kültür Bakanlığı’nın ve Ertuğrul Günay’ın şu soruları yanıtlamasını talep ediyorum;
Türkiye'de alkol kullanma yaşının 13'lere kadar inmesi bakanlığınızca ne ifade ediyor?
Alkole bağlı rahatsızlıklardan dünya genelinde yılda 7,5 milyon kişinin hayatını kaybettiği gerçeği karşısında böyle bir festivali desteklemek insanlığa karşı işlenen bir suç değil midir?
Trafik kazaları, aile içi şiddet, toplumsal parçalanma ve yok olan hayatların müsebbibi olan alkolün yıkıcı etkilerine karşı halkı korumak devletin görevi olmaktan ne zaman çıktı?
Coşkun Et’in sahiplerine de her şeyden önce bir tüketici olarak sormak istiyorum;
Kazancınızın büyük bir bölümünü elde ettiğiniz Muhafazakâr insanlar sizi şimdiye kadar ne için tercih ediyorlardı?
Bu insanlar bundan böyle firma olarak size nasıl güvenecek?
Kendi sitenizde festivale sponsor olduğunuz haberi yayınlanmışken
bunu neden inkar ettiniz?
Antalya’daki bira festivaline tepki gösterenlere de şu soruyu sormanın gerekli olduğunu düşünüyorum;
Bira festivali İstanbul’da olduğunda ne gibi bir değişiklik oluyor da aynı tepkiyi göstermiyorsunuz?
Diğer sponsorlara hiç şaşırmadığım için onlara sadece yolunuz açık olsun demekle yetiniyorum.
Halkın büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, spor sanat v.s gibi festivallere destek olmak varken ve tüm Avrupa ülkelerinde alkol tüketimi azaltılmaya çalışılırken hiç kimse böyle bir festivalin sosyolojik ve kültürel açıdan yararlı olduğunu iddia edemez.
Hani diyorum; Antalya’da turizmi artırmak için başka yol bulamadılar da İstanbul’daki festival ile amaç gerçekten Almanya ile kültürel ilişkileri geliştirmek ise şairler ve düşünürler ülkesi olarak anılan, üniversiteleri dünyaca ünlü olan bir ülke ile “bira sosyalleşmesinden!” başka hiçbir şey gelmedi mi aklınıza!
Bunların hepsini geçelim ve hadi diyelim sizler içkinin İslam dinince haram kabul edilmesi ile de ilgilenmiyorsunuz. Peki, festivale katılanlar ne öğrenecek?
Şerefe derken nasıl ses çıktığını mı?
İçki kadehini diğer kadehin dibine vurmayı mı?
Bardağı masaya vurup öyle içmeyi mi?
Nasıl sarhoş olunduğunu mu?
Çok içince midenin ne şekilde bulandığı mı?
Almanların nasıl bira göbeği yaptığını mı?
En iyisi siz hazır bira festivalini düzenlemiş ve sponsor olmuşken, içkileri bizzat bol şekilde ‘fondip’leyerek neler öğrenileceğini test edin!
(Kaynak: habervaktim.com)
(Kaynak: habervaktim.com)