14 Eylül 2011 Çarşamba

LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi yazarı Robert Schild'in de yazı yazdığı Şalom, şu durumu anımsattı: İsrail'e, ekonomik olarak da karşı çıkılmalı!


İçimizdeki İsrail kuşatmasını tanıyalım

İsrail'e karşı yaptırımlar konusunda işadamları, devlet kurumları ve vatandaşa da büyük görevler düştüğü görülüyor.


Şalom gazetesinde Ralf Arditti'nin Türkiye'deki İsrail firmalarının faaliyetlerine ilişkin dosya çalışması, durumun ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor. Bugün maalesef tarımda tohum ve sulamayla, bankacılıkta POS cihazlarıyla, telekomünikasyonda faturalamayla, sağlıkta ise yüksek teknolojili teşhis ve tahlil araçlarıyla İsrailli firmalar Türkiye'de cirit atıyor. Türkiye'nin uluslar arası ilişkilerde çok önemli yaptırım kararları aldığı İsrail'in ülkemizde oluşturduğu bu ekonomik kuşatmanın da kırılması gerektiği ifade ediliyor.

Terörist devlet İsrail'e uluslar arası arenada hak ettiği cevaplar verilirken, ülke içinde ekonomik açıdan yapılması gerekenler için harekete geçilmesi gerekiyor. Şalom gazetesinde Ralf Arditti'nin Türkiye'deki İsrail firmalarının faaliyetlerine ilişkin dosya çalışması, durumun ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.

SİYASET BİR YANA, İŞLER DİĞER YANA

Dosyada, Türk medyasının İsrail'le sıfır irtibat varmış gibi bir havayı empoze ettiğini anlatan Arditti, bunun gerçekleri yansıtmadığı görüşünü savundu. “Siyaset bir yana, işler diğer yana” diyen Ralf Arditti, “Türk işadamları ve yöneticileri kimin, hangi ürünü, ne tür çağdaş bir teknolojiyle geliştirdiğini yakından takip ediyor ve kararlarında isabetli olmayı hedefliyorlar” diye yazdı.

TARIMDAKİ DURUM

Ralf Arditi hazırladığı dosyada öncelikle tarım alanında İsrail'in Türkiye'deki etkisine değindi. Arditti, şöyle yazdı: “İsrail tohumları hakkında internette okuduğunuz veya bazı basında gözünüze çarpan ‘zehir saçıyor, nesli tüketiyor' iddialarına inanmak her zaman güçtü. Gerçek yaşama bakıyoruz. Tarım Bakanlığı hiçbir zaman bu tohumları yasaklamadığı gibi Anadolu tarımcısı gözünde ‘İsrail tohumu' prim yapmaya devam ediyor. Köylü sonuca bakıyor, dedikoduya değil! Gene tarım alanında Türkiye'nin en büyük damla sulama tesislerini kuran Netafim'e değinelim. İlk kez İsrail'de geliştirilen ve suyu doğrudan bitki köklerine bilgisayarla kontrol ederek veren sistem, tüm Akdeniz çanağında kullanılıyor. Plastik boru üreten birçok firma bu alana girdi fakat Netafim'in esas farkı suyla birlikte sıvı gübreyi hava ve su koşullarına göre ayarlayarak vermesi ve sonuçta alınan mahsul verimini artırması.

POS MAKİNELERİ İSRAİL'İN KONTROLÜNDE

İsrail teknolojisinin Türkiye'nin her alanında yer aldığı anlatılan Şalom'un dosyasında şu değerlendirmelere yer verildi: “Kentlere gelirsek: Kullandığımız pos makinelerinin birçoğu Lipman Electronics (Nurit) markasını taşıyor. Uzun yıllardan beri Türkiye'de önemli bir yazılım varlığı oluşturan ve bankalara hizmet sağlayan Lipman firması 2006 yılında ABD kökenli VeriFone tarafından satın alındı. Bugünlerde pos makinelerinde yüzde 50'den fazla pay ile pazar lideri. Akaryakıt dağıtımında ise son dönemde ‘Taşıt Tanıma Sistemleri'ne sık rastlıyoruz. Hemen tüm benzin istasyonları bu hizmeti sağlayarak, şirketlerin araç filolarının akaryakıt giderlerini sık aralıklarla takip edilmesini amaçlıyorlar. Teknolojinin geliştirilmesi ve uygulanması bir İsrail şirketine ait: Orpak. Yalnız taşıtı tanımakla kalmıyor, aynı zamanda petrol istasyonun tüm işlevlerini (akaryakıt depolama, dağıtım, ödeme sistemleri, market yönetimi) koordine ederek istasyon sahibine gayet kapsamlı raporlar sunuyor ve işletmenin verimli çalışmasını sağlıyor.”

CEP TELEFONU FATURALARINI İSRAİL'Lİ ŞİRKET HAZIRLIYOR

Şalom gazetesi yazarı Ralf Arditti, telekomünikasyon sektöründe de İsrail'li firmaların ağırlığının olduğunu belirterek, “Amdocs İsrail'in bir numaralı cep telefonu faturalama sistemlerini geliştiren şirket. Tüm dünyaya yazılımlarını ihraç ediyor. Türkiye'de de üç büyük operatörün bu programları kullandığı bildiriliyor. Bu sektöre daha bir sürü İsrail firması irili ufaklı arabirim cihazları ve müşteri takip yazılımları tedarik ediyorlar. Bilgisayar güvenlik sanal duvarlarında da, dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Check Point Software Technologies Ltd'in (2009 cirosu 925 milyon USD). Türkiye'de önemli bir yeri var” ifadelerini kullandı.

MİDEMİZDE İSRAİL'İN ENDOSKOPİSİ VAR

İsrail firmalarının Türkiye'deki faaliyetlerine ilişkin dosyanın son bölümünde ise şu değerlendirmelere yer verildi: “Sağlık sektörüne eğilelim: Türkiye'de modern bir hastaneye gittiniz, mide ve bağırsak röntgeninizin (endoskopi ve kolonoskopi) çekilmesini istiyorsunuz. Size soracaklardır: ‘Geleneksel kablo gönderme yöntemiyle mi, yoksa yeni video kameralı haplarla mı?' O da ne? Given Imaging (Yokneam, İsrail) şirketinin PillCam'leri sayesinde bir hap yutuyorsunuz, mide ve bağırsakları dolaşırken devamlı resimler hatta video görüntüleri iletiyor ve doktorunuz iç organlarınızı gözlemliyor. Hapın görevi bitince de bünyeden atılıyor! PillCam gerek ABD'de, gerekse Avrupa'da sertifika almış bir ürün. Gene sağlıkta, dünyanın en büyük jenerik ilaç firması Teva Pharmaceutical Industries Ltd. Toplam 14 milyar USD cirosuyla ABD'nin en büyüğü, yakında Avrupa'nın en önemli şirketi olacak (geçen ay Almanya'da Ratiopharm'ı satın aldı). Etkinlik sağladığı pazarlarda ortalama ilaç fiyatlarını yüzde 15 – 25 düşürtmekle ünlü. Multiple sklerosis tedavisinde Copaxone adlı ürünü dünyanın en rağbet göreni. Sonuçta Türk iş dünyasında İsrail firmalarının pazar paylarında ciddi bir azalma yok.”

Yiğit Doğaner / Yeni Akit

(Kaynak: habervaktim.com)