Her yıl mutlaka gidip, tatilimin hiç olmazsa bir kısmını geçirdiğim Altınoluk, hızla, hem de şimşek hızıyla çürüyüp, toplumsal anlamda büyük bir yoksulluğa sürükleniyor.
Yaklaşık olarak yirmi yıldır yaz tatilimi yada yaz tatilimin bir kısmını geçirdiğim Altınoluk'taki kültürel doku uçuruma yuvarlanıyor. "Sol" görünümlü küçük burjuvaların istilâsına uğrayan Altınoluk, kıytırık birkaç kitabevinin sattığı sade suya tirit kitapların dışında, entelektüel anlamda beslenebileceği bir mekâna sahip değil.
"Jandarma noktası"nın hemen üzerindeki mekâna tıkıştırılmış "kütüphane" binasına ne zaman uğrasam, müthiş bir düş kırıklığı yaşarım. Bu yılki yaz tatilimi Makedonya ile Altınoluk arasında paylaştırırken, valizime yerleştirmiş olduğum "Ne Demiş Tolstoy", "Sofiya Tolstoy'un Güncesi", "Cesur Yeni Dünya", "Dünya Tarihi" ve Federico Garcia Lorca'nın Makedonca olarak basılmış bir kitabının dışında, "değişik bir kitap" okumak için uğradığım Altınoluk'taki kütüphanenin kapısında, her zaman olduğu gibi yine aynı yazıyla karşılaştım: KAPALI...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz