Sağdan sola: Mustafa Demirkanlı, Lemi Bilgin, Osman Wöber
Soldan sağa: Osman Wöber, Lemi Bilgin, Mustafa Demirkanlı
(Lemi Bilgin, her koşul ve her durumda tam ortada görünüyor)
***
İşlerimin yoğunluğu, 110 kilodan 88 kiloya inme çalışmasının oluşturduğu yorgunluk, yurtdışı gezilerim, noter onaylı ihtarnameler, savcılıklara yapılan şikâyetler, mahkeme koridorlarını hızla arşınlayarak katıldığım duruşmalar, bilgisayarımın son derecede "yaşlanması" ve daha da önemlisi, her türlü işimde en büyük yardımcım olan oğlumun sık sık yurtdışına çıkmak zorunda kalması nedenleriyle, LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Mustafa Şükrü Demirkanlı kardeşimle yakından ilgilenmem seyrekleşmişti.
Ancak...
Bugünlerde, işyerime yepyeni bir bilgisayar satın almakla birlikte, tiyatroya da bir bilgisayar yerleştirdim... Oğlum, yaklaşık olarak bir aydır Türkiye'de...
Götünden korkmaya başlayan LİNÇÇİ alçakların, artık bana noter onaylı ihtarname gönderememeleri, beni savcılığa şikâyet edememeleri, beni mahkemeye verememeleri, işin cabası...
Birkaç aydır yurtdışına çıkmayışım ve en önemlisi, bana "yasal zulüm" yapan alçaklara tek tek noter onaylı ihtarname yollama kararı almam, beni savcılığa şikâyet eden alçakları birer birer savcılığa şikâyet etmeye başlamam ve beni mahkemeye verenleri ağır ağır mahkemeye verme planım nedenleriyle, büyük bir rahatlama sürecine girdim...
Bundan böyle, 1100 kişiden oluşan LİNÇ KAMPANYASI alçakları, benden korkmaya başlamalılar... Duyduk duymadık demeyin... Söylemedi demeyin... Uyarmadı demeyin...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Aylar önce dikkat çekmiştim!
Son birkaç gündür İ. Rahmi Dilligil ve Sayın Bakan Atilla Koç yan yana anılmaya başladı. Oysa, bu tehlikeyi sezmiş ve aylar öncesinden başlayarak Sayın Bakan’ı uyarmaya çalışmıştım.
30 Mayıs tarihli Birgün Gazetesi’ndeki köşemde “Testi Kırılmadan” başlıklı yazımda Sayın Bakan’a şunları aktarmaya çalışmıştım: “Devlet Tiyatroları Başrejisörü yaş haddinden emekliye ayrıldı ya, ricacılar bakanlık koridorlarına üşüşecektir, yakında sanatçı alım sınavları var, “aman benim şu yakınım Devlet Tiyatroları sınavını kazansın” ricaları art arda geliyordur Bakan Koç’a. Aman ha, sakın ha Sayın Bakan, hiçbirine yüz vermeyin, her gelen ricacıya; “Seni severim, çok da yardımcı olmak isterim ama sanatta torpil olmaz, olursa sanat olmaz.” deyin, hatta, gerek Başrejisör’lük ataması için gerekse sanatçı alım sınavlarında birilerinin birilerine ricacı olduğunu duyarsanız, kamuoyu önünde deşifre edin, “Böyle sanatçı olmaz.” deyiverin. Sakın ha, sakın sanat yönetimine karışmayın, sizi karıştırmak isteyenleri de tersleyin gitsin.”
Ardından 4 Temmuz tarihinde yine Birgün Gazetesi’nde, “Bakan Koç’a Açık Mektup” başlıklı yazımda ise daha somut açıklamalarda bulunuyordum:
“Sorularım şunlar: İ. Rahmi Dilligil ile kaç kez görüştünüz? Sizden Devlet Tiyatroları ile ilgili atama talebinde bulundu mu? Örneğin eski eşini Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürü yapmanızı istedi mi? Başrejisörlük için öneride bulundu mu? İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü için Altan Günbay’ın oğlu Tunç Günbay adına bir taleple geldi mi? İ. Rahmi Dilligil ile yaptığınız konuşmalarınız banda alınmış olabilir mi? İ. Rahmi Dilligil ile bu veya benzeri konularda konuştu iseniz, konuştuğunuz sırada Bakanlığınıza bağlı kuruluş olan Devlet Tiyatroları’nı, Genel Müdür iken dolandırdı iddiasıyla yargılanmasının devam ettiğini biliyor muydunuz? Yine Bakanlığınızın kararı ile aynı suçtan devlet memurluğundan atıldığından bilgi sahibi miydiniz?”
Tüm bunlar kamuya yansıdığına göre Sayın Bakan’a da yansımıştır, artık bilmiyordum, tanımıyordum demesinin pek bir anlamı yok, o zaman İ. Rahmi Dilligil ilişkisi nereden kaynaklanıyor ve neden? Sayın Bakan bu soruların yanıtını kamuoyuna vermek zorundadır. Bu ülke, Japonya olsa idi, ilgili bakan intihar ederdi, bir Batı ülkesi olsak, ilgili Bakan çoktan istifa etmişti bile. Biz Sayın Bakan’dan sadece açıklama bekliyoruz.
Kendi Bakanlığınız tarafından zimmet suçundan dolayı memuriyetten atılan bir şahısla neden görüştünüz, neyi görüştünüz, bu atamalarda ve görevden almalarda İ. Rahmi Dilligil’in payı var mı? Varsa ne ve neden?
29.8.2005
Mustafa Demirkanlı
mdemirkanli@tiyatrodergisi.com.tr
(Kaynak: ortakhaber.com)
Soldan sağa: Osman Wöber, Lemi Bilgin, Mustafa Demirkanlı
(Lemi Bilgin, her koşul ve her durumda tam ortada görünüyor)
***
İşlerimin yoğunluğu, 110 kilodan 88 kiloya inme çalışmasının oluşturduğu yorgunluk, yurtdışı gezilerim, noter onaylı ihtarnameler, savcılıklara yapılan şikâyetler, mahkeme koridorlarını hızla arşınlayarak katıldığım duruşmalar, bilgisayarımın son derecede "yaşlanması" ve daha da önemlisi, her türlü işimde en büyük yardımcım olan oğlumun sık sık yurtdışına çıkmak zorunda kalması nedenleriyle, LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Mustafa Şükrü Demirkanlı kardeşimle yakından ilgilenmem seyrekleşmişti.
Ancak...
Bugünlerde, işyerime yepyeni bir bilgisayar satın almakla birlikte, tiyatroya da bir bilgisayar yerleştirdim... Oğlum, yaklaşık olarak bir aydır Türkiye'de...
Götünden korkmaya başlayan LİNÇÇİ alçakların, artık bana noter onaylı ihtarname gönderememeleri, beni savcılığa şikâyet edememeleri, beni mahkemeye verememeleri, işin cabası...
Birkaç aydır yurtdışına çıkmayışım ve en önemlisi, bana "yasal zulüm" yapan alçaklara tek tek noter onaylı ihtarname yollama kararı almam, beni savcılığa şikâyet eden alçakları birer birer savcılığa şikâyet etmeye başlamam ve beni mahkemeye verenleri ağır ağır mahkemeye verme planım nedenleriyle, büyük bir rahatlama sürecine girdim...
Bundan böyle, 1100 kişiden oluşan LİNÇ KAMPANYASI alçakları, benden korkmaya başlamalılar... Duyduk duymadık demeyin... Söylemedi demeyin... Uyarmadı demeyin...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Aylar önce dikkat çekmiştim!
Son birkaç gündür İ. Rahmi Dilligil ve Sayın Bakan Atilla Koç yan yana anılmaya başladı. Oysa, bu tehlikeyi sezmiş ve aylar öncesinden başlayarak Sayın Bakan’ı uyarmaya çalışmıştım.
30 Mayıs tarihli Birgün Gazetesi’ndeki köşemde “Testi Kırılmadan” başlıklı yazımda Sayın Bakan’a şunları aktarmaya çalışmıştım: “Devlet Tiyatroları Başrejisörü yaş haddinden emekliye ayrıldı ya, ricacılar bakanlık koridorlarına üşüşecektir, yakında sanatçı alım sınavları var, “aman benim şu yakınım Devlet Tiyatroları sınavını kazansın” ricaları art arda geliyordur Bakan Koç’a. Aman ha, sakın ha Sayın Bakan, hiçbirine yüz vermeyin, her gelen ricacıya; “Seni severim, çok da yardımcı olmak isterim ama sanatta torpil olmaz, olursa sanat olmaz.” deyin, hatta, gerek Başrejisör’lük ataması için gerekse sanatçı alım sınavlarında birilerinin birilerine ricacı olduğunu duyarsanız, kamuoyu önünde deşifre edin, “Böyle sanatçı olmaz.” deyiverin. Sakın ha, sakın sanat yönetimine karışmayın, sizi karıştırmak isteyenleri de tersleyin gitsin.”
Ardından 4 Temmuz tarihinde yine Birgün Gazetesi’nde, “Bakan Koç’a Açık Mektup” başlıklı yazımda ise daha somut açıklamalarda bulunuyordum:
“Sorularım şunlar: İ. Rahmi Dilligil ile kaç kez görüştünüz? Sizden Devlet Tiyatroları ile ilgili atama talebinde bulundu mu? Örneğin eski eşini Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürü yapmanızı istedi mi? Başrejisörlük için öneride bulundu mu? İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü için Altan Günbay’ın oğlu Tunç Günbay adına bir taleple geldi mi? İ. Rahmi Dilligil ile yaptığınız konuşmalarınız banda alınmış olabilir mi? İ. Rahmi Dilligil ile bu veya benzeri konularda konuştu iseniz, konuştuğunuz sırada Bakanlığınıza bağlı kuruluş olan Devlet Tiyatroları’nı, Genel Müdür iken dolandırdı iddiasıyla yargılanmasının devam ettiğini biliyor muydunuz? Yine Bakanlığınızın kararı ile aynı suçtan devlet memurluğundan atıldığından bilgi sahibi miydiniz?”
Tüm bunlar kamuya yansıdığına göre Sayın Bakan’a da yansımıştır, artık bilmiyordum, tanımıyordum demesinin pek bir anlamı yok, o zaman İ. Rahmi Dilligil ilişkisi nereden kaynaklanıyor ve neden? Sayın Bakan bu soruların yanıtını kamuoyuna vermek zorundadır. Bu ülke, Japonya olsa idi, ilgili bakan intihar ederdi, bir Batı ülkesi olsak, ilgili Bakan çoktan istifa etmişti bile. Biz Sayın Bakan’dan sadece açıklama bekliyoruz.
Kendi Bakanlığınız tarafından zimmet suçundan dolayı memuriyetten atılan bir şahısla neden görüştünüz, neyi görüştünüz, bu atamalarda ve görevden almalarda İ. Rahmi Dilligil’in payı var mı? Varsa ne ve neden?
29.8.2005
Mustafa Demirkanlı
mdemirkanli@tiyatrodergisi.com.tr
(Kaynak: ortakhaber.com)