14 Temmuz 2011 Perşembe

İmzasız yazıları pek hoş karşılamasak da, kaynağı tam olarak net görünmeyen yazıları benimsemesek de, bu önemli yazıyı, çekince koyarak yayınlıyoruz!

''Selim İleri çirkin mi''


(...)

Şunu baştan söyleyeyim: Selim İleri'nin tek bir kitabını bile okumadım.

Selim İleri'nin yazılarına maruz kalıyorum. Daha önce dediğim gibi, postmodern ve epik bireylerin döşediği bir cemaat evinde yaşıyorum. Zaman Gazetesi'ni okumam, sıradanlık ötesi bir mevkinin sahibi yapıyor beni. Eminim.

Selim İleri'nin bir yazısının sadece başını okudum ve buradan ona saldırmaya çalışacağım. Dar bir çerçevenin içine hapsedilmiş kurbanın işini bitirmek daha kolaydır. Selim İleri, ilk yazılarının sıradanlığından, anlaşılabilirliğinden, derinlikten yoksun oluşundan ve daha sonraki dönemlerde yazılarının karmaşık ve anlaşılmaz bir hâl aldığından bahsetmiş. Sonrasında ise, kendisine yöneltilen eleştirilerden ve kendi yolunda yürüyen biri olduğundan bahsetmiş. Yanisi şu ben herhangi bir ideolijiye mensup olmadım, özgür ve özgün bir sanatçıyım vs. demek istemiş. Bundan dolayı itilip kakıldığını yazmış. Çirkin görüldüğünü savunmuş. masumane. Yaşça benden epey büyük.

1. selim ileri gerçekten çirkin olduğu için herhangi bir gruba dahil olamadı.

2. Selim İleri, çirkin değildi; kibirliydi. Kibrinden dolayı kimseye yaklaşamadı, fakat içten içe aşk besledi. Bundan dolayı onlara kulak asıp uslubunu, yazılarını, meselelerini değiştirdi.

3. Selim İleri sistemin bir numaralı adamlarındandır. Masumiyetini, sistemin kurbanı rolünü üstlenerek kanıtlamaya çalışıyor. (Yok bilmem çok eleştirildim, anlamadılar, itip kaktılar, anlayan birkaç kişi beni mutlu etti falan vs.)

hiç küfretmedim.

Kaynak: tenbelheyven

(Kaynak: Oğuzcan Önver)