29 Temmuz 2011 Cuma

Nabza göre şerbet vermeyi alışkanlık aşamasından meslek aşamasına taşıyan Fehmi Koru, gazeteye göre yazı yazan duygu yoksunu "profesyonel"lerden biri!

"Her toplum, layık olduğu biçimde yönetilir!"

Her okur, layık olduğu yazarlar tarafından biçimlendirilir. Kaleminin ucuna hiçbir duygu kırıntısı bile uğramayan Fehmi Koru, uzun yıllardır yazar etiketiyle yaşayabilecek kadar uyanık biri!

Her okurun nabzına göre şerbet vermekte uzmanlaşmış bir zât-ı muhterem olan Fehmi Koru, gömlek değiştirir gibi gazete değiştirmenin yanı sıra, "profesyonel" yazarlığının verdiği güçle, yazılarına rot-balans ayarı yaptırmakta oldukça yetenekli!!

Yakın takibe aldığımız yazarlardan biri olan Fehmi Koru, şimdi de Zaman Gazetesi'nden Star Gazetesi'ne zıpladı. Ülkemizin yeşil renkli ruha teslim olması için kalem oynatan herkesi izlediğimiz gibi, Fehmi Koru'yu da yakından izlemeyi sürdüreceğiz!!!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Fehmi Koru


Ayrılmak zor da veda etmek daha zor...

'Zaman' benim kişisel tarihim açısından olağanüstü önemli bir gazete...

Hayatımın en verimli dönemini Zaman'ın yayın yönetmeni, başyazarı, Ankara temsilcisi olarak geçirdim. Doğum sancılarını çeken üç-beş kişiydik başlangıçta... Birkaç bin satan Ankara merkezli küçük bir gazete iken, ülke sınırlarını zorlayan, dört kıtaya Türkiye'nin haberlerini ulaştıran uluslararası bir yayın organına dönüşmesine, sürecin her aşamasında, tanıklık ettim.

Ne günlerdi o günler...

En baştan birçok ilke imza attı Zaman... Önceleri aykırı bir ses olarak görülürken sonraları gazetecilikte bir 'miyar' haline geldi. Parmakla sayılabilecek kadar az olduğu günlerde de şimdikiler gibi heyecanlıydı gazetenin çalışanları; haberi ilk verme, en sağlıklı yorumları yapma, standartları zorlama heyecanı hiç eksilmedi.

Ayrı kaldığım uzun yıllarda bile, Zaman'a, ihtiyaç duyulduğunda sığınılacak güvenilir bir liman olarak baktım hep. Yazılarımla katkıda bulunduğum son altı ay bu teşhisimde yanılmadığımı bana fazlasıyla gösterdi. Önceki gazetemden hiç hesaplamadığım bir anda apansız ayrılmak durumunda kaldığımda, "Gel" davetini ilk Zaman'dan aldım.

İçinde yaşayanlar, yıldızların parladığı veya söndüğü tarihî anlara tanıklık ettiklerini fark edemeyebilirler. Türkiye'nin son altı ayı, yaşananlar kadar yaşatılmayanlar bakımından da, tarihimizin en kritik dönemlerinden biriydi. Yanlışlar yapılmaması, doğruların yanında yer alınması ve çok çaba gösterilmesi gereken bir dönem...

Üzülmesi milyonlarca insanı yatağa düşürecek nice güzel insanın o dönemde çektiği çileyi tahmin etmekte zorlanmıyorum.

O dönemde ben de elimden geleni yapmalıydım; uzakta duramaz, düşüncelerimi sadece kendime saklayamazdım. Zaman yönetimi bu imkânı sağladı işte ve görüşlerimi ülkenin en duyarlı, en bilinçli, en sağduyulu okurlarıyla doğrudan paylaşmanın keyfini bana yaşattı. Söylenenin büyüyerek çok geniş kitlelere mal edilebildiği nadir platformlardan biri Zaman ve o önemli platformda bana da sesini duyurma fırsatı tanıyanlara şükran borçluyum.

Evet, doğru anladınız, altı ay önce yazarları arasına katıldığım Zaman'dan ayrılmanın vakti geldi benim için... Yazarları arasına katılmadan önce de olağanüstü değerli bir kadrosu vardı Zaman'ın. Ben ayrılıyorum diye en ufak bir zaafa uğramayacak bir kadro... Her geçen gün sayıları artan okurlarıyla buluşmaya can atan, okurların da yazdıklarını okumak için büyük heyecan duyduğu yazarlar...

Türkiye'nin çok kritik bir döneminde sığınağım ve sesimi duyurma platformum olan Zaman'dan ayrıldığım için elbette üzgünüm. Ayrılığım, 'Zaman' denildiğinde hemen akla gelen değerli insanlarla, yazar ve yönetim kadrosuyla, okur kitlesiyle yolumun ayrılması anlamına gelmiyor. Gözüm ve kulağım her daim onlarla birlikte olacak; aynı havayı soluduğumu hissettirecek bir uzaklıkta olacağımı sizlerin de bilmenizi istiyorum.

Kişisel tarihimin en önemli ve verimli dönemini geçirdiğim 'Zaman' gazetesi iyi ellerde büyümeye devam edecek, sizlerle birlikte; ben de hemen yanı başınızdayım.

f.koru@zaman.com.tr

29 Temmuz 2011, Cuma

(Kaynak: Zaman)