22 Temmuz 2011 Cuma

Tiyatro etiğini LİNÇ KAMPANYASI üzerine tesis edebilecek kadar alçalmış insanların yayınladığı MİMESİS utanmazlığın anıtını dikmek için hâlâ üfürüyor!

Sahte duygular mimarı William Shakespeare'i kündeye getirip tuş eden Lev Tolstoy'un eşi Sofiya Tolstoy diyor ki:

"...insanın kendinde bulunmayan gerçekleri de öğütlememesi gerek..."

(Kaynak: "SOFİYA TOLSTOY'UN GÜNCESİ" sf. 184)

***


LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru MİMESİS imzasıyla yayınlanan "KINIYORUZ" aldatıcı başlıklı "iftira metni" içeriğinden küçük bir tadımlık:

"Kınıyoruz!

Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik; İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!

Tiyatro kamuoyunun tanıklık ettiği üzere, oyun ve dizi film yazarı Coşkun Büktel ve internet ortamını hesapsızca kullanan Hüseyin Hilmi Bulunmaz, kişisel site ve bloglarını sistemli aşağılama, hakaret ve küfür aracı olarak kullanarak Türkiye tiyatrosunun kurum ve kişilerine saldırmakta ve rencide etmektedirler. Tiyatro gündemini bu şekilde işgal etmekte, tiyatro ortamında üretimleriyle var olmak yerine intikam duygularını ortaya saçmaktadırlar"

(Kaynak: "TARİH HEPİNİZİN SURATINA TÜKÜRECEK!")


***


LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen 1100 kişilik kişiliksiz kişi için Coşkun Büktel diyor ki:

"Yalan ve iftiralarınızı Nazi subayları kadar 'nazik'(?), steril, soğukkanlı ve 'küfürsüz'(?) bir dille ifade ediyor olmanız, sizi 'temiz tiyatrocu' yapmıyor."

(Kaynak: Coşkun Büktel)


***


Ben, Türkiye tiyatrosunu Türkleştirme ameliyatına tabi tutan 1100 alçak kişi ve alçak tiyatro kuruluşunu çok yakından izliyorum.

Ben, yazar Coşkun Büktel'le Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imhâ etmek için LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen alçak kişi ve alçak tiyatro kuruluşlarının yakasını hiçbir zaman için bırakmaya niyetli değilim!

Ben, LİNÇ KAMPANYASI için imza veren ve bu kampanya doğrultusunda bizlere iftira atan kişilerin bana gönderdikleri noter onaylı ihtarname, beni savcılığa şikâyet etmeleri, beni mahkemeye vermelerine alışmışken, şimdi de, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin patronu Nihat Haluk Bilginer ve LİNÇÇİ Oyun Atölyesi'nin kötücül yönetmeni LİNÇÇİ Kemal Aydoğan'ı savunmak için para alıp avukatlık yapan Süleyman Anıl'ın tehditlerine (Örnekse; "Seni şubeye çektiririm!!!") muhatap olmaya başladım!!

Ben, kendisini avukat sanan, ancak, avukatlık mesleğinden zerre kadar bile anlamayan Süleyman Anıl tarafından açıkça tehdit edilebiliyorsam, bunun en büyük nedenlerinden biri de, 1100 alçak kişiyi bir araya getirip örgütleyen Boğaziçi Üniversitesi Gölgesi'ne sığınmış LİNÇÇİ Mimesis'tir!!!

Ben, alnındaki LİNÇÇİ lekesine, götündeki cehalet bokuna bakmaksızın, "BARIŞ" sözcüğünü ağzına almaya çekinmeyen LİNÇÇİ Mimesis editörünün ağzına biber sürmeye kararlıyım!!!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz


***


Barış’ın Sesi Her Zaman En Gür Tiyatro Salonlarında Çıkar



2500 yıl önce tiyatronun emekleme döneminde bir şair çıkıp Atina sahnelerinde yurttaşlarına sahnelerden “Barış!” diye bağırmıştı. O günden beri barışın sesi en gür tiyatro salonlarında çıkar. Oysa bazıları bugün bu sese hiçbir yerde tahammül edemiyorlar. Ülkeyi ve insanlarını hiçe sayarak kanın ve nefretin çığırtkanlığını yapmaya çalışıyorlar. Kürtçe aşk şarkılarını bile duymak tüylerini diken diken ediyor. Sahnelerimizde Kürtçe oyunlar oynanmakta olduğunu duymak bile istemiyorlar. Nefretten besleniyorlar ve nefreti kışkırtıyorlar. Oysa 2500 yıldır tiyatro sahnelerinde duyulan ses başka nameler söylüyor bize. Tiyatro dünyasında nefreti dillendiren yazarlar, yönetmenler ve oyuncular sessizce buharlaşırken, Aristofanes’in hala sahnelerde olmasını buna bağlamak lazım. Bu yüzden tiyatro dünyasının tüm insanlarını sahnelerde duyulan barışın gür sesine sahip çıkmaya ve Kürt şarkıcı Aynur’a sahnedeyken yapılanları şiddetle kınamaya davet ediyoruz. Bir halkı ve onun dilini düşman ilan ederek halkların kardeşliği düşünü suya düşürmeye çalışanlara karşı: “Barış hemen şimdi!” ve “Barışalım yeter!”

(Kaynak: Mimesis)