14 Şubat 2011 Pazartesi

Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz, "Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen polislerin tiyatrocuya tavrını kınıyorum" dedi!

Milliyet'ten alıp olduğu gibi yayınladığımız aşağıdaki haberin son tümcesi şöyle:

"Taksim Polis Merkezi içindeki kameraların 10 gündür çalışmadığı da belirtildi."

Bu ülke, ne 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi'yle, ne 12 Mart 1971 Askerî Darbesi'yle, ne de 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi'yle, adam gibi, ciddi bir biçimde asla ve kesinlikle hesaplaşmadı.

Bu ülke, her ne kadar Anayasa'yla, Siyasal Partiler Yasası'yla, Seçim Yasası'yla yönetiliyor gibi görünse de, bu ülkede, gerçek anlamda iki parti var: "Asker Partisi" ve "Polis Partisi"...

Bu ülke, faşizmin her türlüsüyle, adam gibi, ciddi bir biçimde hesaplaşmaya yeltenmedikten sonra, bu ülkenin insanlarının demokratik bir ortamda soluk alması olanaksız!

Bu ülke, Milliyet'ten aktardığımız aşağıdaki haberi okuduğunda, içlerine büyük bir sıkıntı yerleşip, kanıksanmış bu uygulamalara karşı bilinç geliştirici tavırlar geliştiren aydınlarının sayısı arttıkça, gerçek anlamda demokratik bir esenliğe kavuşabilecektir. Bunun tersi durumunda, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen askerlerle polislerin nicelik farklarının ayarına bakarak yazı yazan, tiyatro yapan, felsefî söylem geliştiren silik kişilikli aydınların ülkesi olmayı sürdürecektir.

Bu ülke, gerçeklerden kaçıp facebook bataklığına iltica eden aydınların, yazarların ülkesi olmanın ötesine geçmek istiyorsa, öncelikle, neden "Taksim Polis Merkezi içindeki kameraların 10 gündür çalışmadığı"nın bir an önce sorgulanması gerekir! (HB)


***


Tiyatrocuya poliste işkence iddiası


Yasemin Bay
14 Şubat 2011


Cep telefonuyla konuşurken kimlik soran polise “Bir dakika...” dediği için başlayan tartışma üzerine götürüldüğü karakolda kendisine hakaret edildiğini belirten tiyatro eğitmeni Ü.S., “Komiserle konuşamadım. Bana çık dışarı diye bağırdı. Üstümü soydular, arama yaptılar” dedi. Ü.S. suç duyurusunda bulunacak

Tiyatrocu ve gençlere drama dersleri veren tiyatro eğitmeni Ü.S., geçen Cuma günü saat 14.00’te Taksim Tarlabaşı’ndaki altgeçide doğru yürüyordu. Bir yandan da cep telefonuyla ders verdiği gençlerden birinin annesiyle konuşuyordu. Tam bu esnada bir polis kendisini durdurdu ve kimlik sordu. Ü.S. polise, “Bir dakika, veliyle konuşuyorum” dedi ve her şey o an başladı.

'Polis üzerime yürüdü'

Ü.S. yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kolumdan çektiler ve üstüme yürüyerek, ‘Polis senin keyfini mi bekleyecek’ diye bağırmaya başladılar. ‘Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz, neden bağırıyorsunuz?’ dediğimde ‘Bağırırım, çirkefleşme’ cevabını aldım. Onları şikâyet edeceğimi ve kimliğimi de karakolda yetkili kişiye göstereceğimi söyledim. Ekip otosuna binip Taksim Polis Merkezi’ne gittik."

Ü.S. karakolda da hakaretle karşılandığını belirtti. Ekip otosuna bindiği anda, polisin “Bizi nasıl şikâyet edersin?” diyerek üzerine yürüdüğünü ve vuracakmış gibi hamleler yaptığını dile getiren Ü.S., karakolda komiserle konuşamadığını açıkladı: “Kimlik göstermiyordu, kaçarken yakaladık dediler benim için. Komisere, ‘Hayır, ben şikâyet etmek için geldim’ dediğimde bana ‘çık dışarı’ diye bağırdı. Hatta avukat arkadaşım da oradaydı."

'Kavga dövüş çıkabildik'

Ü.S., polislerden şikâyetçi olamadığını, onların hakkında bir tutanak tutulmasını sağlayamadıklarını vurguladı. Ü.S. hakkında Kabahatler Kanunu’na göre 64 liralık para cezası tutanağı tutuldu. Beş avukatının da karakola geldiğini dile getiren Ü.S. tutanağın ardından karakoldan ayrılmak istediklerinde ise üst aramasına tabi tutulduğunu söyledi: “Önce, ‘Karakoldan çıktıktan sonra cep telefonumu, cüzdanımı aldılar demeyin diye çantanızı arayacağız’ dediler. Kaba üst araması yapacaklarını söylediler. İtirazlarımıza rağmen beni odaya aldılar.

Kapıyı kilitlediler. Kadın polis ‘soyun’ dedi. İnce arama yapmak istedi. Bütün giysilerimi üzerimden çıkarmak istedi. Direndim önce. Dışarı çıkmaya çalıştım. Ne yapıyorsunuz dediğimde narkotik aramaya çevirdiler olayı. Çekiştire çekiştire üstümü soydu hatta ‘Sen soyunmazsan ben soyarım’ dedi. Bütün giysilerimi, dikişlerine kadar uzun uzun inceledi."

Ü.S., “Avukatlarımın artan müdahalesi sayesinde, saat 16.00’da kavga dövüş çıkabildik karakoldan. Tutanağı alabilmek için de çok uğraştık” dedi.

'Kıyafetlerinden arındırıldı'

Ü.S.’nin avukatlarından Çiğdem Hacısoftaoğlu, bir tanıklarının bulunduğunu dile getirerek, “Kabahatler Kanunu’nda üst araması olmaz. Bir kişi ancak gözaltına alındıysa, nezarethaneye konulmadan önce üst araması yapılabilir. Müvekkilim tamamen kıyafetlerinden arındırılarak üstü arandı” dedi. Hacısoftaoğlu, yaşananları onur kırıcı bir müdahale olarak tanımlarken, polis memurları Sefa Çınar, Atıf Eker ve Tuba Çadırcım hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı: “Bugün Beyoğlu Adliyesi’ne gidip işkence, hakaret, görevi kötüye kullanma ve hürriyeti tahdit nedeniyle suç duyurusunda bulunacağız. Müvekkilime kimliğini gösterdiği halde arama yapıldı. Bize de makul şüpheden arama yaptık dediler. Bu olay ‘makul şüphe’ kavramının nasıl keyfi kullanıldığının bir örneğidir.”

Polise göre iddia asılsız

Polis kaynakları, gözaltında işkence gördüğünü söyleyen Ü.S.’nin karakolda kötü muamele gördüğü yönündeki iddiasını yalanladı. Polisin verdiği bilgiye göre olay şöyle gelişti: Ü.S. Beyoğlu Turan Caddesi çıkışında kimlik kontrolü yapan polis ekipleri tarafından durduruldu. Kimlik soran ekiplere “Polise kimliğimi vermiyorum” yanıtını verdiği öne sürülen Ü.S., Taksim Polis Merkezi’ne götürüldü. Merkezde de kimliğini vermeyen ve üst aramasına karşı çıkan Ü.S.’nin talebi üzerine avukatı Meriç Eyüboğlu merkeze çağrıldı. Eyüboğlu’nun gözetiminde avukat odasında bir kadın polis memuru tarafından üst araması yapılan Ü.S.’ye kimlik beyan edememekten dolayı Kabahatler Kanunu uyarınca 75 lira para cezası kesildi. Taksim Polis Merkezi içindeki kameraların 10 gündür çalışmadığı da belirtildi.

(Kaynak: Milliyet)


***


Ayrıca bakınız:

Yaklaşık 400 yıl önce Mısır'dan göç etmiş bir aileden gelen sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz diyor ki: anayasayı askıya almak bize hiç yabancı değil!