12 Şubat 2011 Cumartesi

Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz, kapitalizmin donundaki yalanı göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşündüğü "facebook bataklığı"nı işaret ediyor!

Hilmi Bulunmaz
13 Şubat 2011



Kapitalizm, bir yalan fabrikasıdır. Bir insan, hem kapitalizmden yana olup, hem de yalana karşı çıkamaz. Kapitalizme hiçbir eleştirisi olmayan, eleştirisi olsa da, bu eleştirisini kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için yapıyorsa, o insan, öncelikle kendisine yalan söylüyor demektir.

facebook'a düşen, yalana sarılır!

Kapitalizm, ayakta durabilmek için, öncelikle meta estetiğine ve bu estetiği inşa eden meta estetlerine gereksinim duyar. Bu, ne demektir? Bu, nesnelerin özneler üzerinde, ezenlerin ezilenler üzerinde egemenlik kurabilmesi için, başta reklâmcı fırlamalar olmak üzere, kapitalizmin kanlı çanağından beslenen emek düşmanlarının, emekçi kitleleri uyutma eylemine canla başla katılması demektir.

facebook'a düşen yalana sarılır!

Kapitalizm, yani sermayedarların egemenliğini sağlayan üretim biçimi, emekçi kitleler üzerinde varlığını sürdürebilmek için, başta reklâmcı fırlamalar olmak üzere, gazetelerde, dergilerde, radyolarda, televizyonlarda yanılsama oluşturabilecek, yalanı doğruymuş, doğruyu yalanmış gibi gösterebilecek akıl hocalarına, berduş yazarlara, canavar ruhlu şairlere, çelişkilerin üzerini örten felsefecilere, güvenilir tiyatro esnafına, v.b. ihtiyaç duyar. Midesi tok, ruhu aç sefil meta estetleri, kapitalizmin iğrenç çanağını yalama yarışına girerek, sabahlara dek eğlendikleri barlarda, diskolarda, kulüplerde, meyhanelerde, v.b. mekânlarda göt gezdirip ruh satarak, "yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş, ben satarım" yılışıklığıyla günlerini gün ederlerken, kendilerine bu olanağı sağlayan kapitalist düzenin yeniden üretilmesi için, şampanya kadehlerinin içerisine, emekçi kanı, köylü teri ve işçi sıkıntısı zerk ederler.

facebook'a düşen, yalana sarılır!

Kapitalizm, büyük emekçi kitlelerin sömürülme rızasını elde etmek için, her zaman yerlere dek eğildiği emperyalizmin önünde domalmasını sürdürürken, ondan (başta Amerikan Emperyalizm'i olmak üzere, her türden emperyalizmden) yerlere dek eğilip domalarak aldığı emirleri, kendi halkının uyutulması yönünde, seve seve yada söke söke kullanmak zorundadır.

facebook'a düşen, yalana sarılır!

Kapitalizm, kucağına oturduğu, kucağında büyüdüğü emperyalizmin emirlerinin bir milim bile dışına asla ve kesinlikle çıkamaz. Tıpkı, reklâmcı fırlamaların, televizyon dizicisi düşkünlerin, gazete ve dergi idare-i maslahatçılarının emekçi kitleleri şaşırtmak zorunda olmaları nedeniyle, kapitalistlerin emirlerinin bir milim bile dışına çıkmalarının söz konusu olamayacağı gibi.

facebook'a düşen, yalana sarılır!

Kapitalizm, işte, yukarıda küçük fırça darbeleriyle dile getirdiğimiz nedenlerle, şimdi de, büyük bir facebook yazarlığı furyasının başlamasına temel hazırladı. Hayatta hiçbir gerçek ve halktan yana başarıya imza atma becerisi gösterememiş, sadece ve sadece kapitalizmin emir komuta zincirinin en zayıf halkası olmanın zorunlu emir eri olmuş yazar müsvetteleri, halkın ilelebet sömürü altında inlemesi için, kuş tüyü yastıklarında görmüş oldukları egosantrik, benmerkezci düşlerini büyük kitlelere aşılamak için, barlardan, diskolardan, meyhanelerden arta kalan zamanlarında, sabahlara dek facebook bataklığında nöbet tutan alıcı kuşlar gibi uykusuz evrenlerine tutsak olmuş durumdalar.

facebook'a düşen, yalana sarılır!

Kapitalizm, yalan makinelerine ev sahipliği yapan koskoca bir yalan fabrikasıdır. Evet, daha önce defalarca dile getirdiğim gibi, yeniden yineliyorum; facebook bir bataklıktır. Çünkü, facebook, emekçilerin sınıfsal bilinçlenmesi için değil, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, Amerikan Emperyalizmi tarafından uydurulmuş ahlâksız bir ahlâk, beyinsiz bir beyin, cebirsiz bir cebir, çaresiz bir çare, dengesiz bir denge, erimsiz bir erim, mekânsız bir mekân, zamansız bir zamandır.