8 Aralık 2010 Çarşamba

2. Abdülhamid döneminde Almanlar tarafından inşa edilen ve Nâzım Hikmet'in "Memleketimden İnsan Manzaraları"na ivme kazandıran Haydarpaşa'yı yaktılar!

Memleketimden İnsan Manzaraları


Haydarpaşa garında
1941 baharında
....saat on beş.
Merdivenlerin üstünde güneş
...............yorgunluk ve telâş
Bir adam
......merdivenlerde duruyor
.........bir şeyler düşünerek.
Zayıf.
Korkak.
Burnu sivri ve uzun
yanaklarının üstü çopur.
Merdivenlerdeki adam
..........-Galip Usta-
........tuhaf şeyler düşünmekle
................meşhurdur:
"Kâat helvası yesem her gün" diye düşündü
.............5 yaşında.
"Mektebe gitsem" diye düşündü
...................10 yaşında.
"Babamın bıçakçı dükkânından
Akşam ezanından önce çıksam" diye düşündü
....................................................11 yaşında.
"Sarı iskarpinlerim olsa
kızlar bana baksalar" diye düşündü
....................15 yaşında.
"Babam neden kapattı dükkânını?"
Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına"
................diye düşündü
...........................16 yaşında.
"Gündeliğim artar mı?" diye düşündü
..............20 yaşında.
"Babam ellisinde öldü,
ben de böyle tez mi öleceğim?"

........diye düşündü
........21 yaşındayken.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
..........................22 yaşında.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
.............23 yaşında.
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
lllllllllllll24 yaşında.
Ve zaman zaman işsiz kalarak
"İşsiz kalırsam" diye düşündü
.............50 yaşına kadar.
51 yaşında "İhtiyarladım" dedi,
................"babamdan bir yıl fazla yaşadım."
Şimdi 52 yaşındadır.
İşsizdir.
Şimdi merdivenlerde durup
.........kaptırmış kafasını
.............düşüncelerin en tuhafına:
"Kaç yaşında öleceğim?
Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?"
....................................................diye düşünüyor.
Burnu sivri ve uzun.
Yanaklarının üstü çopur.

Denizde balık kokusuyla
Döşemelerde tahtakurularıyla gelir
.................Haydarpaşa garında bahar
Sepetler ve heybeler
....merdivenlerden inip
.........merdivenlerden çıkıp
.............merdivenlerde duruyorlar.

(...)

Nâzım Hikmet