21 Aralık 2010 Salı

LİNÇÇİ MİMESİS, GUSÜL ABDESTİ ALMAYA ÇALIŞIYOR!

Oyun'un notu: Aşağıdaki yazıyı, LİNÇÇİ MİMESİS sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ adlara biz link verip, bu adları kırmızı renkle biz belirginleştirdik. Ayrıca, kahverengi sözler bize ait!
Hilmi Bulunmaz'ın notu: Avukat Burhan Gün, LİNÇÇİ Gülhan Avşar, LİNÇÇİ Kemal Aydoğan, LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı, Nihat Haluk Bilginer, LİNÇÇİ Oyun Atölyesi, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan, LİNÇÇİ Prof. Dr. Nurhan Tekerek... bizi Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı'na bağlı kurumlara şikâyet etmelerine karşın, LİNÇÇİ MİMESİS, henüz şikâyet etmemiştir. LİNÇÇİ MİMESİS'e önerimiz:

"Lütfen, siz de bir ân önce bizi Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı'na bağlı kurumlara şikâyet ediniz!"

***

LİNÇÇİ Mimesis: 21 Yıl Olmuş, Henüz 1 Yıl Olmuş…


Yeni bir yıla girerken geçmişin muhasebesini yapmak ve geleceğe dair hedefler koymak adettendir. İçinde bulunduğumuz günlerde LİNÇÇİ Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi'nin 21. yaşını, LİNÇÇİ Mimesis Sahne Sanatları Portali'nin 1. yaşını kutluyoruz. Bu vesileyle geçmişten bugüne kısa bir değerlendirme yapmayı istedik.

1980’li yıllarda LİNÇÇİ Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları'nda tiyatro yapmaya başlarken sahneye taşımaya çalıştığımız oyunların, oyunculuk üzerine yaptığımız tartışmaların bizim başka alanlardaki bilgilerimizden, tiyatroya dair sezgilerimizden daha öte bir şeyler olduğunu hem devraldığımız LİNÇÇİ BÜO geleneği hem de ele aldığımız oyun metinleri dayatıyordu. Dramaturji çalışmalarını yaparken, sahne üzeri oyunculuk denemelerini gerçekleştirirken sık sık o günlerde yayınlanmış kısıtlı sayıda tiyatro teorisine değin kitaplara, makalelere ve daha çok da yabancı dillerde bulunan kaynaklara başvurmak durumunda kalıyorduk. Hazırladığımız seminerler ve dramaturji tartışmaları için başvurduğumuz bu metinleri araştırırken vardığımız noktalardan biri de bu metinlerin daha geniş bir toplulukla paylaşılması, tiyatroyla ilgilenen kişi ve grupların kullanımına sokulması oldu. LİNÇÇİ Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi'ni 1989 yılında ilk kez bir öğrenci inisiyatifi olarak yayınlarken eğitim araştırma odaklı sahne sanatları anlayışından yola çıkmış ve tiyatro yapan bir grup olarak, tiyatronun tarihini, dönüm noktalarını, yenilikçi eğilimleri yorumlama çabasından hareket etmiştik. O günlerde Türkçe’de bulunmayan birçok temel metni çevirerek başladığımız dergi çalışması, zamanla özgün araştırma makalelerinin de yer aldığı bir yapıya büründü. LİNÇÇİ BÜO ve daha sonra LİNÇÇİ BGST Tiyatro Boğaziçi'ndeki çekirdek ekip tarafından hazırlanan derginin ilk sayısından itibaren genişleme ve bir grubun dergisi olmama hedefine sahip oldu. İlk sayının giriş yazısında henüz bir öğrenci yayınıyken şöyle demişiz:

"LİNÇÇİ Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, yeni bir döneme girerken, verili olanaklarından bir bölümünü bir tiyatro dergisi çıkarmak için seferber ediyor.

LİNÇÇİ Mimesis, bir çeviri dergisi olarak, dünya tiyatro tarihinde önemli bir yere sahip tiyatro ustalarının yazılarını düzenli olarak Türkçeye kazandırmayı, bir araştırma dergisi olarak da amatör tiyatro pratiğine araştırma ruhunu yerleştirmeyi hedefliyor.

Elbette LİNÇÇİ Mimesis yalnızca LİNÇÇİ BÜO'nun sınırları içinde devinmek istemiyor. LİNÇÇİ Mimesis en azından tiyatroyla yakından ilgilenen kesimlerle bir iletişim ve tartışma düzleminde buluşmak amacını da taşıyor."

Nitekim ilerleyen yıllarda dergiye katkı veren isimler Boğaziçi sınırlarını aştı, bir öğrenci yayını olmaktan çıkarak Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından yayınlanmaya başladı ve kurumsallaştı. Gerek yazıları gerekse çevirileriyle birçok akademisyen, eleştirmen ve tiyatrocu LİNÇÇİ Mimesis'i şekillendirdi, “bizim dergimiz” olmaktan çıkardı.

Bu açılımda bize destek veren Yayın Danışmanları gerek bilgileri gerekse perspektifleriyle dergiyi yönlendirmemize, sahne sanatlarına dair tartışmalarımıza yön verdi. Zehra İpşiroğlu (LİNÇÇİ DEĞİL!), Dikmen Gürün (LİNÇÇİ DEĞİL!), Murat Tuncay (LİNÇÇİ DEĞİL!) görüşleri ve hatta duruşlarıyla bize (LİNÇÇİLERE) örnek oldu. Ve başlangıçtan beri bizim yanımızda olan ve maalesef bu yıl kaybettiğimiz iki usta Füsun Akatlı (LİNÇÇİ DEĞİL!) ve Beklan Algan (LİNÇÇİ DEĞİL!) eleştirel yaklaşımları, araştırmacı kimlikleriyle sahne sanatlarına (BİZİM LİNÇÇİ) yaklaşımımızı belirlediler. Her ikisinin de yokluğu tiyatro ve sanat dünyamız için ciddi bir eksiklik. (BİZ LİNÇÇİLERİN) Bu eksikliği şimdiden hissettiğimizi de özellikle vurgulamak lazım.

LİNÇÇİ Mimesis aynı zamanda teatral ortama yapılan bir müdahalenin de başlangıcıydı. Araştırmacı, entelektüel boyutu olan bir tiyatro ortamı için girdiğimiz bu yolda, sahne sanatları alanının tartışmalarla, yeni bakış açılarıyla zenginleşmesini, geçmiş referanslarla daha da derinleşmesini ve uygulama-teori ilişkisinin gelişmesini sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz. Bu perspektifle bu yıl oluşturduğumuz Yazı Kurulu’nun da daha işlevli hale getirilmesini ve yönelim anlamında yol gösterici olmasını amaçlıyoruz.

LİNÇÇİ Mimesis – Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi işbirliği bir süre sonra Yayınevi ile ortak bir tiyatro kitapları dizisine de dönüştü. LİNÇÇİ Mimesis Kitaplığı olarak adlandırılan bu dizi ile Türkçe’de yayını bulunmayan Boal gibi referans isimlerin yapıtları dilimize kazandırıldı.

LİNÇÇİ Mimesis olarak sahne sanatları alanında derinleşmenin sağlanması için yayıncılık faaliyetlerinin yanı sıra bir süredir düzenlediğimiz ya da düzenlenmesine katkı verdiğimiz panel, seminer gibi etkinliklere önümüzdeki yıl bir yenisi ekleniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ile (BİZ LİNÇÇİLERİN) ortak olarak düzenlenecek “Çağdaş Tiyatroda Kitaplı Uygulamacılar” atölye dizisi ile birçok önemli tiyatro insanını ağırlamaya ve 2011 yılı boyunca ilgili tiyatrocularla buluşturmaya hazırlanıyoruz. İlk olarak çağdaş mim ustası Thomas Leabhart sanatçılarla buluşarak, çalışmalar yürütecek.

21 yıl önce yayın hayatımıza başlarken etrafımızda hemen hemen hiçbir tiyatro dergisi ve tiyatro odaklı yayıncı bulamamıştık. Bugün başta LİNÇÇİ Mitos Boyut olmak üzere tiyatro araştırmaları ve oyunları yayınlayan yayınevleri, LİNÇÇİ Tiyatro Dergisi, LİNÇÇİ TEB Oyun Dergisi, Yeni Tiyatro Dergisi (LİNÇÇİ DEĞİL!), LİNÇÇİ Sahne Dergisi ve geçmişten bu yana yayına devam eden DTCF Tiyatro Araştırmaları Dergisi (LİNÇÇİ DEĞİL!) gibi yayınlar, internet mecrasında LİNÇÇİ Tiyatronline, Tiyatro Haber (LİNÇÇİ Ahmet Ertuğrul Timur'un -nam-ı diğer 3. Abdülhamid- sahibi olduğu LİNÇÇİ tiyatrom.com sitesinin kuyruğu olması nedeniyle Tiyatro Haber sitesi de LİNÇÇİ damgasını, LİNÇÇİ patentini anasının ak sütü gibi hak ediyor!), LİNÇÇİ Tiyatro Dergisi, LİNÇÇİ Tiyatro Dünyası gibi siteler sahne sanatları alanını geliştirmek ve derinleştirmek üzere hizmet veriyor. Bu yayınların sayısının artması ve sürekliliğe kavuşması üzerinde çalıştığımız alanın daha da güçlü olmasını sağlayacaktır. Bu vesileyle tüm tiyatro yayıncısı dostlara da başarı ve kuvvet diliyoruz.

***

LİNÇÇİ Mimesis 2010 yılının başlarından itibaren dergi yayıncılığının yanı sıra internet üzerinden yayın yapan bir sahne sanatları portali oluşturmaya karar verdi. Derginin kalıcı ve teorik çerçevesinin dışında düzeyli bir internet yayıncılığını hedefleyerek başladığımız bu çalışma kuşkusuz daha güncel olanı yakalama kaygısını taşıyor. Öte yandan basılı yayıncılık ile internet yayıncılığının birbirini besleyen iki farklı yayıncılık türü olduğunu düşünüyoruz.

LİNÇÇİ Tiyatro Boğaziçi'nin görece daha genç kadroyla oluşturduğu bu yayında iddiamız en iyi gazeteciliği yapmak değil ama alanın en iyi şekilde izlenmesini sağlamak. Tiyatro ile doğrudan uğraşan bu kadronun aynı zamanda hem ülkede hem de yurtdışında olan biteni daha yakından izleyerek oluşturmaya çalıştığı portalde haber bölümü ağırlıklı olarak günceli aktarmayı amaçlayan taramalardan oluşuyor. Tiyatro alanındaki gelişmeleri toplu olarak izlemeyi sağlayan bu bölümde arkadaşlarımızın hazırladığı haberlerin belirli bir sayıya ulaşmasını da hedefliyoruz. LİNÇÇİ Mimesis kadrosu tarafından yapılan söyleşiler yoluyla da okurların teatral ortamı, var olan problemleri ve çözüm önerilerini daha yakından tanımasını, tartışmasını amaçlıyoruz.

Portalde en çok izlenen bölüm ise kuşkusuz yazarlar. Yorumları ve eleştirileri ile sahne sanatları alanını canlı tutmayı sağlayan yazarlarımıza teşekkür borçluyuz. Farklı görüşlerden ve duruşlardan gelen yazarların yorumları ile tiyatro ortamına dair hem bilgilenmek hem de görmediğimiz boyutlar algılamak mümkün oluyor. Başta yazarlar bölümünde olmak üzere haber ve çevirilerde tiyatro dışında dans ve diğer performans sanatlarında yapılan yazı üretimini artırmaya çalışıyoruz. Bu konuda gazete ve yayınlarda dans eleştirilerinin sürekli bir yer bulması için belki motive edici oluruz diye düşünüyoruz.

Portalin araştırma ve çeviri bölümü ise hem birçok farklı akademisyen ve araştırmacı için bir yayın platformu işlevine sahip oldu hem de yurtdışı güncel gelişme ve uygulamaları izlemek mümkün oldu. Bu bölümle bağlantılı olarak çalışan LİNÇÇİ Mimesis dergi arşivi de internet üzerinden araştırma ve uygulamacıların hizmetine sunuldu. Bu arşivin eksik kalan bölümleri de kısa sürede tamamlanacak.

Çocuk/Gençlik/Drama bölümü ise hem DTCF kökenli arkadaşımız Ceren Okur'un (LİNÇÇİ DEĞİL!) ve bu konuda uzmanlaşmaya giden LİNÇÇİ Bülent Sezgin'in katkılarıyla bu alanın en kapsamlı yayını olmak üzere.

Yayın hayatımıza başlarken bugün evrensel basın yayın ilkelerine uygun yayın yapan, küfür ve hakarete dayalı ve açıkça insan haklarına aykırı söylemlere, sansür, dezenformasyon ve manipülasyon mekanizmalarına karşı duran, ifade özgürlüğünün savunuculuğunu yapan bir tiyatro yayıncılığına ihtiyacımız var demiştik. Gerek haber alanında gerekse yorumlarda farklı görüşlere ve bakış açılarına yer vermeye, demokrat bir duruş sergilemeye dikkat ediyoruz. En önemli şartımız ise kişilere hakaret edilmemesi. Bunun dışında her türlü tartışma ve yaklaşımı dinlemeye, görmeye ve anlamaya hepimizin ihtiyacı var.

Bu demokrat tutum toplumun ve dünyanın değişim içinde olduğu bugünlerde her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Değişen toplumun sorunlarına katılımcı yöntemlerle çare aranması için çeşitli mekanizmaların harekete geçtiği günümüzde her birimiz sorunları ve çözüm önerilerini seslendirmek için üzerimize düşeni yapmalı ve çözümleri başkalarından beklemek yerine daha çok ve ısrarla talep etmeye devam etmeliyiz, bu kültür sanat alanı için de geçerli. Tıpkı 300 haftadır gözaltında kaybedilen evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin, anne ve babalarının akıbetlerinin açıklanması, sorumlularının yargılanması için Galatasaray’da oturan Cumartesi Anneleri gibi ısrarcı olmalıyız. Onlar 25 Aralık Cumartesi saat 12:00’de 300. kez o meydanda oturup kayıpları için hesap soracaklar. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var.

(Kaynak: Mimesis)