7 Aralık 2010 Salı

Kapitalizmi ilelebet muhafaza ve müdafaa eden devlet, Kültür Bakanlığı çanağı yalayan "Kürt Destar"a destûr verirken, "Kürt Avesta"ya siktir çekiyor!

Tiyatro sanatına gönül düşürmüş herhangi bir kişi, Mimesisçe değil de, Türkçe ve/ya Kürtçe düşünüp, Türkçe ve/ya Kürtçe yazı yazarsa ve bu kişi, bir de üstüne üstlük sol bir söylem geliştirme gereksinimi duyarsa, etik, etnik, estetik kavram kargaşaları oluşturmak yerine, çok net bir dille sınıfsal kavramları öncelikli olarak dile getirir.

Bir tiyatro topluluğu, tiyatro sanatına gönül düşürmek yerine, sadece ve sadece "hap yap para kap" mantığının gölgesine sığınarak LİNÇÇİ olmayı tercih ederse, Kültür Bakanlığı çanağı yalar..

Bir tiyatro topluluğu, tiyatro sanatına gönül düşürmek üzerine kendisini kurgulama gayreti içerisine girmişse, kendisini kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için organizatörlük yapan devletin şiddetiyle karşı karşıya gelmiş olarak bulur!

Aşağıdaki haberi bu duygu ve düşünceler ışığında okumanızı öneririm!!! (HB)


***


Hani Devlet Salonlarını Kürt Tiyatrosu'na açmıştı?


Devletin geçen yıl büyük bir duyuruyla “açılım” yaptığını ve devlet tiyatro salonlarının da Kürtçe tiyatroya açık olduğunu söylemişti. Fakat bu “açılımın” çok uzun sürmediğini ve aslında bir tür aldatmaca olduğu gün be gün ortaya çıkıyor.

Elazığ Üniversitesi öğrencilerinin Musa Anter’in hayatından kesitlerin olduğu Araf adlı Kürtçe tiyatro oyunu Elazığ devlet tiyatrosu salonunda sahnelemek için dilekçe vermiş. Dilekçede oyun tarihini salonun “uygun olduğu bir zamanda” diye belirtmesine rağmen, bir tarih verilmiş. Dilekçe takiplerini yapan öğrencilerin heyecanını gören tiyatronun müdürü “isterseniz hemen ret cevabı vereyim size” diye çıkışır. Öğrenciler sağduyulu yaklaşıp salonu almak istediklerini belirtti. Fakat istenilen tarihte salonun uygun olduğunu belirten salonun müdürü, gelindiği son noktada salonun o tarihte dolu olduğunu verilen cevapta söylendi.

Elazığ Üniversitesi öğrencileri durumun tamamen Kürtçe tiyatro olmasından kaynaklandığını belirtti. Öğrenciler “Eğer Türkçe bir oyun sunsaydık hemen salon verildi. Fakat oyunun dilinin Kürtçe olması ve Musa Anter’in hayatının sahneleniyor oluşu bu hoşnutsuzluğu beraberinde getirdi” dedi.

Araf oyununun oyuncu ve yönetmeni Aydın Orak ise gelişen durum hakkında şunları söyledi; “Bizler Kürt tiyatrosu yapanlar devletin gözünde batıda tehlikeli, doğuda sakıncalı kişileriz. Demokratik bir ülkede olmaması gereken durumlardır bunlar. Bu ülkenin demokratik bir ülke olması için baştan aşağı kafaların ve yasaların değişmesi gerekiyor. Bir Kürtçe tiyatro oyununu bile bu kadar tehlikeli gören devlet zihniyetine göre, Kürt siyasi hareketin ne kadar tehlikeli olabileceğini siz düşünün.”

TİYATRO AVESTA

(Kaynak: tiyatrodunyasi.com)