5 Aralık 2010 Pazar

"facebook bataklığı" içerisinde yüzen tiyatral tartışmalar sürüyor!

Ben, Hilmi Bulunmaz olarak, biz, Bulunmaz Tiyatro ve OYUN olarak, ortaya çıktığı günden bu yana, facebook için, bataklık tanımlamasında bulunduk:

"facebook bataklığı"

Ortaya çıkış amacını, çok masum bir dille "sosyal paylaşım sitesi" olarak dile getirse de, biz, "facebook bataklığı" sitesinin, toplumu oyalayarak, insanlığın kurtuluşu için kafa yoran beyinleri engellediği kanısındayız.

Bizce, hiçbir sosyalist kişi, hiçbir sosyalist kuruluş, hiçbir sosyalist kurum, "facebook bataklığı" içerisindeki çaresiz debelenmelerle oyalanmaz.

Bizce, kendisi için, halk için, tüyü bitmemiş yetim için mücadale veren herhangi bir insan, "facebook bataklığı" içerisindeki geyik muhabbetine, "eşek muhabbeti"ne asla ortak olmaz.

Ancak...

Bu sözler bizi, yani gerçek sosyalist kişi, kuruluş ve kurumları bağlar.

Oysa...

Geyik muhabbeti, "eşek muhabbeti" yaparak, ömürlerini, rakı şişesindeki balığın çaresizliğine benzer bir biçimde geçirmek isteyen kişilere söyleyebilecek daha fazla bir sözümüz olmamakla birlikte, biz, "facebook bataklığı" konusundaki uyarılarımızı ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceğiz!

Yukarıdaki düşünceler ışığında, aşağıdaki yazıyı ve bu yazının altında verilmiş bulunan linkleri tıklayarak, yazıların tamamını okuyunuz. Okuyunuz ki, "facebook bataklığı" sularının hangi sahillere dek ulaştığını, "facebook bataklığı" kavramının hangi toplumsal yaraları azdırdığını, "facebook bataklığı" canavarının hangi düzeyde can yakıcılığa başladığını kavrayınız!!! (HB)


***


Yücel Erten'in İzmir'de yarattığı "Sezuan..." rezaletine dair, Şakir Gürzumar'la facebook'ta (linççileri iştahlandıracak) sert tartışmamız


ŞAKİR DE "YÜCELCİ" ÇIKTI!


Coşkun BÜKTEL / 4 Aralık 2010


Şakir'le aramızda yaşanan ve tam metnini aşağıya aynen aktardığım tartışma, bu sabaha karşı (4 Aralık 2010) Şakir'in facebook sitesinde yaşandı. Şakir, tartışmanın ardından, aşağıda kopyasını aktardığımız yorumları sildi.

"Ölüleri Gömün" adlı çeviri oyunumun yönetmeni olan ve aramızdaki yazar yönetmen anlaşmazlıklarına karşın, bu sabaha değin, birbirimize karşı saygı ve muhabbetimizi koruyabildiğimiz İstanbul DT müdürü Şakir Gürzumar; bu sabaha karşı, durup dururken, anlaşamadığımız bir konuda, ilk kez olarak, bana hakaret etmeye başladı. Ben de ona, hakaret kelimeleri kullanmamaya çalışarak ama yine de, daha sert bir cevap yazdım. Çünkü Şakir, yalnızca bana hakaret etmekle kalmıyor, İzmir'li genç insanları haksızca azarlayan Yücel Erten'den yana çıkıyor, (bir idareci olarak ve bir ölçüde haklı olarak DT'de disiplini savunmaya çalışırken) kendini linççi Erten'in haksız ve zorba tutumunu savunur konuma düşürüyordu.

Aslında, Şakir'in beni arkadaş listesinden de çıkardığını, yani olayı tırmandırdığını sanarak, bu sayfaya daha sert bir sunuş yazısı hazırlamıştım. Ama yazıyı yayınlamama dakikalar kala, Şakir, beni telefonla arayıp, "Yahu akşam ne biçim eşek muhabbeti yapmışız!" diye, o bilinen neş'eli ruh haliyle lafa girince, "Beni arkadaş listenden çıkarmasaydın, 'eşek muhabbeti' deyip geçmeyi ben de deneyebilirdim." diye cevap verdim. Sonra Şakir, öyle bir şey yapmadığını, beni listesinden çıkarmadığını söyledi. Kontrol ettim. Haklıydı. Bir şekilde yanılmıştım.

Konuyu değiştirip, beni aramasının asıl nedeni hakkında Şakir'le, bir süre konuştuk.

Daha sonra ben sunuş yazımı değiştirdim ama yazar yönetmen çatışmasının ilginç ve sert bir örneği olarak gördüğüm çatışmamızın tam metnini yayınlamak konusundaki kararımı değiştirmedim. Lütfen...

TIKLAYINIZ!

NOT: Konuyla ilgili yorumları okumak ya da yorum eklemek için, Büktel'in facebook'taki profil sayfasını TIKLAYINIZ!

(Kaynak: www.coskunbuktel.com)