Bir an gelir, eski bir fotoğrafa takılır gözlerim. Şu resimdekiler. Kim bunlar? Onların kim olduğunu hayal etme oyunu oynamaya başlarım sonra. Kimdi bu insanlar? Bu fotoğrafı çektirdikten sonraki dönemde hayat ne oyunlar etmişti onlara? Nasıldı onların hikayesi? Ne zaman öldüler? Mezarları İstanbul'un neresinde bu fotoğrafta ölümsüzleşmiş insanların?
Ve yine bir an gelir eskri bir kitaptaki bir yazar imzasını hayranlıkla incelemeye başlarım. O yazar odama girmiştir bile. 'Merhaba üstat, bugün nasılsınız? ' derim ona.
Daha bunlar gibi neler neler yaparım ben arşivhanemde. Daha fazlası bu eserin içinde işte. Arşivhanemden seçtiğim kitaplar, belgeler, fotoğraflar, derinlemesine malumat ve adet olduğu üzere eski İstanbul bu çalışmada. Neler ve kimler yok ki!
Evet, yeni bir gün doğdu, arşivhanemde yeni bir gün. Tüm gün kitapların tozu alınacak, duvardaki bir tablo yada fotoğrafta hayallere dalınacak. Geçmişle bugün arasında duygusal bir köprü kurulacak.
Gönüller dolusu bir merhaba!
Maziye hoş geldiniz!