11 Kasım 2010 Perşembe

Sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sürekli olarak izlediği "İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm panoları"nda küçük bir ilerleme; İDT adına sahip çıktı!


Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu, kendisine ait, anasının sütü gibi en doğal hakkı olan reklâm panolarına bile sahip çıkmaktan yoksun bir durumda.

Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın emrindeki Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'in verdiği reklâm paralarıyla (avanta, diş kirası, sadaka, sus payı) zar zor soluk alan, estetik bilinci gelişmiş okurlardan hiçbir beklentileri kalmayacak kadar tiyatro sanatına uzak, tiyatro sanatına asla dostça yaklaşmayan tiyatro dergileri (Örnekse, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ve Sahne Dergisi); tiyatro sanatını ölesiye seven gerçekçi yazar Coşkun Büktel'le sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı, Internet ortamında LİNÇ etmeye yönelik faaliyetlerin dışında, tiyatro sanatına tamamıyla yabancılaşmış durumdalar.

Bu dergilerin, bana, halkıma, tüyü bitmemiş yetime, tiyatro sanatına yabancılaşmalarını gördükçe çileden çıkıyorum!

Bu arada, Türkiye'nin en yaygın tiyatro kuruluşu Devlet Tiyatroları'nın mülkiyetinde bulunmasına karşın, bir türlü onun zilyetine geçemeyen reklâm panoları konusuna, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'den reklâm (avanta, diş kirası, sadaka, sus payı) aldıkları yada reklâm (avanta, diş kirası, sadaka, sus payı) alma ihtimalini sevdikleri için, zinhar el atmamış tiyatro(?) dergilerinin adlarını teker teker sıralamakta yarar var:

LİNÇÇİ Kavuklu Dergisi (Orhan Aydın)
LİNÇÇİ Mimesis Dergisi (Cüneyt Yalaz)
LİNÇÇİ Sahne Dergisi (T. Murat Demirbaş)
LİNÇÇİ TEB Oyun Dergisi (Prof. Dr. Hasan Anamur)
LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi (Mustafa Demirkanlı)
Yeni Tiyatro Dergisi (Yrd. Doç. Dr. Erbil Göktaş)

Kör kör parmağım gözlerine soku sokuvermeme karşın, İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) reklâm panoları sorununu görmek istemeyecek kadar körleşmiş tiyatro dergilerinin cirit attığı bir zamanda ve bir ortamda yaşamak, bana, giyilmesi acı ve yakıcı, ateşten mâmul bir ruh giysisi giydiriyor!!

Ama ben, her türlü pisliğe, her türlü pişkinliğe, her türlü devletin kasasına göz dikiciliğe, her türlü halkı "siktir et, gitsin"ciliğe karşın, mücadelemi sürdürüyorum!!!

Şimdilik kaydıyla, adına sahip çıkma cesareti gösteren İDT'nin, özellikle DETİS gibi LİNÇ KAMPANYASI için imza vermeyen örgütlerin sıkıştırması sonucu, kendilerine ait olan bu panolara en kısa zamanda sahip çıkacaklarını umuyoruz!!!... (HB)