21 Eylül 2010 Salı

Kahramanmaraş halkı çok cömert, Kahramanmaraş'ta hayat çok rahat!

balmumu tıkıştırılmış kulaklarda
allah'ın sesi var
musa'nın şiirsel ezgisi
on ayrı emir
ve
seninle başlayıp
seninle biten doruk var
sina dağı
bak bana

hilmi bulunmaz

(Şiirin tamamını okumak için, lütfen, TIKLAYINIZ!)


***


Ayda en az bir kez gelip iki üç gün kaldığım Kahramanmaraş, çok güzel bir kent. Entelektüeli şair, sıradan insanı düşbaz yapan bir kent Kahramanmaraş...

Kapitalizmin, tam anlamıyla, yani kılcal damarlarına dek nüfuz etmeyi başaramadığı için, Kahramanmaraş halkı, düzenbaz olmak yerine, düşbaz olmayı yeğliyor...

Uçağınız, Kahramanmaraş'a süzülerek inerken, hızla sizi içine çeken "çıplak dağlar", Türkiye'deki herhangi bir kente değil, Mısır'daki Sina Dağı'nın eteklerine inecekmişsiniz izlenimi veriyor. Hele, bir de elinizin altında Sâdık Hidâyet'in "rakipsiz" romanı Kör Baykuş varsa, artık şiir yazmaya yazgılısınız demektir...

Peki...

Yukarıdaki fotoğrafın konumuzla ilgisi ne?

Bu sabah Kahramanmaraş'a iner inmez yaptığım kahvaltım; içerisine hiçbir hile karışmamış yarım ekmek, hormon sözcüğünün yanından bile geçmemiş bol sulu limon, dilediğiniz kadar tuz ve olağanüstü büyük bir kâseye bol kepçe konulmuş müthiş bir çorba ve bütün bunların karşılığı sadece 2 TL...

Kılcal damarlarına dek nüfuz etmediğinden, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için vicdanını pazara çıkarmayan Kahramanmaraş halkı, cömert, temiz ve ucuz bir hayat yaşıyor... (HB)



***


Ayrıca bakınız:

bu yorgun dünyadan bir sâdık hidâyet geçti