23 Eylül 2010 Perşembe

Bir LİNÇÇİ tiyatronun patronu, bir başka LİNÇÇİ tiyatronun patronunu eleştirir gibi yaparak piyasasını artırmaya çalışan meta rolüyle sahneye çıkıyor!

Tuncay Özinel'den Haluk Bilginer'e Cevap: Muhlis Sabahattin'den Bir Anı


Eskişehir'de otelde rehin kalmıştır Muhlis Sabahattin ve arkadaşları. Eskişehir'e Atatürk'ün gleceğini duyar Sabahattin. Hemen kostüm deposundan bir frak giyer. Silindir şapkayı da takıp istasyona gider, Ata'yı karşılamaya. Muhlis Sbaahattin'i böyle gören herkes çekilip yol verir "Önemli kişi" diyerekten. Atatürk gelir, şapkayı tanıtma gezisindedir. Muhlis Sabahattin'i görünce "Hayrola Sabahattin ne arıyorsun burada?" diye sorar. Muhlis Ata'nın kulağına eğilir " Paşam arkadaşlarla rehin kaldık, otelde" der! Atatürk hemen yaverine Muhlis Sabahattin'e beş lira verdirir. İnsanlara da " Beyler bu şapkadır" der ve yoluna devam eder.

Bu örnek bir öyküdür, daha bunun gibi niceleri yaşanmıştır. Şimdi sevgili Haluk Bilginer diyor ki: "Muhlis Sabahhattin salaktır" öyle mi? Avni Dilligil, Münir Özkul ve daha nice tiyatro duayenleri salak öyle mi. Bence çok yakışıksız ve haddini aşan yakıştırmalar.

Öncelikle şunu çok iyi irdelemek gerek ki, "Bu ülkede kendisini satmayan hala muhalefet yapabilen kişiler TİYATRO SANATÇILARIDIR! Başbakan kahvaltıya çağırdığında "BENİM KARNIM TOK" diyebilen kişi tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen'dir. Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildiğinde bana davet için liste hazırlamam söylendi. Ben TİYAP'ın genel sekreteriyim. "Ne katılırım nede liste hazırlarım" diye cevap verdim.

Bakıyorum genç tiyatrocular da bu yakışıksız söyleme katılmaya başladılar. Şunu unutmasınlar "Geçmişi olmayan kişinin geleceği olmaz" Bi bizden önceki ustaları saygıyla anıyoruz. Örneğin Gülriz Sururi son oyunuma geldiği gün bana iyi şeyler söyledi diye bayram ettim. Kendisi Türk tiyatro tarihinin bir parçasıdır. Biz umudumuz olan genç kuşaklara sevgiyle ve umutla bakıyoruz. Geçmişten aldıkları derslerle de ileriye taşımalarını diliyoruz.

(Kaynak: tiyatrodunyasi.com)