8 Ağustos 2010 Pazar

Altınoluk'taki soluklanmam nedeniyle yayınımızda bazı aksamalar olduğu için okurlarımdan özür dilemem gerekip gerekmediğine bir türlü karar veremedim!

Fotoğraf: Cemre Eylül Bulunmaz


"Veni, vidi, vici..." ("Geldim, gördüm, yendim...")

Jül Sezar (Gaius Julius Caesar), Tokat'ın Zile ilçesinde, Pontus'lu Pharnaces II'ye karşı kazandığı zaferin ardından, Roma Senatosu'na gönderdiği mektupta bu cümleyi kullanmıştır.


***


Gittim, gördüm, yenilendim...


Hilmi Bulunmaz
8 Ağustos 2010


Altınoluk'a kaç kez gittiğimi unuttum! Bunu itiraf etmeliyim. Belleğine müthiş derecede güvenen bir insan olarak, böyle bir itirafta bulunmam, kendi kendimle çelişmeme neden oluyor...

Neyse ki, çok sevdiğim "diyalektik" sözcüğünün içerdiği kavramlardan biri de "çelişki kavramı" olduğu için, bu unutkanlığımın üzerinde pek durmak istemiyorum.

Onlarca kez gittiğim, onlarca kez gördüğüm ve onlarca kez yenilendiğim Altınoluk, her zaman için, benim üzerimde iyileştirici bir "tılsım" etkisi oluşturuyor; okuma hırsımı artırıp, düşünme gücümü ivmelendiriyor. Nasıl ki, uzun bir zaman aç kalmış bir insanın önüne, hangi tür yiyecek konursa konsun, hiçbir "eleme" yapmadan, büyük bir iştahla yerse, Altınoluk'a giderken, arabamın bagajına yerleştirdiğim birçok kitabı da, aynı can alıcı iştahla dönüp dönüp okudum.

Hangi kitabı, kaçıncı kez okuduğumu pek kestiremesem de, özellikle Georges Politzer'in, Paris İşçi Üniversitesi'nde verdiği "derslerden oluşan" Felsefenin Başlangıç İlkeleri adlı kitap, elli beş yaşımın yeni istasyonunda, bana yepyeni ufuklar açtı. Yirmili yaşlarımın henüz başlarındayken, ezberlercesine okuyup sınıf bilincimi geliştirdiğim ve zaman zaman ele alma gereksinimi duyduğum bu kitabı, özellikle, Bulunmaz Tiyatro'da sürdürdüğüm "yazarlık kursu" sürecinde mutlaka gündeme getiriyorum. Bu kitabın yönteminden yararlanarak, bu yöntem sayesinde "yazarlık kursu" çalışmalarına büyük bir renk katıyorum.

Altınoluk'taki tatilimin başında, "Tatildeyim... Kitaplarla demleniyorum..." diye başlık attığım bir paragraf bile denilemeyecek denli minicik notumda belirttiğim yazarlarla sohbet eder gibi okuduğum kitaplar şunlar:

Felsefenin Başlangıç İlkeleri (Georges Politzer / Sol Yayınları), Brecht'i Anlamak (Walter Benjamin / Metis Yayınları), Meta Estetiğinin Eleştirisi (Wolfgang Fritz Haug / Spartaküs Yayınları), Altı Çağdaş Nô Oyunu (Yukio Mişima / Can Yayınları), Bakire ile Çingene (D.H. Lawrence / Can Yayınları), Görünmeyen Önderler (Ali Uğur / Burak Yayınları), Gustave Flaubert / Hayatı ve Eseri (Renê Dumesnil / MEB Yayınları)...

Bu arada, Internet'e çok az girdiğim için, çok mutlu oldum ve zâten bu sayede kitap okuyabildim. Sanırım, okuduğum kitapların izdüşümleri, çok kısa zaman sonra, "kendiliğinden" yazılarımın niteliğini değiştirip dönüştürecek.

Takdir okurların...